Kapıdan içeri girdim. Beni karşılayan varlık o da neydi öyle nerden gelmişti.
-Ne var diye carladım.
-Benim olacaksın. Dedi ve içki kokusuyla salonu doldurarak bana yaklasiyodu. Önüm geldi ve durdu önce ayaklarımın önüne çömeldi ve sonra bacaklarımdan tutup hızla kucağına çekti. Boynumu öpmeye çoktan başlamıştı.
-Emir dur lutfen
-Niye o gece dur Emir deniyordun.
-O gece bir hataydı unutalım. Ben hatırlamıyorum bile. Dedim ve bir çırpıda kucağından kalktim. Kapıyı işaret ederek;
-Hemen git yoksa polis çağırırım dedim.
-Hadi ama Efil.Tekrar dokunacakken geri çekildim ama bir işe yaramadı. O an kapı çaldı.
"Kim o" benim evimde ne cürretle kalkışmıştı buna.
"Ben kimin geldiğini sorabilirim Emir"
"Sevgilimi yormak istemedim"
"Ne sevgilisi ne sevgisi"
"Seni seviy-" kapı bir kez daha çaldı."Gidip kapıya bakacağım" dedim ve ayağa kalktim. Kapıya geldiğim de bir kez daha çalmıştı. Elimi uzattım ve kapıyı açtım. Hadi ama bugün hersey böyle mi olmalı. Kapıyı çalıp kaçan veletler. Kapıyı kapatacagim sıra da biri elini uzattı ve beni çekti. Gözlerim kapandı, bağıramadim bile. Kimin beni tuttuğunu bilmiyorum görmedim. Ama kolları degil hareket etmek nefes almama bile engel olacak güçte sıkıyordu beni... "im-" demiştim sessiz ama bana büyük gelen çığlığımla. Burnumun dibinden ayrılmayan Emir sesimi duymuyordu. Zaten herşey bu kadardı. Sonrası bir depo biz gibi ve karanlık. Duvarlar üstüme üstüme geliyordu.
Bir müddet sonra kapı açıldı önce bir yuvarlak masa sonra mumlar ve yemekler. Masayı habire süslüyorlar. Iki kişi masayı hazırlayıp çıktı. Beş dakika geçmeden içeriye Emir girdi.
-"Benim ne işim var burda? Neden Emir neden bu kadar korkuttun beni?"
Hiç birşey demeden ayaklarıma kapandı ve cebinden bir tek taş çıkardı.
-"Benimle evlen Efil. Hayatımın bir parçası ol?" Dedi.
-"Ben seni hep arkadas bildim Emir. Kusura bakma"
-"ulan orospu ne diye girdin altıma."
-"Sarhoşt..." lafımî bitirmemi beklemeden.
-"Bak kızım burası sana mezar teklifime evet demeyene kadar ve unutmadan kabul etmedigin her güne lanet edeceksin. Çünkü her gün daha da ağır bir cezan olacak. " belki de gözyaşlarımdan daha önce çıktı odadan.1 gün sonra;
-"Evet Efil teklifime cevabın ne?"
-"pislik herif beni öldür seninle evleneceğime."
-"Peki sen istedin. Doğu ipler" dedi kapıya kafasını döndürüp.
Doğu dediği adam elinde dört tane orta boy ve aynı uzunlukta ipleri getirip Emir'e "buyrun Emir Bey" dedi. Ona yalvaran gözlerle bakıyordum. Bana ve yapacaktı bilmiyorum ama bu bakışlar ölmekten beter olacaksın der gibiydi.Emir ipler ile önce bildiklerinden duvarda ki halkalara bağladı. Bir yandan ağlıyor bir yandan da yalvarıyordum. Emir ise sadece "kabul etseydin" diye tekrarlıyordu. Ellerimi bağladıktan sonra bir adamına işaret etti ve karşı duvara aynı halkalarda çaktı. Diğeri iki ipi alıp ayakları bağladı ve boğazıma adamının duvara çaktığı halkadaki ipi geçirip sıktı. Belki de hareket etsem ölecektim.
Adamların başıyla çıkın dedi ve ardından "Batı kamera" dedi. Bu halimle eğlenecek miydi? Batı dediği adam kamerayı getirdi ve odadan çıkıp demir kapıyı kapattı. Evet su an belki sırası değil ama Batı ve Doğu ikizler ikiside aynı olmasına rağmen birbirinden yakışıklı. Bu düşünce kısacık durdu kafam da çünkü Emir karşima kamerayı kurdu kayda başladı ve yanıma yaklaşıp tek hamle de üzerimdekileri yırttı. Iç camasirlarimla kalmıştım. O kadar iğrenç gülüyordu ki... Bir yandan òpüyor diğer yandan elini vajinama atmıştı okşuyordu. Ben de kurtulmak için hareket ettikçe boğazımda ki ip bogazimı koparacak gibi oluyordu. O gün ellerim ayaklarım bağlı bayıltana kadar tecavüz etmişti. Her yerim mosmordu ve artık alt bölgemden kan geliyordu. Gözlerimi açtığım da bir sandalyede çıplak bir şekilde bağlıyım ve karışım da bir televizyon. Ve Emir'in beni bayıltana kadar yaptığı tecavüz görüntüleri. Çığlıklarımı duydukça daha da agliyordum ve nefes alacak gücüm kalmamıştı.
1 gün sonra;
-Imdattttt. Tam iki gündür imdat diye bağırmaktan sesim kısılmıştı. Ama değil bir insan Doğu Batı denen o ikizler ve Emir kimsecikler yoktu. Bu karşımdaki kamera kaydı neredeyse bin kez tekrar etmişti. Neden beni merak edip arayacak biri yoktu ki. Ya Derya salona gelmeyişimden de mi anlamadı. Ben kısılmış sesimle sesli ağladığımı düşünürken demir kapı gürültü ile açıldı ve içeriye Emir girdi yanında da alet çantası. Yine ne işkence yapacaktı hayvan herif.
-Doğu kamera dedi. Lafını ikiletmeden kamera geldi. Emir bana doğru yaklaştı.
- Hala hayır mı ?
Arka cebinde ki telefon neredeyse düşecekti.
Dikkatimi çekti. Ve aklıma Atlas Bey geldi.
-tamam Emir ama önce seninle konuşmam lazım karşıma otur.
-ha şöyle yola gel hatun. DediOndan iğreniyordum. Bunu belli etmeden bişeyler uydurmalıydı. Aklima "dugun istemiyorum" dedim. "Neden Efil'im söyle muhteşem olmaz mıydı? "
"Hayir Emir lutfen " "peki nasıl istersen"
-"ellerimi çözer misin biraz uyumak istiyorum çok canim yanıyor"
-"Batı çözün" dedi ve odadan çıktı göz ucuyla baktığımda telefon tahta sandalyenin kenarına sıkışmıştı. Umarim kilit falan yoktur. Eğer varsa da polisi ararım. Batı denen dallama ellerimi çözdü ve odadan hizla çıktı. Sonra arkasına bakıp sessizce telefonu işaret edip" ara hadi şifre edizemir" dedi ve odadan çıktı. Ne yani bana yardım etmişti ama neden dün degil ilk geldigim gün degil. Neyse ney bi an önce kurtulmalıydım.
Hemen şifreyi girip aklıma barın numarası geldiği için orayı aradım. Telefon bir çaldı iki çaldı hadi cevap verrrr.
-"Alo buyrun"
-"Atlas Bey ben Efil bana yardım edin" dedim kısılmış sesimden umarim dediklerimi anlamistir.
-"Nerdesin 2 gündür seni arıyorum Efil"
-" Beni kurtarın Atlas Bey "
-"Nerdesin sen Efil ne kurtarması?"
"Emir kaçırdı beni eski bi depodayim kurtarın beni ne olur" dedim ve şarj bitti. Hadi ama ya sırası mıydı?Doğu hızla kapıyı açtı ve içeriye girdi. "Ver" dedi neyi dercesine bakıyordum ki telefonu elimden alıp cebine attı. Ardindan arkaya dönüp "burada yok abi" dedi. Düşündüm de Doğu gibi harika bi insan neden burada??
Kusura bakmayın kısa yazıyorum çünkü telefonum neredeyse hiç çekmiyor ve paylaşmam çok zor oluyor .