Bir Türk Kızı Günlüğü (Klişe mi?Asla)

When i first met you

Farklı bir kültürden taş bir çocukla yazışmanın kötü yanlarından biri de her zaman o münasıp türk evladı kimliğimden korkuyor olmak.Asla benliğimden utanmam fakat onlar kadar özgür ve sanatsal yetişmediğimiz de aşikar yani!

Pekala uzun süredir yazışıyorduk ve bu hemen hemen günün büyük bir çoğunluğuydu benden sıkılmamıştı!Yani sizce de garip değil mi ne biliyim hiç hayatımda kendimi özel ve güzel bir kız gibi hissetmemiştim elbette ki flörtlerim oldu ya da salak saçma ilişkilerim ama hepsi ne bileyim işte çocuksuydu..Ha sanki bu çok mu farklıydı bilmiyorum ama kesinlikle özel hissediyordum bir yandan da diyordum ki saçmalıyorsun çocuk yakışıklııı! Sana mı bakacak! kesin Amerika’da bir sürü güzel sarışın ve seksi kız arkadaşları olmuştur..Hatta belki şimdi bile vardır.

Tabii ki ben bu olasılığı düşünmek dahi istemiyordum.Nick ile her Allah’ın günü konuşmaya devam ederken annem birden fazla kez telefonuma bakıp aptalca sırıtmama şahit oldu ki bu benim kültürümde mutlaka bir erkekle yazıştığımın habercisidir.Aslında saçma bir şey ne bileyim belki yakın bir kız arkadaşım komik şeyler yazıyor olabilir yani.Pekala aslında hiçbir kız arkadaşım Dünya nın en komik karikatürlerini dahi yollasa beni bu kadar aptalca mutluluk verici bir konuma sokamazdı.Annem de bunu fark etti ve kimle yazıştığımı sordu.Haber salmaya ne gerek vardı ki boşu boşuna!Hem daha ortada bişey olduğu yoktu.Büyütmedim ve geçiştirdim çünkü annem kayınvalide olmaya dünden razı bir kişilikti!

Ertesi gün Nick gece 23:22 sularında bana mesaj attı ; Wanna see you again! Tercümesine bile bittiğim bu aziz cümle" seni bir  daha görmek istiyorum" du.Ve ben tüm kalbimle doğruyu söylüyorum ki telefonun başında dans ettim.

Siyah fazla iddialı beyaz fazla masum ve kirletilmeye meyilli..Ve dolabımın geri kalanı  kahve tonlarından ibaretti..Oraya anane gibi gitmek istemiyordum ama bu benim tarzım yani pastel ve doğal tonları seviyorum.Her neyse en yakın arkadaşıma mesajla attığım tonlarca kıyafetten sonra el birliğiyle koyu renk dar kesim kot ve salaş mavi tonlarında bir gömlekte karar kıldık.Aynaya baktığımda güzel hissediyordum.Bu kotu seviyordum cidden!Şekilli ve yaşıtlarıma nazaran büyük popomu güzelce sarıyordu ve gömlekle iyi uyum sağlamıştı.Makyajı abartmadım çünkü makyaj sevmeyenlerdenim.Bi eyeliner bi rimel oldu bitti! Ah bir de dudak balmı sürdüm çünkü çatlamış değilde nemli ve öpülesi dudaklara ihtiyacım  vardı.

Buluşma yerine geldiğimde o çoktan gelmişti.(Buraları bilmediği için onu ilk kez gördüğüm yerde buluştuk) Pekala büyülemek kelimesine çok inanmazdım ama bu çocuk bu kot ve mavi gömleğiyle(!!!!) büyülüyordu.Beni görünce ilk tepkisi;

"Giyinmeden önce aklımı mı okudun! "olldu ki aynı kombinlerle ikiz gibiydik pekala biraz fazla dostça bir benzetme oldu çift gibiydik de denebilir.

Turistlere broşür dağıttığımız yer zaten fazlaca merkeziydi ve hemen bir starbucks bulduk.Starbucks dünya üzerinde herkesin ortak mükemmel mekanı sayılırdı.Karamelli macchiato o mun yanına çikolatalı muffin aldım ki bunu ancak bir salak seçer çünkü döküp saçmadan yemek bile yiyemeyen ben bu muffinle nasıl başa çıkardım! O daha zekice davranıp soğuk bir şeyler ve tiramisu aldı.

“Büyüleyici gözüküyorsun.”,dedi aptal sırıtışıyla birlikte

“O tanımı bir erkeğe kullanmam hoş olmazdı sanırım”

“Tanrım mavi gömlek ve kot! Çok mu klişeyiz ne!”

“Özgün olmadığımız kesin”

Ve böyle başlayan buluşmamız harika devam etti ben deniz üstüme çikolata parçacığı döktüm ve gömleğim bombok oldu birlikte sildik ve çikolata lekesi yüzünden kirlenen yer ıslandı.Ağzımda da kalan çikolataları peçete ile silerken “kaç yaşındasın 2 falan mı “ diye dalgamı geçerken “bakıcılıkda pek ustasın bakıyorum. Harçlığını bebek bakarak mı kazanıyosun” şeklinde lafı yapıştırdım. “bakacağım bebek sen olucaksan bakıcı olmaya razıyım” diye bitirdiği bakıcı muhabbeti günün en hoş dakikalarından biriydi.