"Offf gitmeseniz olmaz mı?" atsumunun yüz asmasını çocukça ve komik bulmuştu osamu kardeşinin sarı saçlarnını karıştırdı atsumu buna hafif sinirlendirmişti ve osamuyu iteleyerek kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Suna arkadan gelip atsumunun kafasını vurdu sonrasında nişanlısı çekip arabaya oturturdu .
"Dikkat et kendinde Arı kafa"
"Dikkat et kardeşim ve yiğenlerimeeee SUNARİN!"
"Hai Hai"
Osamu camdan çocuk gibi el sallayan kardeşine bakıp gülümsemiş ve el sallamıştı aynı şekilde ,o sırada suna ön koltuğa geçmiş arabayı çalıştırmıştı. Atsumu kardeşi gittiği için üzülüyordu ama yeğenlerinin iyiliği için bu önemliydi.
"Hey Miyaaa!" arkandan gelen sesle oraya döndü, sakusayı görmesiyle heyecandan karnında kelebekler belirmişti. "Sabah sabah ne yapıyorsun burada?" merakla sormuştu atsumu ,cevap aslında belliydi ama sormak istemişti "Bir kaç fotoğraf çekmek için çıkmıştım ya sen?"
Atsumu üzgün bir ses tonu takınarak "Samuları yolcu ettim Tokyoya döndüler " demişti. Sakusa onun üzüldüğünü anlayarak bir elini onun beline dolayıp onu da kendi ile beraber fotoğraf çekmeye götürmüştü.
"Sıkıldın mı?" Ağaçkakanları çekerken sormuştu bunu Atsumuya sıkılmış gibi duruyordu ama sıkılmamıştı sadece dalıp gitmişti . Cevap gelmeyince fotoğraf makinesini indirip atsumuya doğru döndü sakusa
"Miya ?" gene cevap gelmemişti sarı saçlı çocuk gözü açık uyuyan insanlar gibiydi şuan , sakusa onun yanına yaklaşıp onu dürttü anca o zaman kendine gelebildi sarı saçlı.
"Bir sorun mu vardı omi-omi?" hayır manasında mırıltılar çıkardı
"Benim bir şeyim yok senin var gibi ama?"
"Hayır yok yorgunum biraz o kadar"
"hmm o zaman hemen dönemlim git ve dinlen"
Tamam anlamında kafasını salladı ve iki beden beraber otele doğru yola çıktılar yol boyu kimseden ses çıkmamıştı odaların önlerine geldiklerinde ise el sallayıp odalarına gelmişlerdi bu sessiz geçen yolculuk ikisini de fazlası ile germişti
Atsumu , sakusayı fotoğraf çekerken telefonu ile çekmişti 50x70 lik tuvallerden birini alıp ambalajını açtı yanından asla ayırmadığı şövalesini çıkarıp kurdu tuvalide onun üstüne sonra gerekli olan kalemleri boyaları ve fırçaları çıkarmıştı teker teker tabii o bunları yaparken art ardına çalan telefonunda bir habersizdi.
Onu arayan kişi eski sevgili Micheal Davis evet adı kulağa çok karizmatik geliyor dimi , dıştan da karizmatik (sakusa daha iyi tabii ) simsiyah kıvırcık ipek saçlara, yemyeşil boncuk gibi gözlere sahip bir yüzü var ayrıca üzün süre sporla uğraştığı için fazlası ile de kaslı ama konu kişilik olunca bir tavuk ile çıksanız daha mutlu olursunuz :>>
Atsumu da dahil kimse bilmiyordu atsumunun , kaç saattir sakusayı çizdiği tuvalin başında olduğunu. 10 saat de geçse 20 günde geçse 30 ayda geçse , 40 yılda geçse umrunda olmayacaktı onu çizerken zamandan soyutlanıyordu atsumuda uzun zamandır yaşayamadığı bu duyguyu tekrar yaşadığı için resmin bitmesini hiç mi hiç istemiyordu.
Tabii ki hayat buna karşıydı , atsumunun amerikada kullandığı telefon japonyada kullandığından farklıydı bu zaman boyuncada amerika telefonunu bir kere bile açmamıştı , açsaydıda Micheal' dan gelen onlarca şeyi görebilirdi ama görmedi şimdi aynı olay japonyada kullandığı telefona oluyordu Michealin belkide 30. aramasıydı bu ama atsumu duymadı dinlediği müzik ve yaptığı resme hapsolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Termal Hotel ~Sakuatsu~
FanficAtsumu çalan kapıyı açtığında ,hayatının aşkı olacağı kişi ünlü fotoğrafçı Sakusa Kiyoomi ile göz göze gelir...