Arkadaşlar kusura bakmayın çok uzun bir süre yazamadım malum YGS falan derken ihmal ettim bunu bi özet olarak alın ve uzun bölümü en kısa zamanda yazixam tekrar tekrar özür dilerim iyi okumalar...Artık tam olarak yıkılmıştım. Ne yani ölümüm böyle mi olmalıydı? Ne kadarını hissetmiştim ki sadece küçük masum olmak için çırpınan bir bebektim. Geleceğim geçmişim çocukluğum belki de en güzel yıllarım çalınmıştı. Hem de en güvendiğim tarafın dan. Canım annem... Artik düşünecek şeyler de bulamıyordum. Doğu mu Batı mıydı her neyse o gideli baya oldu oysa ki ne Atlas bey geldi ne de Bir başkası.. ses bile yokdu dışarıda öleceğim artık diye düşünürken kulaklarım zarini patlatan bir fren sesi. Ve ardin dan iki el ates sesi.. eyvah acaba Atlas Bey i mi? Eyvahhh diye H aykirdim koşma ardin dan da ayak sesleri git gide yaklaşıyordu demir kapı zorlandı. Anahtar ulan diye bağıran atlas bey sayesinde kendime geldim. Gelmişti geç de olsa beni kurtarmak için gelmişti. Istd kimsesiz olmak bu kadar acı ben arayamasaydim kimse bilmicekti ortadan kayboluşumu. Neyse ki iki uc kez anahtar çevirme sesi ve ardin da Atlas Bey girdi içeriye. Kolumu sertçe tutup "Niye dağa önce haber vermedin" diye bagirmisti . O kadar keskin bakıyordu ki bi an içim urpermedi değil. Bir kez daha bağırdı az once kime kıyasla biraz daha fazla.
Biraz yüzüme ofkesini soluduk dan sonra içeriye ikizlerden biri girdi ve "abi biz bilemedik bu serefsizin senin kızı kaçırdığını biz o yuzden sana haber verme-"
"Ben size herşeyi haber verin dedim laaannn" diye bağırıp ayağını sandalye ye vurdu bir bana bir de yarı çıplak vücudum da yara bere izlerine bakıp konuşmasına devam etti.
"Bu kıza hiç mi acimadiniz elinden almadınız kim olduğu önemli değil neden aramadiniz ben sizi buraya ne diye diktim Doğu soyle !!" Diye bir kez daha bağırdı ve beni kucağına alıp dışarı çıkardı o neredeydi bilmiyorum ama umrumda da değildi o işkencelerine onun yanına bırakma lutfen deyip sarılıp Atlas Bey e ağlamak istiyordum ama yapamazdım...Arabanın arka koltuğunu açtı bizi görür görmez şoför. Beni arka koltuğa yatırıp kendine oturdu başımı dizine koydu ve hadi kapat gözler hersey geçti şimdi eve gidicez dedi ve bende kendimi günlerdir istediğim huzurlu uykunun kollarina biraktim..
Atlas'dan;
Sonun da kendini uykuya teslim etti dedim fısıltıyla. "Efendim bisey mi dediniz " dedi şoför. Demek ki sandığım kadar fısıltı değilmiş. "Hayir Efil 'in evine sür ayhan" dedim biraz yorulmuş bir sesle kelimeleri o kadar hızlı söyledim ki sanki uzatsam boğulup ölecek mişim gibi. O an telefon çaldı. Hemen cevap verdim Efil sesten rahatsız olmadan açmak için de fısıltıyla konuştum.
"Efendim istediğiniz gibi hersey soğuk depoya götürdüm pisliği. "
" kendibe geldi mi eger geldiyse döve di ve bayiltin ama sakin ölmesin eceli benden olacak o serefsizin" dedim ve telefonu kapattım. Zaten sarjim savasiyordu ve kapanarak batarya galip geldi. Neyse ku Eğilim evine gelmiştik ve onu kucağıma
aldım ve doğru eve girdim. Bende bir yedek anahtar vardı ama Efil'in bundan haberi yoktu geceleri kulüpten çıkıp direk Efil'in yanına geliyordum onun o melekleri andıran uyuyuşu, ağzını hafif aralıklı bırakması onu öpme istediği uyandırsa da hic yeltenmedim. Hep uyanip beni burada görmesinde çok korktum ama maşallah hanfendinin uykusuna diyecek yok sanki güzellik uykusuna yatıyor. Top patlasa uyanmaz deyimi sadece Efil için söylenmiş olmalı. Yatağına yaptırdım ve bir kez daha yüzüne baktım rüyasın da ne goruyor bilmiyorum ama yuzunun aldığı hal o kadar komik ve tatlı ki.Hemen banyoya gidip küveti ılık su ile doldurdum. Efil'in odasına gidip onu kucakladim ve ona iyi gelecegini dusundugum icin suyun icine koydum ic camasirlariyla. Hemen gözlerini açtı ve çemkirmeye başladı. Bir insan uykudan uyanip nasıl bu kadar canlı olabilir ya. Sadece gülümsemeyle yetindik ve onu banyoda bırakıp çıktım. Hemen telefonumu kontrol ettim ve evet şarj bitmişti. Arabaya hızla atlayıp hesaplamaya gitmem gerektiği için kendim geçtim şoför koltuğuna.
" Ayhan uçan kuştangeçen bisikletli veletlerine kadar hersey den haberim olacak yanına iki kişi daha çağrı ve Efil evden çıkmasın ne isterse gidip siz alın bak üstüne başa başa diyorum EFIL EVDEN CIKMAYACAK!!"Ve anın da bastım gaza bu kadar beklemek yeterdi Ediz efendi...
Soğuk depo Doğa ben ve Batı'nin bildiği özel bir mekan di. Mekanın önünde arabadan çıkıp koşar adım depoya girdim. Yarı baygın yatan içi gordukce sinirlerim daha da bozuldu evet belki Efil benim değildi ama sevdiğim kadına nasıl dokunurdu. Beni görünce kendine geldi ve
"sen evet başka kim olabilir " dedi piçimsi bir gülümsemeyle.
"Benden ne istiyorsun sevdiğim kızdan ne istedin o masum dan ne istedim serefsiz " dedim ve bir yumruk attim. Yere tükürük gülerek
" yıllar öncesen benim meleeğim den ne istedin ? " dedi ve yüzünde büyük bir acı ifadesi oturdu. Tabi Ya bu serefsiz benim Efil'i sevdigimj bildiği halde ahhhh diye bağırıp köşe de duran dolapları yumruklama başladım.
Konuşmaya devam etti benimde kendinin de acı çektiğini bile bile....
"Sen ne istedin Yaprak'dan. Biz sana ne yaptık ha. Yaprak sadece beni sevdi ve sen bunu kiskandin elimden almak istedin. Ona da bana da çok gördün demi?
Hep abim derdi ya abim izin versin derdi öyle evlenelim derdi sen inandin mi benimle birlikte olacağına ben senin dostundum o ise kardeşin canindi.
Ben sana anlatayım mi neler olduğunu senin ve o haysiyetsiz babanın düşmanları evleneceğim kadına tecavüz etti. Bana kendini bile opturtmedi Atlas çünkü o hep senin için yaşadı. Sen üzülme hayal kırıklığı çekme diye. O bebek benden değildi ama ben sırf sen katil olma diye o adamları gebertme diye ben yaptim dedim ama biz birlikte olmadik Atlas. Tam tersi Yaprak harika bi insandi ve namusu gayet temizdi. Sirf sen sirt cevirdin diye atti kendini o catidan sirf herşeyini kaybetti diye yigenibe kıydı Atlas senin yigenine sonra da kendine. Sirf abimin yüzü yerde kalmasın diye. Bana anlatma dedi ama bununla yaşayamam şimdi sık kafama ve beni meleğimin yanina yolla. Çok özledim Atlas ben Yaprak'i. "O kadar cok ağlıyordu ki onu affetmek istiyordum. Demek benden kardeşim için intikam almak istedi. Güzel Yapragim keske dinleseydim seni allah belayı versin dedim kendi kendime ve ağlamaya başladım. Nasıl yakistirdim kardeşime yapadabilirdi neden bu kadar kızdım a hhh cahil kafam senin yüzünden ve a hhh Yavuz senin yüzünden. Bu olaydan sonra Yavuz-a baba demedim hatta bu yüzden yurt dışına yerleştim. Efil onda anlayamadığım güzellik buydu iste Yaprağı benziyordu. Bu yüzden onu her gece izlemekte alıkoyamıyordum kendimi.
"Doğu çòz Ediz'i." Dedim ve karşısına geçtim onu gevertmek gerekti sevdiğim kadına tecavüz etmişti geberticektimde zaten ama önce benden Yapragin hırsını almalıydı.
"Vur bana" dedim ve karşısında dikeldim ama o yere eğildi kalkarken Doğu'nun belinden silahı alıp kafasına dayadı ve
"Sana en büyük acıyı yaşattım Atlas şimdi benim olan bir cocugu buyut belkide ona baktikca Yaprağı ve benim mahvettiğin hayati görürsün" dedi ve
"Sana beni öldürme zevkini yaşatmicam" dedi ve son sözleriydi. Kafasına sıktı. Üzüldüm mü hayir ama kendimden nefret ediyorum.