10. Bölüm: "Kapının Dışında Kalmak"

536 135 32
                                    


10.Bölüm: "Kapının Dışında Kalmak"

Bugün kaybettiğim son cümle yeni hayatımın giriş sayfasıydı belki de.

''Çok tatlı oldun,'' dedi Günseli omzunu yasladığı duvardan bana bakarken. ''Gerçi nereye gideceğinizi bilmeden hazırladık seni ama!''

''Ben de bilmiyorum,'' dedim sakin bir ses tonuyla. ''Ama kalabalık bir ortam olduğunu söyledi yani tek başımıza olmayacağız işte...''

''Aferin aferin gözüm şimdiden tuttu bu çocuğu,'' dedi Günseli onay vererek. ''İnşallah senden yüzümüz güler. Yoksa şu sıralar malum hiç erkek göresimiz gelmiyor.''

Beren alıngan olmayan tavırla gülerek, ''Sayemde,'' dedi.

Gülümsemeye çabaladım fakat pek başarılı olduğum söylenemezdi. O esnada telefonuma ufak bir mesaj sesi geldi. Ekranı kaydırmadan okudum.

Sıraç: Geldim, yurdun durağında seni bekliyorum.

''Gelmiş mi?'' diye sordu Beren.

Kafamı salladım.

''E hadi o zaman bekletme çocuğu,'' diye kapıyı açtı. ''Gelince detayları anlatırsın. Kendimize hayrımız olmadığı başkalarını duymayacağımız anlamına gelmez değil mi ya?''

''Tamam gelince görüşürüz,'' dedim tebessümle. İkisinin de benim için parlayan gözlerine baktım ve orada gerçek bir şeyler gördüm. Bu o kadar iyi gelmişti ki sanki kurumuş toprağıma iki damla su misali dokunmuşlardı. ''Teşekkür ederim kızlar, gerçekten çok hem de.''

''Sonra sonra,'' diye hızlandırdı Günseli mevzuyu. ''Bu arada on iki olmadan gelmiş ol, güvenlik sorun çıkartır müdüre kadar büyür mesele.''

''Merak etmeyin o kadar süre dışarıda olmam zaten.''

''Ben söylemiş olayım,'' dedi ve gülerek ekledi. ''Külkedisi.''

Sıcak hislerle onlara el sallayıp yurttan çıktım. Hava buz gibiydi ve atkımı düzeltip derin bir nefes aldım. Etrafımı kolaçan ederek yürüdükten sonra yurdun ilerisindeki durakta Sıraç'ı beklerken gördüm. Elleri cebinde ve ağzından sıcak hava buharı çıkarken beni beklediğinde gözlerimiz buluştu. Anlık kalp ritmim değişime uğradığında ellerini cebinden çıkardı ve tümüyle bana döndü.

Sakin adımlarla yanına ilerleyip karşısında durdum. Onu sanki ilk kez görüyormuş gibiydim, öylesine heyecanlı ve saf hislerle. Burnunun ucu kızarmıştı. Çok hafif ama... ''Çok beklettim mi?'' diye soruverdim selam vermeden önce.

''Hayır,'' dedi direkt. ''Ama beklediğim her saniyeye değdi... Yani...'' Birkaç saniye konuşamadı fakat çabuk toparladı. ''Yani çok güzel görünüyorsun da o yüzden öyle söyledim.''

''Teşekkür ederim,'' dedim yanaklarım ısındığında. ''Kızlar sayesinde.''

''Kızlar?'' diye çattı kaşlarını endişesiz bir şekilde.

''Oda arkadaşlarım,'' dedim ardından. ''Onların eseriyim diyebilirim.''

''Yanılıyorsun,'' diye salladı kafasını iki yana büyük bir kararlılıkla. ''Hiçbir sanatçı senin kadar duru bir eseri meydana getiremez. Sen doğal bir sanatsın.''

Öylece kalakaldığımda Sıraç kendi çapında sersemleştiğini fark etti ve elini alnına götürüp kaşıdı. ''Af edersin güzel cümleler kurmaya çalışırken saçmalıyorum da bazen. Pek beceremedim ama halledeceğim.''

''Sorun değil,'' dedim düz bir sesle. ''Teşekkür ederim ben anladım mesajı.''

''Sağ ol,'' diye karşılık verdiğinde gülümsedim. Gerçekten çabasız tatlı biriydi ve onu gözümde giderek büyütmeye başlıyordum. ''Birazdan otobüs gelir.''

DOKUZUNCU VAGONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin