KAHVALTI

160 9 6
                                    

Artık iyice iyileşmiştim ama içimde kötü bir his vardı. Sanki Cameron bizi hiç rahat bırakmayacak gibiydi. Neyseki Luke bunları düşünmemi engelliyordu. Sabahin 7 sinde odama bir öküzun dalmasiyla uyandim evet bu öküz luke oluyor.

" uykucu baş belası kalsana."

"Sana da günaydın Luke."

"Hadi hemen hazırlan zaten 3 güne yakındır yatıyosun kahvaltıya gidicez çünkü hazırlamaya üşeniyorum." gülmeye başladık ikimizde.

" Tamam üşengeç çık da hazırlanıyım."

" Tamam baş belası çabuk ol. "

Luke çıktıktan sonra hemen duş aldım ve dolabın karşısına geçtim. Anlamıyorum ki bu ıyafetler nereye gidiyo. Bişey görüyosun, beğeniyorsun 1 hafta sonra kayboluyor. Dolap sihirbaz mı acaba? Bu düşünceleri bırakıp hazırlanmam gerektiğini fark ettiğimde hemen bir şort ve salaş bir t-shirt giydim. Saçlarımı taradım ve açık bıraktım. Converselerimi de buldum, ufak bir eyeliner çektim artık hazırdım. Aşağı indiğimde klasik yırtık kotunun içinde oldukça yakışıklı gözüken bir Luke vardı.

" Bir an bayıldın zannettim ama çok güzel olmuşsun."

Yüzüm domates olmuştu.

" Teşekkürler, Artık gidelim mi?"

Yavaş adımlarla arabanın yanına gelebilmiştik. Yol boyunca şunu düşündüm biz Luke la neyiz? Sevgili mi? Arkadaş mı? sanırım cevabını bulamayacaktım bence biz bunun ortalarında bir yerdeydik ve cevabı zaman gösterecekti. Uzun bir yol geçmiştik ve ben yol boyunca bunları düşünüp yoldaki sarı şeritleri izlemiştim. Sonunda gelmiştik. Burası sarı büyük avizelerin asılı olduğu şirin bir o kadar da görkemli bir yerdi. Kapıda duran kızın ve diğer garson kızların Luke 'a yiyecek gibi bakması dışında hoş bir yerdi. Hepsine o benim bakışı attıktan sonra yerime oturdum. Luke bakışlarımı anlamış olacakki gülmeye başladı.

" Birileri kıskandı galiba."

" Neden kıskanıyım ki? ben sadece arkadaımı koruyorum." dedim. Luke hala gülüyordu. Az önce Luke'a yiyecek gibi bakan garson kızlardan biri gelip sparişleri aldı. Luke gülmemek için dudaklarını dişliyordu.

" Gülebilirsin biraz daha dudaklarnı dişlersen kanıycak." dedim ve ayı gibi kahkaha sesleri yayıldı. Kızların hepsi Luke 'a bakıyor bazıları fotoğrafını çekiyorlardı. Sonunda yemek geldi yoksa açlıktan ölecektim. Tabi Luke 'u kesmekten çalışmıyorlar ki.

" Ashley gel selfie çekelim" dedi. Kızlar kıskançlıkla bakarken zafer kazanmış bakışlarımı attım. 4'lü poz açtık ve son pozda Luke beni öpüyordu. İşte o an içime öyle bir his dolduki tarif edilemez yaanır bir olaydı. Çekindikten beş dakika sonra instagramdan bldirim geldi. Luke selfimizi paylaşmış ve beni etiketlemişti. Çoğu kız kötü yorumlar yapmış olsada umursamadım. Yemeğimizi bitirdik ve Luke hesabı istedi. Ama hesap yerine kahvrengi kutuda çalıan kızların öpücük dolu telefon numaraları vardı. Luke masaya bir miktar para bıraktı ve numaraları orada bırakarak dışarı çıktık.

" Luke, numaraları alsaydın yazık oldu."

" Alsaydım kızları öldürecektin ." dedi ve içten bir gülümseme yolladı. Ahhh o gülümsemesi. Aslında doğru söylüyordu ama bunu ona belli etmiycektim adece gözlerimi devirdim ve arabaya bindim. Luke ta geldi ve yine o sarı şeritli yola çıktık.

LUKE'TAN

Ashley'nin bu tepkileri çok hoşuma gidiyordu. Yol boyunca sırıttığımı farkında değildim ayna ya baktığımda farkettim. Ashely ne düşünüyordu acaba çok merak ediyordum. Bu gidişle hafıza okuma cihazını ben icat edeceğim. Ashley'le arkadaş mıyız? sevgili mi? bence biz bunların arasındaydık ve gayet iyi bir ilişkimiz vardı ee naparsın kız güzel oğlan yakışıklı ;) Aslında bu günlerde hayatımda her şey iyi gidiyor hem Ashley'le, hemde müzikle ilgili. Gurubumuz bir kaç gün sonra ilk albümünü çıkaracak bu da kariyerimizde ilerleyiş kazandırıcak inş...





Evdeki taş varlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin