mafya kılıklı

57 5 0
                                    

Sadece minik bir mum ışığıyla aydınlatılan bu pis karanlık ve soğuk odada sadece ben ve ellerinde silahlar bulunan 3 adam vardı. Evet kaçırılmıştm. Neredeyse 2 saattir burada tutuluyorum. Her şey 1 gün önce başlamıştı. Luke'la bir gezi planı hazırlamıştık ilk önce tarihi yerleri gezicektik daha sonra eğlence mekanlarına gidicektik. Önce Tolerance müzesini gezdik. Bu kadar tarih macerasının bize yeteceğini düşündük ve Magic Bar adlı bara gittik. Bu barda bildiğimiz iğrenç kokulu ve sarhoş adamların bulunduğu bir bardı. Luke'la boş bulduğumuz bir masaya oturduk ve biralarimizi soyledik. Çapraz masada 2 koruması olan sakallı siyah takım elbisesi giyen mafya tipli bir adam oturuyordu. Sürekli beni süzmesinden gerçekten çok rahatsız olmuştum. Ama sorun çıkmaması için Luke'a söylememeye karar verdim. Ben daha ne olduğunu anlamadan Luke kalktı ve adama sert bir yumruk attı. Her ne kadar içimden 'ohh canıma degsin' diye düşünsem de onları ayırmaya karar verdim ve hemen yanlarına koştum. Luke bir yumruk daha aticakken elini tuttum ve ayağa kalkmasina yardim ettim. Oraa çalışanlar daha durumu yeni farkettmislerdi ve farkettikleri gibi fe bizi kapı dışarı etmişlerdi. Ertesi gün salak aklıma uyup tek başıma dolaşmaya çıktım. Kaldırımdan yuruyordum ki barda gördüğümüz adamın 2 koruması kolumdan tuttu ve işte burdayım. Sanırım hayatımın son dakikalarını yaşıyorum ve o masallardaki beyaz atlı prens hâlâ beni kurtarmaya gelmedi.
Tam da o sırada bardaki mafya kılıklı katilim olmak üzere içeri girdi. Elinfe bir tabanca vardı. Belkide beni öldürmek iatemoyordur ha(!)
ve silahı başıma dayadı. Gözlerimi kapadim ve dua etmeye başladım.
Luke'un ağzından
Önce karakola gitmeyi düşünsemde çok uzun surer sedim ve bundan vazgeçtim. İyiki akillilik etmistim ve Ashley'i takip edebilmek için telefonuna bir program indirmiştim. Hemen programı açtım ve navigasyondan bulunduğu yeri arattim. Aaa ne kadar şaşırdım bos bir depo(!) Yanıma acil durumlarda kullanmak üzere sağladığım silahimi almistim. Tabi ki sadist değildim sadece tedbir almıştım. Sessizce depoya girdim ve orada bulunan kutuların arkalarında saklanarak Ashley'nin bulunduğu yere kadar gittim. barda yumruk attığım adam kafasina silah dayamisti. o ise sadece masum bir sekilde gozleri kapali bekliyordu. Silahı dogrulttum ve tum adamlara teker teker sıktım onlar uerde kivranirken Ashley'e bağladıklari ipleri çözdüm ve koşmaya başladık.
Ashley'nin ağzından
K

orkudan küçük dilimi yutmak üzereydim. ve bam!!! silah sesleri yükseldi ama hâlâ yaşıyorum bir akika hâlâ yaşıyorum. Gözlerimi açtım vr onu gördüm Luke hayatımı kurtarmıştı. Beyaz atlı bolmasa da odun prensim hayatımı kurtardı tekrar.
_ L..Lu....Luke
_ şşş, yeterince yoruldudece gözlerini kapat ve uyu.
Dediğini yaptım ve gozlerimi yumdum.
Luke'un Ağzından
Yine yanimaydi onu kurtarmayı başarmıştım onun yanımdan gitme düşüncesi bile beni gerçekten çok uzuyorken ya ona bişey olursa ve beni terkederse nolucak.
Eğer o gidicek olursa ya da ona bişey olursa yaşamamın hiçbir anlamı kalmaz. Eve gelmistik onu uyandirmamaya dikkat ederek kucağıma aldım ve eve çıkardım. Yanına uzandim ve huzurlu uykunun kollarına kendimi teslim ettim. Onu kaybetmemek için elimden geleni yapicaktim. O masum ve baş belası ama öte yandan hayatımın tek anlamı olan kızı kaybetmiycektim. Ne olursa olsun.

Evdeki taş varlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin