'Wanted'

187 9 5
                                    


Beste'yi yolcu ettikten sonra biraz ders çalışmaya çalıştım.Zira okul hayatımı onunla 'takılmaktan' ötürü fazla aksattığımı hissediyordum.

Çalışmaktan çok test kitabına olan boş bakışlarımla geçirmiş olduğum 1 saati farkedince saçmaladığımı farkettim.Saçmalıyordum çünkü onun gözünde bi hiçtim.Tüm gün boyunca tek bir mesaj bile atmamıştı!
Yüzüme karşı 'Tamam beni sevgilimle yakaladın ama sen benim gözümde Türkiye'de boş kalmayayım diye bi eğlenceydin' , demesini görür gibiydim...
Ama dün aramıştı değil mi? Hem de 23 kere! Madem umursamıyordu neden dün gece arayıp durdu beni? Belki de ayıp olmasın diye umursamış gibi yapmıştı..
Çok fazla odun gözükmemek için aramıştı..
Ona kızmıyordum artık.
Bu kadar saf olduğum için kendimi suçluyordum.
Halime bakmaksızın yakışıklı bi yabancıyı ayartabileceğimi sanmıştım..
Belki de sadece benden gerçekten hoşlandığına inanmak istemiştim..

Elimde dondurma kutusuyla yağlı saçlarımla koltukta Miss Turkey elemelerini izledim depresyondaki aldatılmış kadınlar gibi.Sık sık telefona bakıp durdum. Mesaj gelsin diye dua ediyordum içten içe.'Lütfen beni affet ' yazsın.
Ama gelmedi.
Akşama doğru anne ve babamla oturma odasında takıldım biraz. Annem belki de onuncu kez :
-Önündeki kek bitecek! Dün akşamdan beri ağzına dondurmadan başka bişey sürmedin!Yemek yemiyorsun bari kek ye bastırsın mideni.
-İstemiyorum anne.
Babam olaya dahil olmasa ölürdü zaten:
-Neyin var senin bakıyim? Ne o yüzünün hali? Kafana birşey takıyorsun belli..
-Hiçbişeyim yok benim.
-Sen bizim biricik kızımızsın.Söyle derdini ki sana yardımcı olabileceğimiz bişey varsa yapalım..
-Yok birşey.
Annem :
-Zorlama kızı Nejat. Anlatmak istemiyorsa kendisi bilir.
Bu annemin blöfüydü hep böyle yapardı aman umursamıyoruz moduna girip ben odadan çıkar çıkmaz beni konuşacaklardı.Beste dün geceyi , sevmediğimiz bi kızı görüp tartışma çıkmasıyla üzülerek eve geldik şeklinde örtpas etmişti .Babama da detayını bile bilmediğim bu yalanı anlatmamak için açıklama yapma gereği duyarak :
-Gerçekten mühim bişey yok anne.Yalnızca yazılı haftam yaklaşıyor ve ben bu ay yeterince çalışmadım. Sınıftakiler ygs çalışmaya başladılar bile!Ben hala bu dönemin konularını bile yetiştiremiyorum..
-Bunu kendin tespit etmen de çok güzel.Annenle derslerini biraz aksattığının farkındayız.Ama bu kafana takmanı gerektirecek bişey değil.Biz sana güveniyoruz en kısa zamanda toparlarsın derslerini.
Ne kadar da saf olduklarını düşündüm..Tamam derslerim benim için çok önemliydi ama hiçbizaman aman notum düştü diye de kafama takmazdım yani! Onlara Nick'i anlatmak istedim biran.
Şimşek hızıyla vazgeçtiğim bu düşünce beni oturma odasından çıkartmaya yetti ve sıcak bi banyo keyfi yapmak için küveti hazırladım.
Banyodan sonra Beste aradı. Nick cephesindeki sessizliği hüzünle anlattım ve birlikte saydırdık Nick'e.
Saat 12 e geliyorken saçlarımı taradım tam kurutmak üzereydim ki
Dışardan bi müzik sesinin geldiğini duydum.Çılgın komşularımızın her zamanki huyu işte deyip pencereyi kapatacekken çalan şarkının gayet slow ve sessiz çaldığını farkettim. Çalan şarkı Hunter Hayes-Wanted dı. Şarkının geldiği yere bakmak için eğildiğimde 'O' nu gördüm.
Elinde portatif çelik merdivenle... Pencereme tırmanırken...
Hışımla kafamı pencereden iyice çıkararak:
