• Bölüm 1 •

3 4 2
                                    

Geçmiş

🎶 çoçukluğum, Zeynep Alasya Göltekin 🎶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎶 çoçukluğum, Zeynep Alasya Göltekin 🎶

• Yıl 2016 •

İran, tarihinin en sıcak günlerinden birini yaşıyordu. Hava, insanın ciğerlerini yakan bir ağırlıkla doluydu. Güneşin kızgın ışıkları, asfaltı adeta eritecek kadar güçlüydü. Roya, okuldan eve doğru yorgun adımlarla yürüyordu. Üzerinde lacivert-beyaz okul üniforması vardı. Başına yarım, takmış eşarbı ve açıkta kalan saçları rüzgarla usulca dalgalanıyordu.

Eve varmak için kalan birkaç metreyi yürürken, sırt çantasını her iki eliyle sıkıca kavradı. Çanta, okuldan getirdiği kitaplarla doluydu; ama o an yükü sadece omuzlarında değil, tüm ruhunda hissediyordu.  Fakat eve vardığında kapının önünde duran birkaç adamı gördü. Gözleri istemsizce o adamlara takıldı. Tanımadığı yüzler, sert bakışlarla bir şeyler konuşuyorlardı. Roya'nın yüreği sıkıştı, adımları tereddütle yavaşladı. Ne yapması gerektiğini bilemedi. Gözlerini kaçırıp başını eğdi ve kapıya doğru yürümeye çalıştı. Ama bir adamın bakışlarının üzerinde olduğunu hissetti; o yabancı, onu baştan aşağı süzüyordu. Bu bakış, Roya'nın içini dondurdu.

Başını daha da eğdi, nefesi sıklaşmaya başladı. Elleri, sırt çantasını daha da sıkı kavradı, ama bu bile güvende hissetmesine yetmiyordu. Tam adımlarını hızlandırmıştı ki, adamın aniden önüne geçmesiyle olduğu yerde durakladı. Kalbi çılgınca çarpıyordu. Kaçmak istiyordu ama ayakları yere çivilenmiş gibiydi. Adamın sesi, boğuk ve bir o kadar ürpertici bir yankı gibi kulaklarında çınladı: "Nam shoma chist?" (Adın ne?)

Adamın Farsçası düzgündü ama Roya, onun bu topraklardan olmadığını hemen anlamıştı. Yüzü, sesi, tavırları... Her şey yabancıydı. Korkuyla yutkundu, gözleri istemsizce evin kapısına doğru kaydı. İçinden defalarca yardım çığlıkları attı ama sesi bir türlü çıkmadı. Sonunda tüm cesaretini toplayarak, kısık bir sesle "Pedar!" (Baba!) diye bağırdı.

Adam, Roya'nın adımlarını takip ederken, kapı birden açıldı. Roya'nın babası kapıda belirdi, yüzünde hem şaşkınlık hem endişe vardı. Kızının korkuyla dolu gözlerini görünce hemen sordu:
"Cheh etefaghi oftad?" (Ne oldu?)

Ama Roya, içinde büyüyen korkunun adını bile koyamadan, "Chehich chiz!" (Yok bir şey!) diye aceleyle cevap verdi. Bu iki kelime dudaklarından çıkarken sesi titriyordu. Babasının yanından hızla geçip eve girdi. Artık orada duramayacağını hissetmişti; sanki durursa nefesi kesilecek gibiydi. Ayakları onu merdivenlere doğru götürdü. Koşar adımlarla yukarı çıktı, odasına girer girmez kapıyı hızla kapattı. Kapının ardında, titreyen elleriyle sırtını ona yasladı. Kalbi göğsünden fırlayacakmış gibi çarpıyordu.

• • •

Roya, kendini yatağın kenarına bırakıp dizlerini göğsüne çekti. Gözleri istemsizce yaşla doldu. Odadaki sessizlik, Roya'nın içine dolan karmaşayı daha da büyütüyordu. Her şey dışarıdaki adamın bakışlarında başlamış gibi görünüyordu, ama aslında bu korku, bu çaresizlik hissi, yıllardır içinde büyüyordu. O gün sadece bir hatırlatmaydı. Roya, kalbinin çılgınca atışını bastırmaya çalışarak titreyen bacaklarıyla yerinden kalktı. Derin bir nefes almak için pencereye yöneldi. Odayı dolduran boğucu hava, bir nebze olsun dışarıyı izlemekle hafifler gibi oldu. Ama aşağıya baktığında gördükleri, içinde patlayan fırtınayı daha da büyüttü.

Zendegi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin