Naruto inleyerek gözlerini açtığında kendini hiçliğin ortasında süzülen ufacık bir kara parçasını üzerinde buldu. "Neler oluyor? Hangi cehennemdeyim ben?" Doğrularak etrafına bakındı. Sonsuzluğa uzanan boşlukta kara parçaları minik adacıklar halinde yüzüyordu.
"Başka bir boyutta." Pain yüzen adacıklardan birinde, bir kayanın üzerinde oturmuş; burnunun altında kenetlediği ellerinin üstünden ona bakıyordu. "Dövüşürken yarattığımız enerji patlaması bir tür kara delik açarak bizi bu unutulmuş boyuta hapsetti." Ağır ağır doğrularak genç ninjaya baktı. "Çıkış yolu yok."
Naruto etrafı incelemeyi sürdürerek "Saçmalık." diye yanıtladı. "Bir şekilde buradan kurtulmak zorundayız. Bir an önce..." Arkasını dönerken göğsüne yediği şiddetli darbeden dolayı kasılıp kaldı.
Pain Naruto'ya gizlice yaklaşarak yıldırım jutsusuyla tam göğsüne vuruşunu yapmıştı. Genç ninjanın ılık kanı giysilerini kızıla boyarken Pain "Haklısın." diye onu onayladı. "Buradan bir an önce çıkmak zorundayım. Ama öncelikle kapatmamız gereken bir hesap var." Naruto kocaman açılmış gözleriyle ona bakarken ağzının kenarından kan sızmaya başladı ve başı usulca öne düştü.
Pain "Sonunda..." diye mırıldandı. Onu öldürmeden etkisiz hale getirmeyi başarmıştı. Ama yine de emin değildi. Gardını erken indirmek savaşı kaybetmesine neden olabilirdi. Usulca elini çekmeye çalıştı.
Derken uzun tırnaklı bir pençe kolunu sımsıkı kavradı. Jinchuuriki hırıltılı bir kıkırdamayla başını kaldırdı. Dokuz kuyruklu tilki formuna geçiyordu Pençeleri, dişleri ve saçları uzamıştı. Kızıl gözlerinde kana susamış bir vahşetin yansıması vardı. Deforme sesiyle "Güzel, öyleyse kapatalım." dedi. Canavarın chakrası Jinchuuriki'nin her yanını kaplıyor, Pain'in az önce deştiği göğsü hızla iyileşiyordu. Kızıl chakradan dev bir pençe Pein'i yakalayıp karşıdaki adacığa fırlattı.
Naruto kontrolünü yitirdiğini fark etmişti. 'Neler oluyor? Ne yapmaya çalışıyor' diye düşünürken kafasının içinden alaycı bir ses 'Sana yardım ediyorum.' diye yanıtladı. 'Yakında bana bunun için teşekkür edeceksin.'
'Neden yardım ediyorsun?'
'Çünkü o bizim ortak düşmanımız.'
'Ne?' Naruto aniden beynine saplanan korkunç bir acıyla haykırarak dizleri üzerine düştü. Acı her şeyi silerken kendini boşluğa düşer gibi hissediyordu.Gözlerini yeniden açtığında kendini Kyuubi'nin zindanında buldu. Dokuz kuyruklu şeytan tilki parmaklıkların arasından hapsedildiği bedenin sahibine bakıyordu. Heceleri uzatarak "Sonunda..." dedi.
Naruto ayağa kalkarak "Beni niye buraya getirdin?" diye sordu.
"Seninle ufak bir sohbete ihtiyacımız var." Kyuubi'nin gözleri kısılmıştı. "Hem, bana sormak isteyebileceğin şeyler de vardır, diye düşünmüştüm; yok mu?" Kyuubi onunla açıkça eğleniyordu.
"Evet, var." Naruto yılların birikmiş nefretiyle ona bakıyordu. "Nedir bu 'ortak düşman' zırvalığı?"
"O seni ele geçirdiğinde beni senin bedeninden çıkaracak ve... Öleceksin."
"İstediğin de bu değil miydi?" Naruto afallamıştı. "Buraya tıkıldığın günden beri serbest kalmayı istemiyor musun?"
"Ah evet... Serbest kalmayı elbette istiyorum... Ama O'nun niyeti bu değil. O beni diğer kardeşlerimle birlikte çağlar öncesi bir yaratığa can verebilmek için kullanacak... Üzgünüm;
Çünkü amaca giden yolda araç olmak planlarımda yok."
"O kim? O'nun hakkında ne biliyorsun?"
"O, Kaderin Çocuğu... Dünyaya yıkımı ya da huzuru getirecek olan."
"Kehanet mi?" diye sordu genç ninja. "Bana kehanetten söz et."
"Kehanet ben bile doğmadan önce, Shinobi dünyası yaratılırken yapıldı. Kehanette denilene göre kaderin çocuğu yaratacağı muazzam güçte bir silahla dünyaya yıkımı ya da huzuru getirecek... Shinobi dünyasının kaderini tamamen değiştirecek... Tüm dünyanın kaderi onun ellerinde."
Savaş sırasında yaptıkları konuşmayı hatırlayan Naruto "Amacının huzur getirmek olmadığı kesin." diye mırıldandı. Kyuubi'ye dönerek "Peki bu kehanette onun nasıl yok edilebileceği de söyleniyor mu?" diye sordu.
9 kuyruklu tilki Bijuu ona baktı ve kahkahayı patlattı. "Yok etmek mi?" diye sordu "Sen mi?... Onun sahip olduğu o gözler bilinen göz teknikleri arasında en iyisi. Ninja sanatlarında da oldukça hünerli... Onu çıplak ellerinle yenmen imkânsız fakat..." Sivri suratını boydan boya kaplayan bir sırıtışla ekledi. "Birleştireceğimiz güçlerin sayesinde onu yok etme şansımız olabilir..."
"Ne demeye çalışıyorsun?"
"Onu yenmen için sana yardım ederim... Ancak beni özgür bırakman gerekiyor."