-Lanet olsun Nick ne yaptığını sanıyorsun sen!!!!
-1.katta oturduğumuzu da nerden öğrendin Nick? olarak değiştiriyorum bu soruyu.
Şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırmıştım çocuk ciddi ciddi bahçemizden odamın penceresine merdiven dayamış bana doğru tırmanıyordu.
-Çabuk git burdan!Bu yaptığın haneye tecavüz ve yan komşumuz polis! Duyuyo musun beni?!
-Umrumda mı sanıyosun?
Daha da yaklaşmıştı.
-Dünkü yanlışı düzeltmem gerekiyordu ve telefonlarıma bakmadın.Mesaj atmadım çünkü takmayacağını biliyordum.
Gözlerim dolmuştu biranda :
-Hiçbişey duymak istemiyorum Nick.
-Sorun değil.
-Ne demek sorun değil?! Git burdann!!!
-Beni duymak istediğine karar verene kadar buradayım.
-Nick!!!
-Efendim?
-Odamın penceresine oylece tırmanıp gitmemezlik yapamazsın!Ya gitsene!
Bi gören olacak şimdi!
-Öyleyse dinle beni.
Yalnızca ve yalnızca o an ordan çekip gitmesi için dinlemeye karar verdim sesim yükselmişti ve babam bana bakmaya odama dalabilirdi . Bakalım yalanlarına inandırabilcek mi beni diye düşünürken o tam tersini yaptı. Doğrularıyla bir kez daha şaşırttı beni:
-Yalan yok o kız benim sevgilimdi.
-Anladık orasını.
-Ama en son 6 ay önce bitirdik aramızdakileri fakat o bunu aşamadı hala bana mesaj atıyor.
-Ah Allah aşkına Nick en son 6 ay önce biten olaydan sonra hani kız "Oh baby i miss you i know you re at Turkey (bebeğim seni özledim biliyorum türkiyedesin)"  derki??!
-Sorun da bu zaten Madison öylesine şeytan bi kızki. Bittiğini bile bile hala mesaj atıyo en son türkiyeye gelmeden önce görüştük çünkü yan komşumuz ve hala benimle olmak istiyor.
-Ve sana sütyenlerini göstermek!
-Sana yemin ederim en son ona elimi 6 ay once sürdüm.Kendi kendine bana çıplak fotoğraflarını yolluyor!
Pekala pekala daha fazla katlanamaz olmuştum. Tek bir kelime daha etsin istemiyordum:
-Ne biliyor musun ? Umrumda değil Nick. Madem birşekilde 'hala' süren fiziksel veya manevi bi ilişkiniz vardı ne diye gelip de benimle flörte kalkışıyorsun! Görmek istediğin çıplak kız sayısı 2'ye çıksın diye mi!!?
-Tanrı aşkına konuyu saptırıyorsun!Seninle oyle bir amacım yok! Yani belki birgün. Damn it! You know its really hard for me to speak another language and you got me wrong! I ain't got a single connection with this girl anymore! Im done with her. Believe me .And maybe someday yes! Damn it yes i wanna see you naked cause you attrack me a lot.. you have no idea how much i want you. But i also know you re different. You are the first turkish girl i ve ever talked. And im getting into you. (Lanet olsun biliyosunki  benim için başka bi dilde konuşmak o kadar zorki ve beni yanlış anladın! Benim o kızla tek bir bağım yok artık! Onunla işim bitti.
İnan bana.Ve belki birgün evet! Lanet olsun evet seni çıplak görmek istiyorum çünkü beni çok etkiliyorsun . Seni ne kadar çok istediğime dair hiçbir fikrin yok.Ama biliyorum ki sen farklısın. Sen benim şimdiye kadar konuştuğum ilk turk kızsın. Ve senden hoşlanmaya başladım.) Sonra devam etti:
-Korkuyorum. Sınırlarımı aşmaktan korkuyorum.Türklerin amerikan gençliğine bakışını biliyorum. Tek amacı öpüşmek ve sevişmek olan biri gibi anlaşılmaktan korkuyorum.Daha önce belki de yapmadığın şeyler için korkuyorum.Kendimi tutamamaktan korkuyorum.Seni incitmekten korkuyorum anlasana.
Bu sırada şarkının nakaratı yükselmişti:

