Bu herif benim yanımda hemde ben yarı çıplak vaziyetteyken ne arıyordu ! Şimdi gerçekten sinirlenmiştim . Şu saatten sonra olacaklardan ben sorumlu değilim. Öfkeden gözüm dönüyordu. Yatakta yatan - benim yatağımda yatan Serkan'ı kolunda sert bir şekilde kaldırıp duvara çarpttım. Gözlerini hızla açtı. Uyku sersemi olduğu halde beni sertçe yatağa fırlatıp üzerime çıktı. Ne yaptığını sanıyordu ! Gözlerimi kocaman açıldı . Onu üzerimden ittirip ayağa kalktım oda kalktı. Sonra gözleri vücuduma kaydı. Üzerim! Hala yarı çıplak vaziyette duruyordum . Sinirden değiştirmeyi unutmuştum.
'' Çabuk arkanı dön ! Ne yaptığını sanıyorsun lan sen ? Beni bu hale nasıl getirirsin ! Yanımda nasıl yatarsın ? Kimsin sen ?''
'' Sesini hemen kes. Seni hemen şimdi ayağımın altıma almamam için bir sebep söyle . Dün ateşin çıkmıştı. Hemde fazla. Hastane kapısının önünde buldum seni .. Bende kıyafetlerini çıkartmak zorunda kaldım. Herhangi kötü bir niyetim yoktu. Şimdi anladın mı beyinsiz?''
Demek ateşlenmiştim. . Ama nasıl fark etmemiştim. Bu aralar gerçek anlamda hissizleşmeye başlıyordum.
Ama hala yatağımda uyandığını açıklamadı.
'' Her ne olursa olsun yanımda yattığın gerçeğini değiştirmiyor . ''
'' Sabaha kadar ateşini düşürmekle uğraştığımdan yorgun düşüp uyuya kalmışım ''
Bunları o kadar hızlı ve yüksek sesle söylemiştik ki. Ama yinede ifadesizce suratına baktım. Tepki verecek kadar iyi hissetmiyordum hala. Gerçi son zamanlarda nasıl iyi hissedebilirdim ?
Yüzüme son kez tepkisizce baktı ve kapıyı çarparak evden çıktı. Gerçekten haksızlık etmiştim. Ama teşekkür edecek tipte bir kız kız değildim. Soğuktum. Hiç olmadığım kadar. Eskiden sevecen ve tatlıydım. İyi bir arkadaş çevrem vardı. Çevrem tarafından hep örnek alınacak bir tiptim. Her neyse. Eskileri konuşmanın bir anlamı yoktu. Geçmişi daha fazla kurcalamamak üzere kapağını kapattım ve kapağını hiç açmayarak tozlanmak üzere raflara kaldırdım. Bu benim için en iyisiydi.
Mutfağa gittim ve çakmak ve sigara aldım. Evet sigaraya da başlamıştım. Gittikçe dibe batıyordum ve bir kere bataklığa saplanınca geri dönüşümün olmayacağını çok iyi biliyordum. Kötü olmayı seçmiştim ve geri dönüşü olmayan bir yola çoktan başvurmuştum. Bahçeye çıktım ve havuzun yanındaki şezlonglara oturdum. Evimin bu yeri en sevdiğim köşelerinden. Telefonum titredi ardından mesaj sesi geldi . Mesaja bakmak için ağır hareketlerle telefonu elime aldım muhtemelen adamlarımdan birinden geldi. Ekranı açtığımda mesajlara tıkladım . Mesaj gizli numaradandı.
'' Aileni öldüren kişi benim. Aynı zamanda hayatını ateşe verende. Ben kim miyim? Neden mi aileni öldürdüm ? Merak ettiğin soruların yanıtı bende. Cevaplamamı istiyorsan 1 saat sonra her şeyin başladığı yerde buluşalım. - Ç ''
Çağrı... Mesaj gerçekten ondan mıydı ? Yoksa biri bana şaka mı yapıyordu? Gerçi kim bana şaka yapma cesaretinde bulunabilirdi ki ? Ne olur ne olmaz ailemin katili olabilirdi mesajı atan kişi. Oraya gidecektim. Gitmeliydim. Tek başıma gitmekten elbette korkmuyordum. Ama bu tehlikeli olabilirdi. Fazlalığa gerek yoktu. Yanımda Serkan'ı da götürmeliydim. Bana yardım edeceğine söylemişti. Ama en son ona haksızlık etmiştim. Yinede affederdi belki . Telefonumu yanıma alıp evden aceleyle çıktım. Arabaya binip Serkan'ın evine doğru yol aldım. Hızlı kullanmıştım . 15 dakika sonra evine gelmiştim.
Arabayı rastgele park edip evin kapısını çaldım. 45 dakika kalmıştı . Ayak sesleri geldi ardından kapı açıldı. Serkan tam kapıyı kapatacakken elimle durdurdum ve hızlıca konuştum .'' Telefonuma gizli numaradan mesaj geldi. Ailemi öldüren kişi olduğunu iddia ediyor. Gerçekten de o olabilir. 1 saat sonra her şeyin başladığı yerde ol dedi. Yani eski fabrikada. Orada öldürmüştü ailemi. yaklaşık 40 dakika kaldı. Hemen gitmeliyiz. ''
'' Sence de bir şey demeyi unutmadın mı ? ''
'' Ben özür dilemem kimseden. '' dedim sertçe. Öyleydi.
'' Özre gerek yok . Bazı şeyleri açıklığa getir. '''' Benden beklentilerini yüksek tutmayı kes! Buyum işte. Özür dilemem. Gelmiyorsan gelme seninle uğraşamam! ''
Gerçekten beni değiştirmeye çalışır gibiydi. Buna izin veremezdim. Tek başıma hareket edebilirdim elbet değil mi ? Arabama doğru hızla ilerledim. Fabrikaya doğru son hız sürdüm arabayı. Elbette iyi bir planım vardı. Oraya plansız gidecek kadar aptal değildim. Fabrikanın önüne gelince rastgele park ettim arabayı. Planım belli bir saate göre işliyordu. Bu nedenle vakit kaybetmeden fabrikanın kapısından içeriye girdim. Adamlarım fabrikanın arka kısmında beklemedeydiler. Kapıdan içeriye girdim. Duvarları ateşin isinden siyahlaşan fabrika duvarlarına baktım. Alevlerden siyahlaşan duvarlar... İçimin cayır cayır yanmasının sebebi ailemin alevler içerisinde ölmesi miydi?
Derin düşüncelerimde boğulasım vardı. Nerede kalmıştı bu adam?
'' Beni mi arıyorsun?''
Arkadan gelen şiddetli ses ile bir anda irkildim .
'' Hey ! Buradayım.''
Hayır arkadan değil sağ taraftan geliyordu ses. Panikle sağımı döndüm.
'' Hu hu yanlış taraf.''
Şimdi de soldan geliyordu. Şimdi düşüp bayılacaktım!
'' Çıksana karşıma. Yemiyor değil mi ? Korkuyorsun benden!'' diye var gücümle adeta haykırdım denilebilirdi.
'' Ne kadar aksini iddia etsen de hala ürkek saf bir kız çocuğusun. Şu haline bir bak tamamen savunmasızsın. Tıpkı ailen gibi... Onları nasıl öldürdüğümü dinlemek ister misin?''
'' Kes sesini! Beni değiştiren sensin! Vicdansız iğrenç herifin tekisin. Beni de kendine benzetiyorsun. Birisini öldürülecekse bu yalnız sen olacaksın. '' duraksadım ve adamlarımın olduğu arka kapıya doğru '' Şimdi ! '' diye bağırdım. 20 saniye sonra bu fabrika patlayacaktı. Bomba düzeneği kurmuştuk. Gizemli düşmanımla beraber bende ölecektim belki ama yaşamak isteyen kimdi ? En azından intikamımı alıp ölmüş olacaktım. Bir kaç metre ötedeki bombadan saniyelerin sesi tıpkı ölümün sesiydi. İntikamın sesi. Yok oluşun sesi. Fabrikanın dört köşesinde hopörler vardı. Düşmanımın sesi bu yüzden değişik yerlerden geliyordu. Ama şuanda fabrikada tek kalmış gibiydim. Hiç ses yoktu! Kapıya doğru koşmaya başladım. Hayır o ölmeden ben ölemezdim. Kapıya yaklaştığımda kapının sağ tarafında ses kaydetme cihazı gördüm. Rastgele bir tuşuna bastığımda Çağrı zannettiğim deminki sesin aynı şeyleri söylediğini gördüm.
'' Siktir!'' başından beri burada kimse yoktu. Oyuna getirilmiştim. Kapıya döndüm. Son 10 saniye kalmıştı. Kapıyı ittirdiğimde kilitlenmiş olduğunu gördüm. Kalbim sıkışmaya ve nefes almakta zorlanmaya başladım. Kapıyı tüm gücümle ittirmeyi tekrar denediğimde bomba son saniyelerindeydi. Yaklaşık 5 saniye kala yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Geri dönüş yoktu. Ölümden kaçışta yoktu. İyice halsizleşirken bir kol beni kendine çekti ve sımsıkı sardı. Halisilasyon görüyor gibiydim. Sanki bambaşka bir boyutta. Huzur veren bir koku beni yatıştırır gibiydi. Kafamı kaldırıp beni oradan çıkaranın kim olduğuna baktığımda Serkan ile karşılaştım! Ve 2 saniye sonra fabrika her bir parçasına ayrıldı , gürültü tunfanı koptu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Düşman
Ficção AdolescenteBazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin. Hayata tutunmak için hiçbir nedenin kalmamış olmasına rağmen. Umut bir insanın her şeyidir. Umudun kalmadıysa, tutunamazsın hayata. Geçmişte sana zarar verenleri unut. Ama asla o zararın sana neler öğr...