🎭

28 8 0
                                    

_

İlgi istiyordum.

Şımarık büyütülmüş bir çocuk olmak böyleydi. Sadece iki kelime tek istek ve içinde yatan binlerce anlam. Küçük yaşımdan beri bununla büyütüldüm. Bunu defalarca söyleyebilirdim. Alıştığım bir şeyden, üstelik bu 22 yıl alıştırılmış bir şeyken vazgeçmek çok zordu.

Saflığım bana sevgisizliğimi hiç fark ettirmeden yaşamama yardımcı oldu. Parayı, istediğim her şeyin ikilenmeden yapılmasını, yüzüme gülünmesini sevgi sanmıştım. Ve öyle ki şimdi bunlardan kopamıyordum.

Aynı zamanda sarılmak, öpülmek, birisinin kollarında uyuyakalmak çok güzeldi. Bunları hiç tadamamış olsam dahi güzeldi biliyordum. Benim gibi her istediğini yapabilerek büyümüş şımarık bir çocuk ilgide isterdi. Ama bu sefer istediği olmuyordu.

Çünkü yanında herkese buzdan dağlar çevrelemiş birisi vardı ve o şımarık çocuk ilk kez böyle birisiyle karşı karşıyaydı. Merakı, Onu daha çok inceleme isteği uyandırıyordu. En çokta O'ndan ilgi bekliyordu.

Bir zıtlık vardı ki bu isteğim sadece sarılmak veya öpülmek kesinlikle değildi. Tanıştığımız günden beri her hücrem deli gibi istiyordu O'nu. Her yerimde ve her yerime dokunacak şekilde.

Geldiğim gün, yani dünden beri de hiçbir şey olmuyordu. Ne istersem alabilirdim ama O hariç. Sadece o hariç her şeye sahip olabilirdim burada.

Bir bakıma Onu da yönetiyordum denilebilirdi, ben istedim diye o çok önemli şirketine gitmemiş işlerini burada hallediyordu. Bunu sabah ilk söylediğinde kalbim hızla çarpmıştı göğsüme. Nereden bilebilirdim gerçekten de çalışacağını?

Uzun zamandır doğru bir tabir değil belki ama bir zamandır kimseden sevgi görmemiştim ve bu yaptığı ufak jestler beni heyecanlandırıyordu. Dün arabada gelirken kucağında yaşadığım o anlar da buna dahildi. Kesinlikle tekrar tekrar dönmek istediğim bir zaman olacaktı.

Hepsi birer birer zihnime dolarken yutkunmama engel olamadım. Kendimi tutmam gerektiğini biliyordum, çünkü koca bir savaş alanına dönmüş masasından bakışlarını kaldırdığı gibi beni görecekti. Tüm vücudu kıpkırmızı kesilmiş, düşüncelerine engel olamadan titreyen beni.

Tanrım gerçekten biraz daha aklımla savaş verirsem odadan kaçmam gerekecekti. Hâlâ bacaklarımın altında koca bir şişlik hissediyor gibiydim ve arzuma engel olamıyordum. Tamamen istiyordum, tamamen içimde istiyordum.

Ve korktuğum şey oldu, ilk önce gözlerini bana çevirdi daha sonra tüm bedeni doğrulup bana baktı. Bozuntuya vermemek imkansızdı bu yüzden dudaklarımı ısırıp kendimi tutmaya çalıştım. Ellerim bacaklarımı bir arada tutuyor ve titremesine engel oluyordu. Olabildiği kadar.

"Bir sorun mu var?"

Evet ve bu sorun sensin Nishimura. Sen ve senin lanet inadın. Gerçekten nasıl bu yaşına kadar dayanabilmişti anlamıyordum. Ben 22'imde bu kadar delirirken 34 yaşına kadar neyi beklemiş olabilirdi? Ya da beklemiş miydi, bu da bir soruydu tabii.

Tırnaklarım şortun açık bıraktığı çıplak bacaklarımı tırmalıyordu. Kendime acı vererek içimde ki lanet hissi durdurmaya çalışıyordum. Bundan iki kurtuluş yolu vardı ve ben ikisini de hiç yapmamıştım. Zaten mantıken birisini ben değil O'ndan bekliyordum da diyebilirdim.

"Yok sorun." Kekelemediğim için Tanrı'ya şükrediyorken tüm dualarımı boğazıma tıkayarak üstündeki gömleğin birkaç düğmesini daha açtı. Dudaklarımı birbirine bastırarak açık kalmış göğsünde arsızca gezindirdim bakışlarımı. Boğazım yutkunmaktan acıyordu artık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 4 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

dionysus, heekiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin