Ellerimi etrafımda kavuşturdum tamam bu işe bir son verecektim "hadi Sun sen bunu yapabilirsin adın basit bişeyden doğamaz, sende bu büyü var bence " kendi kendimi teselli etmem deliceydi aslında, ama dayanamıyordum. Ellerimi açıp, içimdeki büyüye konsantre oldum, bekledim...tık yok! Çıldırıcam artık inanmıyorum.
Inanmak istemiyordum ! "Hayır!Hayır! Bu kadar basit olamaz biliyorum, biliyorum o kitablar basit bir hayal ürünü değil!" Ama kendi düşüncelerimi sesli soyleyince bu sözler bana cok aptalca geldi tabiki hepsi bir bilim kurgu , fantaziydi . Ne kadarda aptalim onca yıllarımı inanmışdım. Bir gün belkide Meghan Chase , Clary Fray , America Singer yada Hermonie Granger gibi muhteşem hayatım olucakdı. Bu söylediklerim benim hayatımla ilgili kişilerdi yani tam olarak ilgili derken onlarda normal var olan bir ülkede yaşamışdılar ve patt diye mucize olmuşdu .. Tamam America 300sene sonrasındaydı ama olsun . Offff kimi kandırıyordum ben böyle kişilerden olamazdım. Onlar gibi inatçı değildim, cesur hiç değildim, hele hele bu kadar iyi hiç değildim. Adımdan dolayı kendimi Alina Starkov gibi bir azize diyilsede guneş güçleri olan biri zann etmiştim.Hep çocukluğum, gençlik yıllarım bu kitablarda saklıydı. Hep umut etmiştim, bu umut kıvılcımını beni terk etmeye hic izin vermemiştim.Ama şimdi içimde bir şeyler solub gidiyordu.. Artik bir hiçtim bu dünyadaki diğer hiç kimseden üstün olmayan biriydim nasil üstün olmayı bekleye bilirdimki? Önce akıllı, güzel, cesur ve iyi kızlar varken benim kadar basit birinin büyü beklemesi delilikden başka birşey deyildiki. Hoş belkide yanılıyordum, her kes gibi değildim, daha beterdim bir deliydim. Muhtemelen öyleydimde. "Saçmalama" dedim kendime, "kendini bu kadar aşağılama artık" . Düşüncelerden sıyrılıp, cep telefonumu kaptim. Az önce ne yapacağımı unutmuşdum bile.... off tamam gidip biraz kitap ala bilirdim. Sırt çantamı kaptım.
Biraz param vardı ve bu kitap almama yetecekti. Aynanın karşısındaki yansımama baktım, hiç fena görünmüyordum.Altın rengi sarı saçlarım omuzlarımdan düşüyordu, mavi gözlerimle birlikte çok güzel uyum içindeydiler. Hava çok sıcak olmalıydı bu halde evden dışarı adım atarsam, güzel olayım derken kokarca gibi iyrenç kokacakdım ve eve döndüğümde iyrenç olucaktım. Hayır bunu göze alamazdım sırf güzel görüneyim diye kokamazdım yahu. Saçlarımı iki örgü yaptım ve onları da tepemde topuz gibi topladim. Hah işte tam ben olmuştum en son iki sene önce saçlarımı rapunzel gibi sarkıp, evden dışarı adım atmıştım. O gün de hayatımda ilk ve son kez aşık olduğum içindi. Kahkaha atmamak için zor durdum ne aşkdı be. Kendimden 2 yaş küçük biri bana çok güzel
dedi diye doğan bir aşktı bu, eh tabi buna aşk demek olursa. Gözlüklerimi taktim ve tam bir inek öğrenci görünümü alip, aynadaki yansımama baktim. Karşımda bir önceki kızla tezat oluşturan iyrenç bir kız vardı göz renkleri gözlükle gizlenmiş, saçları iyrenç salaş bir kız. Fakat bu umurumda değildi dışarı çıkıp, kitap evinin yolunu aldım. Kulakcıklarımda hüzünlü bir şarkı çalıyordu. Hiç dinlediğim yoktu gerçi tek istediğim dükkana girip, bir iki kitap alip, bir köşede okumaktı. Dükkan eve çok yakındı. Hemen varmıştım içeri girip bay Gregory'ni gördüm hemen:
-Merheba bay Gregory nasılsınız?
-ah Selam Sun seni yeniden görmek ne güzel? Uzun zamandır uğramıyordun. Düşündümki, artık daha iyi kitapçı buldun, yada okumaktan bıktın.
- Efendim belki bir gün kitap okumaktan bıkarım, ama sizin dükkanı başka bir kitapçıya asla deyişmem tabiki. Ha bu arada kitap okumayı bırakmam size ne kadar inandırıcı geldi?
- Aslına bakarsan faiz ortalaması ile yüzde bir kadar inandım.
Kahkaha attım, benim kitaplara olan sevgimi bu yaşlı kitapçı kadar bilen yoktu. Babam öldüğünden beri onu babam gibi sevmiştim ve bana her zaman destek olmuştu. İçimdeki sezi görmezden gelinmeyecek kadar büyüktü. Bu ne zaman babamı düşünsem oluyordu . İki yılı aşkın bir süre geçmesine bakmayarak onu hala çok özlüyordum ve annem sağolsun bana davranışlarıyla bu özlemi hiç unutdurmayacak gibi duruyordu. Gülsem mi, ağlasam mı bilemiyordum artık. Düşüncelerimden ayrilip, bay Gregory'e cevap için döndüm.
-Eh o zaman sizin kitapçını başkasına tercih etmem olanaksızdır, mümkünsüzdür .
Bana sıcacık baba gülümsemelerinden birini gönderdi.
-Hadi fantazi bölümüne geç, yeni gelenlere bak, şimdi gelicem ben de.
-Tamam bay Gregory
Her zamanki gibi yerimi alip kitapları kurcalamaya başladım. Yeni güzel birşey arıyordum, ama hep aynı manzaraydı. Fantazi artik kısıtlıymış gibi göründü gözüme. Hepsi basit vampir romanlarıydı maalesef . Oflayıp pufladım ve arkama döndüğümde birine çarpdığım için duraksadım
-Hop hop önüne baksana kizim!
Ne? Bu adam kendini ne, ya da kim zann ediyordu ki? Bilerek
ona çarpmamışdımki ?
-Pardon ama bilerek yapmadımki, biraz kendinize hakim olsanıza
Kahkaha attı . Bu kadar gülünç olan neydi acaba?
-Bir inek için bayağı uzun bir dilin var ha...
-Ne?! Sen bana inek mi dedin??
-Eh gözlüklere, saça başa bakılırsa inek öğrenci tipin var. Ama daha çok homurdanan donuz gibi gözüküyorsun.
-Seni ukala piç agzından çıkanları kulağın duysun bir!!
Göz ucuyla elindeki kitapa baktim ve Tanrim dememek için zor durdum "Kas Geliştirme sanatı"mı?! Bay Gregory bu kadar iğrenç şeyleri nereden bulmuşdu ki? Sözlerimi devam etdirmek için ağzımı açtım:
-Ah bir dakika seni bana söylediklerin için suçlayamam ki. Elindeki kitapa bakılırsa gayet beyin kısıtlı birisin gibi gözüktü gözüme. Eh domuz olmak daha iyi en azı bir ara domuz bile beynini kullanıyor. Sırf kaslarına güvenen bir yaratıktan farklı olarak.
Sözlerim suratına tokat gibi çarpdığını saniyenin yarısı kadar bir anda gördüm. Bu bana yetmişti gerçi, ama çabuca kendini topladı.
-Bak kızım defol git başımdan sana şimdi karşılık verirsem, benimle yatağa girmek için can atdığını biliyorum. Ama defol.
Cevap yapishdirmak için ağzımı açtım. Ama o anda donup kaldım bay Gregory bana şok ifadesiyle bakıyordu.
- Sun bu adam ne diyor??..
Bu sözler kalbime bıçak gibi saplandı ve karşımdaki budala piç herifin suratına tokadı yapışdırıp, koşarak dışarı çıktım. Ağlamıyacaktım kendi kendimi sakinleşdirmeye çalışıyordum. Ağlamayı keseli iki yıl olmuştu artık hiç ağlamıyordum . Koşarak uzaklaştım kitapçıdan eve gitmek istemiyordum. Böyle iğrenç bir şeyi duyan bay Gregorynin yüzüne nasıl bakacakdımki? Sakinleşmem lazımdı aslına bakarsan o kadarda kötü durum değildi, ama o piç herife nefret etmeme yetecek kadardı. Onu bir daha görürsem, ağzını yüzünü dağıtacağıma yemin etdim . Gerçi biraz mümkünsüz göründü kendi andım gözüme kas geliştirme için kitap alan bir adama nasıl meydan okunurdu hiç bilmiyordum..
☀️☀️☀️☀️☀️☀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Sun ☀️(watty2015)
FantasySıradışı güclere inanan fakat onları bir türlü ortaya cıkaramayan Sun'ın hayatı bir günün içinde deyişmeye başlar . Hayatının hiçde normal olmaması yetmezmiş gibi birde Bay Gizemli adını takdığı çocuk hayatını mahv etmenin eşiğindedir . Peki Sun her...