'Cause I wanna wrap you up (çünkü seni sarıp sarmalamak istiyorum)
Wanna kiss your lips (dudaklarından öpmek istiyorum)
I wanna make you feel wanted (istenildiğini hissetmeni sağlamak istiyorum)
And I wanna call you mine (sana 'benim' diye seslenmek istiyorum)
Wanna hold your hand forever (ellerini sonsuza dek tutmak istiyorum)
And never let you forget it ( Ve unutmana asla izin vermemek..)

Yüzüme iyice yaklaşmıştı. Şarkı baştan başladı bu sefer sessizlik olduğundan sözler ve ritim , arka planda dehşet verici bir şekilde filmleri aratmayan bir güzellikle çalmaya devam ediyordu.
Yüzüme doğru fısıldayarak:
-Şuan ne kadar güzel gözüktüğüne dair  bir fikrin var mı?Lanet olsun şu ıslak saçlarınla ve sıfır makyajla bile beni ne kadar etkilediğin..
Hiçbirşey söylemedim.Aklım ,beynim donmuştu sanki. Düşünemiyordum. O an orada benim karşımda oluşunu izledim . Gözlerine baktım. Mavisinin derinliklerinde yüzdüm. Gözlerim doluyordu. Bir kez daha duygusallığıma lanet ettim.
Şarkı , şarkıcının sesinin iyice inceldiği o muhteşem ötesi yere gelmişti :
"You're all I ever wanted
All I ever wanted "
Tam o sırada olan oldu.
Dudaklarıma iyice yaklaşırken kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpmaya başladı. Kalbim kulaklarımda atıyordu adeta... Kesinlikle kızarmış olmalıyım diye düşünürken dudaklarını dudaklarımda buluverdim.
Yumuşak bir şekilde ,hırssız ,şehvetten uzak, en kıymetli incisi dudakları arasında ve onu düşürmemek için herşeyi yaparmışcasına..
Otomatik olarak gözlerimi kapatmıştım.Ne kadar sürdüğünü bilmiyordum ama kalbim için saatler gibi geçen bi süre sonunda açtım gözlerimi. İşte tam dibimde.. gözleri gözlerimde.. beni izliyordu.. geri çekildi , sadece dudağı dudağımdan ayrılacak kadar ufak bir geri çekilişti bu.. Dudaklarımız ayrılmıştı belki ama Gözlerimiz kopmuyordu bi türlü..
Gözlerimden bir damla yaş aktı.
-Pişman etme beni , diye fısıldadım ve ekledim:
-Hiç bilmediğim denizlerde yüzdüğüm ve sana güvendiğim için.
Alnımı öperken:
-benimle olduğun her gününü en güzel gün yapacağıma, seni pişman etmeyeceğime , sana layık olacağıma ,
i promise you. (sana söz veriyorum )
İkinci bir damla daha süzülüverdi gözlerimden. Kendimi onu suçladığım için suçladım . Olanların saşkınlığını atlatamamışken bir kez daha alnımdan öpüp inmeye başlamıştı bile merdivenden.
Şarkı çoktan bitmişti. Arka bahçe gecenin karanlığı ve uzaklardan gelen köpek havlamaları dışında sessizliğe boğulmuştu.

Saat bire gelirken , keşke biraz daha kalsaydı diye düşünürken , tam burada tamda penceremin önünde , yıldızların altında yüzümde gecenin serinliğini hissederken , ilk öpücüğümü şimdiye kadar kaç kızla çıktığını bile bilmediğim yabancı bir çocukla paylaştığımı yeni idrak ederken ve en tehlikelisi de bundan hiç de pişman değilken yatağıma doğru yürüdüm ;
ailemin ya da komşularımızın bu uygunsuz  olaya şahit olmadığını ümit ederek..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir Türk Kızı Günlüğü (Klişe mi?Asla)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin