Dükkanın önüne bırakılmış bir düzineden fazla olan kolilere bakıp iç çektim. Chuck'ında homurdandığını duydum.Anahtarı alıp kapıyı açtım. Chuck da arkamdan elindeki koliyle içeri girdi. Birlikte tüm kolileri içeri taşıdık ve yerleştirdik.Aklımı kemiren o çocuğu kafamdan atamıyordum. Adını bile bilmediğim hayatımda ilk kez gördüğüm bu çocuk Kimdi ? Adı neydi ? Daha da önemlisi onunda gözlerinden ötesini görememiştim. İçimde onunla tanışmak için deli gibi istek duyan bir yan vardı. Onun gözlerinin ötesini görememem bir yana onda değişik birşeyler vardı. Hayatımda ilk defa bir erkeği bu kadar hoş buldum. Tamam itiraf ediyorum acaip hoşlandım. Hemde ilk defa gördüğüm birinden ama kim görse hoşlanırdı heralde. Çünkü çok yakışıklıydı artı seksi artı güzel gözlü artı kaslı artı bla bla bla.. O çocuğu tekrar görsem bile tanışmaya cesaretim olmazdı sanırım.
Aklımda bunlar varken Chuck elinde kahvelerle dükkândan içeri girdi. Kahveyi uzattı.
* Hayatım bence harika bir dükkâna sahip oldun. Ama beş para etmez yavrum bence bu dükkânı satıp üniversite paranı çıkarmaya bak en azından afilli bir arabayla gideriz deyip göz kırptı.Kahvemden bir yudum alıp;
+ Bence bu dükkâna alışmalısın ömrün boyu burda olmak zorundasın diyerek keyifle kötü kadın gülüşü attım.
Hep böyle söylenirdi bu yüzden umursamadim ve yaklaşık 15 metrekarelik dükkânıma göz gezdirdim; küçüktü ama kendime göre düzenlemiştim kapıdan girer girmez hemen sağdaki raftan baş hizasında başlayan raflara romanları dizmistim. Çok düzenli ve rengarenk görünüyordu. Stephen Meyer 'den Ted Dekker'a sevdiğim tüm yazarları ve Bestseller'i dizmiştim. Sol tarafdaki raflarada işler kesat gider belki diyerek -Chuck'ın önerisiyle- test kitapları ve günlük defterleri ve ajandalar yerleştirdim. Dükkân düzenli temiz ve oldukça yeni görünüyordu. İçimdeki huzurla gülümsedim.* Bu arada hala görebiliyormusun yani ımm gözlere bakınca öle diyerek cümlesini tamamlayamadan iç geçirdi. Chuck'ı seviyordum, onla zaman gecirmeyi yanımda olmasını, o benim en yakın arkadaşımdı. Belkide gözlerinden öteye gidemediğim için çünkü insanların düşüncelerini duygularını gördükçe onlardan uzaklaşmıştım ister istemez. Ben de normal olmak isterdim insanların düşüncelerine çarpmadan alınganlıkların daki duyguları hissetmeden normal birkaç arkadaşlık kurmayı. İnsanlar bencildi ve bunu görmek beni arkadaşlıktan uzak tutuyordu.
+ Maalesef ama müşterilerden başka insanlarla muhatap olmadığım için eskisi kadar yıpranmıyorum.
* Desene ozaman hiç sorun yok dedi ve ortaya kocaman bir kahkaha attı.
+ Hiçte komik değil şapşal diye homurdandım ve gözlerimi devirdim. Bu Chuck'ında hoşuna gitmiş olacak ki daha çok gülmeye başladı sinirle baktım. Elimdeki kahve bardağını çöpe atıp kapıya yöneldim. Dışarı çıktım bu erken saatte pekte insan yoktu. Caddeyi izlemeye başladım ki Chuck yanımda bitti.
* Özür dedi sadece. Tam bir öküzdü üzerine başka kimseyi tanımıyordum. Pekte arkadaşım yokya neyse.+ Tam olarak söylemezsen tüm gün konuşmam senle diye mırıldandım.
* Tekrar özür dedi ona döndüm hani derler ya köpek bakışı diye öyle bir bakış attı öküz. Gözlerine odaklandım boşluktan öteye gidemedim. Herkesin hislerini bilip onunkini bilmemek beni deli ediyordu.
+ Peki tamam kes artık şöyle bakmayı.
*İşte benim cirkinim diyerek omzuma birtane geçirdi.
Sanırım el şakalarından
Ve soğuk esprilerinden hiç vazgeçmeyecekti. Öküz diye söylenip gülümsedim.+ Antrenmana gidecek misin şu arsız arkadaşların gelmeden git bence dedim. Kendisi sıkı basketbol oynardı ve şehir kulübün deydi . Her hafta içi sabah 10 da antrenmana gider. Bazen de kendisine benzeyen bir avuç şapşal ve arsız arkadaşları onu almaya gelirdi. Beş gündür de dükkânın önünü işgal ediyorlardı. Benimde bundan hoşlandığım pek söylenemez.
* Onlar bugün gelmeyecekti dedi ve saatine baktı geç kalmıştı. Ben kaçıyorum koç beni öldürmeden gitmeliyim sıkıntı olursa ara beni dedi ve göz kırptı ve hızla uzaklaştı.
Benimde nette işlerim vardı ansiklopedi siparişi verecektim aklımdan çıkmadan içeri girdim ve laptopu açtım. Şu anda en çok satan ansiklopedileri tıkladım. Şifalı bitkiler , felsefe ansiklopedileri vs bi sürü ansiklopedi karşıma çıktı. Bir kaçını sipariş verdim. Daha değişik ve marjinal birşeyler ariyordum ki karşıma efsanaler ansiklopedisi çıktı dikkatimi çekmişti kendime okuma sözü vererek ondanda sipariş verdim. Birkaç kitap eksiğimi de işaretleyerek sipariş edip babamın verdiği kredi kartının numarasını girip siparişlerimi tamamladım. İyi ki büyük şehirde yaşıyordum siparişlerim yarın elime ulaşacaktı. Kitaplardan sıyrıldım. Ve aklıma sabahki çocuk gelmişti..
Arkadaşlar yorumlarınızı ve devam etmemi istiyorsanız belirtmenizi istiyorum.