Sabah erkenden yola koyulmuştuk 3 günlük tatilin sonuna gelmiştik. Bu seferki yolculuğumuz Çin'e olduğu için yolculuğumuz tahminimce 3 gün sürecekti daha fazlası da olabilirdi.
Canım sıkıldığı için derin bir nefes verdim tatil yapmak biraz da olsa iyi gelmişti uzun süre sonra toprağa ayak basmak ve farklı insanlar görmek beni mutlu etmişti. İskeleye oturmuş ucu bucağı görünmeyen okyanusa baktım yakında bir fırtına kopacağını söylemişlerdi umarım biz limana vardıktan sonra kopardı aksi takdirde limana ulaşmamız uzayabilirdi.
-Atilla.
Tanıdık sesle arkamı döndüm kaptan arkamda bana bakıyordu.
-Ne yapıyorsun burada.
-Hiç öyle oturuyordum efendim.
Başını sallayıp yanıma oturmuştu.
-Üzgün müsün?.
-Neden üzgün olayım.
-Tatilin bittiği için.
-Biraz üzgünüm efendim uzun zaman sonra topluma karışmak beni mutlu etmişti bitmesi birazcık üzdü.
-Bir daha çıkarız tatile nasıl olsa şu aralar çok işimiz yok değil mi?.
Başımı sallayıp bakışlarımı okyanusa çevirdim.
-Yakında fırtına kopacak.
-Evet söylediler efendim.
Sıkıntılı bir nefes verip benimle beraber okyanusa bakmaya devam etti ama suratında onu rahatsız eden bir şeyler olduğu çok belliydi.
-Efendim bir sorun mu var?.
Başını olumsuzsa sallayıp ayağa kalktı.
-Hadi içeriye girelim yemek saati geliyor.
-Size bugün ördek pişirdim sevdiğiniz gibi.
-Desene ziyafet var.
İkimiz gülerek içeriye girmiştik.
Hızla kaptan ve benim için yemekleri ayarlamıştım . Kaptanın odasına gelince kapıyı çaldım içeriden gel komutunu duyunca içeriye girdim kaptan önündeki kağıtları okuyordu.
-Efendim yemeğinizi getirdim.
Başını sallayıp masayı göstermişti yemek tepsisini masaya yerleştirip kaptanı beklemeye başladım lakin bir şeye canı sıkkın gibiydi.
-Efendim bir sorum mu var.
-Evet Atilla bir sorunumuz var.
-Sizi dinliyorum efendim.
-Çok büyük bir fırtına yaklaşıyor her an kopabilir ve bizim gideceğimiz limana daha 2 gün var geri de dönemeyiz.
-Peki efendim fırtınanın içinden geçsek.
-Gemiyi parçalar kimse sağ çıkamaz.
İçimi korku kaplamıştı.
-Ne yapacağız efendim .
-Tek bir yolumuz var etrafından dolanacağız fırtınanın em sakin olduğu noktadan geçeceğiz.
-Ya geçemezsek.
-Geçmek zorundayız aksi taktirde hepimiz ölü çıkacağız ve ben bunu hiç ama hiç istemiyorum.
Her ne kadar kaptana güvensemde içimi bir korku sarmıştı ya başaramazsak.
-Korkma Atilla ben burada olduğum sürece sana hiç bir şey olmayacak.
Gülümseyip başımı salladım.
-Şimdi yemeğini ye.
-Siz yemeyecek misiniz?.
-Ben daha sonra yiyeceğim.
-Siz yemezseniz bende yemem.
Küçük bir çocuk gibi mızmızlanmıştım.
-Tamam hadi beraber yiyelim başımın belası.
Gülümseyip yemekten yemeğe başladım kaptanım isteksiz isteksiz yediğini görünce ağzına zorla sokuyordum.
Bir sonraki bölümde birazcık kaos oluncak heheh.)
Keyifli okumalar💕.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNLÜMÜN KAPTANI
FanfictionEski zamanlarda fakir insanların pis işlere karıştığı yerde o zor bela bulmuş olduğu gemideki işinde yeni kaptanın kendisine takıntılı olacağından habersizdi.