Multimedyadaki Ege...
Eşyalarımızı yerleştirdik ve halamdan izin alıp,yemekten önce biraz etrafı dolaşmaya çıktık.
İpek:
"Ya kızım ne kadar büyük bir otel burası. Kaybolacağız diye korkuyorum valla."
"Evet oldukça büyük fakat o kadar da değil İpek,abartma."
"Zaten hep ben abartıyorum değil mi?"
O sırada İpek'e cevap veremedim çünkü önümde muhteşem bir basketbol sahası duruyordu. O sırada İpek beni dürtüp duruyordu. Fakat ben çoktan sahanın büyüsüne kapılmıştım. Heyecanla İpek'e döndüm ve,
"Ben odadan topu alıp biraz oynayacağım. Halama haber verirsin."
"Tamam ben de dolaşmaya devam edeyim bari."dedi isteksizce.
"Halamın numarası sende var değil mi?"
"Evet evet. Havaalanında vermiştin ya."dedi.
"Tamam hoşçakal."dedim ve koşarak odamıza gittim. Üstümü değiştirdim ve topumu alıp,koşarak muhteşem sahaya geri döndüm.
İşte hayallerimdeki saha karşımdaydı. Şimdi oynama zamanıydı. Oyuna o kadar konsantre olmuşken birisinin beni arkamdan izlediğini fark ettim. Arkamı döndüğümde belinde tuttuğu basketbol topuyla -tişörtsüz- olarak beni izleyen bir yakışıklı gördüm. İpek olsa şu an ağzının suyu akmış bir şekilde çocuğa böm böm bakıyor olurdu. Gerçi ben de böm böm bakıyorum ama bu daha çok ne bakıyorsun be adam bakışı gibiydi. Çocuk çarpık bir gülümsemeyle bana yaklaştı ve,
"Son yarım saattir seni izliyorum ve şu kanıya vardım bir kıza göre baya iyi oynuyorsun. Hatta fazla iyi."
"Sağol fakat beni böyle gizlice izlemenden çok benimle oynamanı tercih ederdim."
Çocuk kafasını yana doğru eğdi ve gülümseyerek,
"Bu bir teklif mi?"dedi.
"Sayılabilir."dedim gülerek.
"Haydi o zaman.Bu arada ben ultra yakışıklı Ege."dedi güneşte parlayan muhteşem saçlarını savurup,elini bana uzatarak.
Ben de elimi uzattım ve,
"Ben de Ceyda,ultra muhteşem basketbol oynayan Ceyda."dedim ukalaca.
Topunu sahanın kenarına bıraktı ve bana dönüp,
"Ama öyle boş boş oynamak olmaz. Eğer sen kazanırsan sana bir yemek ısmarlarım fakat ben kazanırsam senden bir öpücük alırım."dedi muzipçe.
"Bence öpücük kısmını değiştirsek iyi olur."
"Diyosun?"dedi tek kaşını kaldırarak.
"O zaman oyun falan yok."dedim ve topumu alıp sahadan çıkmaya hazırlandığım sırada bir eli omzumda hissettim.
"Dur."
Arkamı döndüm ve,
"Ne var?"dedim.
"Tamam eğer sen kazanırsan sana yemek ısmarlarım ama ben kazanırsam sen bana ısmarlarsın."
"Tamam bu sefer kabul."dedim ve topu ona fırlattım.
"Haydi başla."
"Uuu ciddiyiz bakıyorum."dedi başladık oynamaya.
Oyunun sonunda ben kazanmıştım. Aslında bu benim hiç ummadığım bir şeydi. Üstüme başıma biraz çeki düzen verirken Ege'ye döndüm ve,
"Gerçekten benim kazanmama izin vermedin öyle değil mi?"
"Belki evet belki hayır."dedi ve topunu alıp sahadan gitti.
Tanrım bu çocuk neden bu kadar gizemli bir şekilde buradan ayrıldı ki. En heyecanlı yerinde bölümü bitiren diziler gibiydi. Telefonumu ve topumu alıp,odama çıktım. Telefonumun mesaj sesiyle irkildim. Bilinmeyen bir numaradan gelmişti.
Tabiki de gizlice telefon numaranı almadım basketbol prensesi yazıyordu. Kimden geldiği oldukça açıktı. Hemen bir cevap yazdım. Eee ne zaman gidiyoruz yemeğe? :D Anında cevap geldi. İstersen hemen,bu akşam. Tabi başkasına sözün yoksa. Gerçekten beni yemeğe bu akşam mı davet etmişti bu çocuk? Ne yapsam ki acaba. O sırada odanın kapısının açıldığını duydum."Sen mi geldin İpek?"diye bağırdım.
"Eveet."diye karşılık verdi.
"Gel sana anlatacaklarım var."
Koşa koşa yanıma geldi.
"Noldu?! Çabuk anlat!"
Olanların hepsini baştan sona tüm ayrıntılarıyla anlattım.
İlk tepkisi:
"Oha kızım. Ne düşünüyorsun?! Haydi hazırlayalım seni."
"Halama ne diyeceğiz?"
"Yorgun olduğunu ve yattığını söylerim. Sen de odaya gelene kadar ben halanı oyalarım."
"Canım arkadaşım benim."dedim ve alnının ortasından öptüm.
"Haydi haydi cıvıklık yapma. Kalk giyin."
"Tamam,tamam."dedim ve dolabımın karşısına geçtim ve kıyafet seçmeye koyuldum.
Merhaba arkadaşlar yeni bir hikayeyle yine karşınızdayım. Oldukça uzun bir bölüm oldu. Akşam oturup,hem dizi izleyip hem de bu bölümü yazdım değerinizi bilin yanii :D Votelamayı unutmayın. Hepinizi seviyorum xox