18

65 24 19
                                    

𝐦𝐞𝐝𝐲𝐚|𝐌𝐚𝐫𝐜𝐞𝐥𝐥𝐢𝐧𝐚 𝐆𝐫𝐚𝐲

Marcellina Gray
yılbaşı gecesi yalnız
mısın?

Marcellina Gray
plan yapmadın
değil mi?

Tom Riddle
Neden?

Marcellina Gray
sadece
merak.

Tom Riddle
Merakını gidereyim.
Diğer kızlarla planlarım
var.

M

arcellina Gray
bunu yazan sen olmasaydın
bile, sırıttığın için ciddi
olmadığını anlardım.

Marcellina Gray
şu sıralar masken
pek sık düşüyor.

:)

Tom Riddle
Gülmüyorum.

Tom Riddle
şu sıralar masken
pek sık düşüyor.

?

Marcellina Gray
duygularını saklamakta
eskisi kadar iyi
değilsin diyorum.

Tom Riddle
Öyle mi?

Tom Riddle
Bir süredir seni ölümle
tehdit etmemem,
seni öldürebileceğim
gerçeğini sana unutturmuş gibi görünüyor.

Tom Riddle
Hatırlatmamı ister
misin?

Marcellina Gray
sana da şaka
yapmaya gelmiyor.

Marcellina Gray
hep tehdit, ölüm, lânet
falan.
bir süre sonra sıkıcı
oluyor. :/

Marcellina Gray
seninle ömrünü
geçirecek kıza üzülüyorum
açıkçası.

Tom Riddle
O kız olamayacağına göre
endişelenmene gerek yok.
✓✓ okundu 17.57

Marcellina Gray çevrimdışı

Bu acıttı.
Neden bilmiyorum ama acıttı. Hemde fena hâlde. Doğruları söylüyor. Bunu bilsem de ağır bir darbe almışcasına bu histen kurtulamıyorum.
Gerçekten bazen çok kırıcı olabiliyordu.
Ne bekliyordum ki? O gerçek bir kalpsizdi.
Ona olan duygularımı bildiği hâlde...
Sikeyim seni.

Sinirle ayağa kalkıp odanın içinde dolandım. Telefonuma gelen bildirim sesiyle telefonumu odanın diğer ucuna fırlatmamak için kendimi zorladım.
Bildirimin kimden geldiğine bile bakmadan telefonumu kapalı moda aldım. Ardından oflayarak ortak salona indim. Harika.
Blake de yoktu. Kiminle dertleşecektim ki?

Ortak salondan dışarı adım attım. Haftasonu olduğu için neredeyse herkes Hogsmade'de olmalıydı. Dönüş saatleri de yaklaşmıştı. Kar yağmaya devam ediyordu. Ne güzel. Üzerime hiçbir şey almamıştım bile. Gerçekten buz gibiydi.
Arka bahçeye çıktım. Kar taneleri üzerime düşerken yalnızca etrafa göz gezdirdim. Şimdiden burnumun ucu donmuştu bile ama içerisi beni adeta boğuyordu.

"Beni görmezden geliyorsun." Artık Tom'un her yerden çıkmasına şaşırmıyordum. Sigarasını dudaklarının arasından alarak konuşmaya devam etti. "Ya da sadece görmezden gelmeye çalışıyorsun mu demeliyim? Yapamayacağını çok iyi biliyorsun Gray."

Kaşlarımı çatarak ona baktım.
"Kendini fazla vazgeçilmez sanıyorsun Riddle." Onun yaptığı gibi alaya aldım. İçten olmadığını bilsem de sözlerimi ciddi kılmaya çalıştım. "Bir gün öyle bir vazgeçerim ki şaşar kalırsın." Sadece sırıttı. Yapamayacağımı biliyordu.

"Sözlerim kalbini mi kırdı Marcellina?"
Gözlerimi devirdim ve buz tutmuş göle doğru yürüdüm. "Senin aksine ben duygularımı gizlemeye gerek duymuyorum." Arkamdan sessizce gelmeye devam etti ama cevap da vermedi. Ayağımla karların birazını itip yere oturdum. Bana öylece baktı.

"Niye geldin?" Kaba mıydım? Umarım öyleyimdir. Çünkü şuanda pek umurumda değildi. Paketten bir sigarayı bana doğru uzattı. Asık suratımla reddettim. "Sigara vermeye gelmediğin belli. Niye geldin?" Birkaç adım uzağımda sigarasını içmeye devam etti. "Yaptığımız anlaşmayı unutmuş gibisin." Anlaşma yapmamış olsak da bileklik konusundan bahsediyordu sanırım.  Elini cebine attı ve bilekliğimi gösterdi.

Omuz silktim. "İstemiyorum." Hayır istiyordum ama bunu belli etmeyecektim. Beni umursamıyormuş gibi konuşmaya devam etti. "Bir oyun oynayacağız." Kaşlarımı çattım. Onun 'oyun tarzı' genellikle başımın bedenimden ayrılacağı türdendi. Karşı çıkmadan dinledim. Bilekliğimin bendeki değerini anlamış olacak ki böyle bir teklif sunuyordu.

"Slughorn'ın etkinliğinde bana eşlik edeceksin." Kaşlarım daha çok çatıldı. Tom, benim o yemeğe katılmamı istiyordu. Hemde bir 'Gryffindorlu' olarak benimle. Bunu kendine hakaret olarak görecek zihniyete sahipti. Arkadaşları ise bundan hoşnut olmazdı. O zaman ne yapmaya çalışıyordu? Oyunlarından nefret ediyordum.

"Planın ne?" Ayağa kalktım ve ona doğru birkaç adım attım.
"Söylesene Riddle. Gryffindor nefretini herkes bilirken beni hangi oyunun içine atıyorsun?" Sigarasını yere attığında ayağımla sertçe söndürdüm. Bu tavırları sinirimi bozuyordu. Bana kısa bir bakış attı. "Kanı bozuk binadan olsan bile safkan olduğunu inkâr edemem." Kaşlarım havalandı. Gerçekten, kendisinin bir melez olduğunu yüzüne vurma isteğimi uyandırıyordu.

"Sadece bu kadar olduğunu sanmıyorum." Bu teklifi sunmasının asıl nedenini sorgularken yanıt bekledim.
"Belki de yılanların yuvasında ne kadar hayatta kalabileceğini görmek istiyorumdur." Bunu söylerken sırıttı.
Tıpkı onun gibi bende gülümsedim.

"Merak etme. En zehirlisiyle aylardır uğraşıyorum ve hâlâ hayattayım."

𝐋𝐢𝐦𝐞𝐫𝐞𝐧𝐜𝐞 [𝐓𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin