Bölüm 1

222 23 17
                                    

"Bana bağırmayı kes!" dedim ve kapıyı çekip hole çıktım, kendi odama girdim.

Çok sinirliydim babama. Nasıl böyle bir şey yapardı aklım almıyordu. Onun düzensiz ilişkileri artık benim sinirimi bozuyordu.

Birini sevmesine bir şey demiyordum ama bu biri benden iki yaş büyük olunca kendimi tutamıyordum. Her şeyi anlayabilirdim ama annem babamı aldattıktan sonra Alysia denen kadınla evlenmiş olmasını anlamamı benden beklememeliydi.

Yani bu kadar insan varken kırk yaşında bir erkek neden on dokuz yaşında bir kadınla evlenirdi?

Annemin onu aldatmış olmasının onu derinden etkilediğini biliyordum. Ama hiç değilse babam beni düşünmeliydi. En azından evlenirken bana sormalıydı.

Alysia'nın babamı sevmediğini anlamıştım. Çünkü gençler evlilikte aşk, tutku, şehvet isterdi ama Alysia'nın gözü babamın parasındaydı. Sadece parası için babamla evlenmişti ve ben de babamı aynı acılardan korumak istiyordum.

Telefonumun çaldığını duyunca birden irkildim ve elimin kanadığını gördüm. Nasıl bu kadar dikkatsiz olup elimdeki bardağı kırmıştım ve elimin acısını fark etmemiştim?

Elime pansuman yapmak için oturduğum yerden kalkıp odamdaki banyoya girdim. Elimi yıkayacakken içeriye kırmızı saçlı bir erkek girdi.

Sinirli olduğum zaman kaba olabiliyordum. "Sen kimsin?" diye kızarak sordum. Ama yüzündeki gülümseyen ifade hala duruyordu. "Hey, ben Michael" dedi ve elini uzattı.

Tokalaşmadığımı görünce "Her zaman bu kadar kaba mısın?" dedi.

"Bilmem. İlk defa banyomda bir yabancı ile karşılaşıyorum." dedim ve gülmeye başladı.

Elimi görmüş olmalı ki bana şaşırarak baktı. Yanıma yaklaşıp "Elin... Kanıyor...Yardım edeyim mi ?" dedi ve bana doğru yürüdü.  "Ben hallederim'" diye bağırdım. Onu tanımıyordum ve bu kadar çabuk güvenmemeliydim. Onu kovmaya çalışmayı hatta bağırmayı düşündüm ama ben bunları düşünürken o elimi yıkayıp pansuman yapmaya başlamıştı bile. Başkası olsa kızar ve gitmesini söylerdim fakat bir şey diyemedim. Elime pansuman yapmasını izledim.

O kadar güzel elime dokunuyordu ki elimin acısını unutmuştum. İşi bittiğinde elinde pizza kutusu ile gelmiş olduğunu fark ettim. Bana ne yapmıştı böyle büyüsüne kapılıp her şeyi unutmuştum.

"Bu şekilde daha iyi." dedi. Dalıp gittiğimden ne dediğini anlamam biraz geç oldu.

"Teşekkür ederim." dedim. Bu sırada odamdaki iki kişilik koltukta oturuyorduk ve hâlâ gitmemişti. Kısa bir sessizlikten sonra "Pizzacıda çalışmana şaşırdım."dedim.

"Neden şaşırdın? Pizza kuryeleri de pansuman yapmayı bilebilir." dedi.

"Sadece... İyi giyinmene şaşırdım." dedim. Gerçekten iyi giyinmişti. Üstünde siyah deri ceket ve metallica yazan bir tişört, altına siyah skinny model bir pantolon vardı. Siyah bot giyinmişti.

"Pizza kuryeleri de iyi giyinebilir, ön yargılı olmamalısın. Sadece yazları pizzacıda çalışıyorum." dedi.

Uzun bir sessizlikten sonra ilk konuşan ben oldum."Ben pizza sipariş etmedim ki ?" dedim sinirli bir sesle.

"Biliyorum." dedi sakin bir tonda. "Neden sinirli olduğunu anlatmak ister misin?" diye sordu.

"Sinirli değilim ve soruma cevap vermedin." dedim ama ben bile kendi ses tonuma inanamadım. Sinirli olduğum çok belliydi ve her şeyi bilmesi beni rahatsız etmişti. Halbuki ben onu tanımıyordum. Ayrıca pizza sipariş etmememe rağmen neden gelmişti?

"Konuşmaları duydum." dedi ve beni şaşırttı.

"Bu seni ilgilendirmez. Ben pizza sipariş etmedim gitsen iyi olur." dedim ve ayağa kalktım, kapıya doğru yürüdüm. Ayak seslerinden onun da kapıya doğru yürüdüğünü düşündüm ama o bileğimden tutup beni kendine döndürdü. Aramızdaki mesafe yok oldu. Kalbinin atışını duyacak kadar ona yakındım. "Eline yaptığım pansumandan sonra bana anlatmakta borçlusun." dedi.

"Bir pizzacıdan fazlasısın galiba." dedim alaycı bir sesle.

"Düşündüğünden tahmin edemeyeceğin kadar fazlasıyım." dedi kendinden emin bir sesle.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.Umarım beğenmişsinizdir. Görüşlerinizi belirtirseniz iyi olur.

Basit Tesadüfler /m.g.cHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin