Üzerimde bir ağırlık hissetmemle uyanmam bir oldu. Cansu çocuk musun sen ya?! Kalk üstümden! Oturur pozisyonda üzerimde duruyordu. Bu onun salakça uyandırma yöntemlerinden biri. Kollarından tutup üzerinden kalkması için yanıma doğru çekmeye çalıştım ama yatak tek kişilik olduğu için yere düştü.
Yüzünü yıkamak için banyoya gittim. Aynaya baktığımda akşamki makyajı temizlemeden yattığımı fark ettim. Önce bir duş alayım diye geçirdim içimden. Duş alacağım zaman hep soğuk suyla duş aldırdım. Bunun nedeni soğuğu seviyor olmamdı sanırım. Duştan çıkıp üzerime giyebileceğim birşeyler almak için giysi dolabını önüne geldim. Boş gözlerle dolaba bakmaya başladım.
Sonunda beyaz bir tişört ve kot pantolon aldım ve üzerimi giyip aşağıya indim. Saçlarımdan akan sular sırtımı ıslatmıştı ama umursamıyordum. Bu ıslaklık hoşuma gidiyordu. Günaydın. Hadi gel kahvaltı yap. Şule beni kahvaltı ya mi çağırıyordu yoksa ben hayal mi görüyordum. Bu kızın beni de sevmediğini sanıyordum. Anlaşılan sadece Cansu'yu sevmiyordu.
Kahvaltıdan sonra oturduk ve konuşmaya başladık. İlk olarak Doğu Başar'ı öldüreceğiz. Özel bir hastanede kalp ve damar cerrahı. Karısıyla boşanmış. Bir tane kızı var. 7 yasında. Berkay bize ilk kurbanımızla ilgili bilgi verirken ben kendi iç sesimle konuşmaya dalmıştım. Kızı var. Bu cümlenin üzerinde yoğunlaştım. Çünkü bu adamı öldürdüğümüzde yetim çocuklar bırakmak istemiyordum. Ve bizim yüzümüzden bu kız yetim kalacaktı.
İç sesimle konuşmayı bırakıp tekrardan Berkay'ın söylediklerini dinlemeye başladım. Hastaneye gidip adamı kaçırmak çok riskli bir durum o yüzden onun ayağımıza gelmesini sağlayacağız.
Bu nasıl olacak peki "Bay çok bilmiş"? Cansu'nun alaycı sesi odayı doldururken gülmemek için kendimi zor tuttum. Aslında haklıydı. Çünkü söylediği şey saçma geliyordu kulağa. Berkay'ın tekrar konuşmasını beklerken Kayra'yla göz göze geldik. Onu çok seviyordum ama bu olaylar yüzünden bir de Şule yüzünden aramız bozulacaktır gibi geliyordu bana.
Bize gelmesi için kızını kullanacağız. Berkay'ın söylediklerini duyunca dehşetle yüzüne baktım. Küçük bir kızı bu ise bulaştırmak haksızlık olurdu. Onun hicbir suçu yoktu ki yetim kalacağı yetmiyor gibi bide bu işe bulaşacaktı. Diğerleri de benle ayni fikirde olacak ki hepsinin yüzüne aynı ifade vardı. Beray sen delirdin mi!? Küçücük çocuğu bu ise karıştırmayı nasıl düşünürsün?! Sesimdeki öfkeli ton Berkay da herkesin bana bakmasına neden oldu.
Başka çaremiz yok Çağla! Merak etme kıza bir zarar gelmeyecek. Berkay beni sakinleştirmeye çalışsa da başarılı olamadı. Hala sinirliydim. Sadist biri olmama rağmen masum birinin canının yanmasını istemiyordum. Sana söz veriyorum ona birşey olmayacak. Kayra'nın kulağıma fısıldadığı sözler içimi rahatlattı.
Çocuğu okulundan alacağız. Gerisi doğaçlama olacak. Dışarıdaki araba Kayra ve Bora için. Kızlar sizde benimle farklı bir arabada gideceksiniz. Berkay dışarıdaki arabayı gösterince bir an duraksadım. Babası ve annesi hayatta olmayan biri bu kadar parayı nereden buluyordu.▪❇▪❇▪❇▪❇
Okulun önüne geldiğimizde çocukların çıkış saati gelmiş olmalıydı. Çünkü bütün çocuklar dışarıdaydı. Bu kadar çocuğun arasında o kızı nasıl bulacaktık? Berkay bize daha önceden çocuğun bir resmini göstermişti ama yinede zor olacaktı. Gözlerim oradan oraya koşan çocukları izlerken birine takıldı. Ama bu bir çocuk değildi. Bu kadın bir yerden tanıdık geliyordu bana. Ama nerden olduğunu bilmiyordum.
Berkay'ın sesini duyunca gözlerimi kadından ayırıp onun olduğu tarafa çevirdim. Çağla kızı bulmuştu ve onunla konuşuyordu. Berkay Cansu'nun herşeyi bok etmesinden korkuyordu sanırım. Çünkü hemen onun yanina gitti ve çocukla o konuşmaya başladı. Sohbetlerinden daha fazla uzak kalmamak için yanlarına gittim.
Maraba küçük hanım adın ne senin? Berkay'ın ne yapmaya çalıştığını anlayamistim ve bos gözlerle ona bakıyordum. Küçük kız da olayı anlaşmamış olacak ki hepimizin yüzüne sırayla baktı. Bakışları korku doluydu. Rüya! Aslında adını biliyorum. Korkma bizden. Bu gördüğün ablalar babanın asistanı. Bende arkadaşıyım. Seni okuldan bizim almamızı istedi. Berkay iyice saçmalamıştı ve işte şimdi sıçtık dediğim ana gelmiştik.
Neyse ki kız zorluk çıkarmadan ikna olmuştu. Çocuğu buradan götürmek için Kayra ve Bora arabayla gelecekti. Kapının önüne geldiğimizde bizi beklediklerini gördüm. Cansu ve Berkay geldiğimiz arabaya bindi. Bizde Rüya'yla beraber diğer arabaya bindik.
Rüya'yla konuşmaya dalmıştık. Çok tatlı bir kızdı ve onun için şimdiden üzülüyordum. Beynimin içinde dolaşan fikirler canımı sıktı ve kafamı cama yaslayıp dışarıyı izledim. Bu yolları ilk defa görüyordum. Farklı bir yere gidiyorduk sanırım. Çağla abla birşey sorabilir miyim? Rüya'nın huzur verici sesi arabanın içinde dağılırken bakışlarım onun yüzüne kaydı. Tabi... Soracağı şeyi merak ediyordum. Aslında biraz da korkuyordum. Çünkü babasıyla ilgili ya da babasının işiyle ilgili birşey sorarsa sıçardık.
Bu arabayı kullanan abiyle sevgili misiniz?? Bu soruyu duyunca yüzümün domates gibi kızardığına eminim. Arabaya binerken Kayra hızlıca elini tutup ona bakmama neden olmuştu. Sanırım bakışlarımdan anlamıştı. Çünkü ona bakarken sevgimi gizleyemiyordum. Evet sevgiliyiz. Ve ben yanında oturan o kızı çok seviyorum. Konuşmak için tam ağzımı açmıştım ki soruyu benim yerime Kayra cevapladı.
Eve geldiğimizde Bora ve Cansu'nun evin önünde bizi beklediğini gördük. Evin içine girdiğimizde bizi kocaman bir oyun salonu karşıladı. Salonun her tarafında başka odalara açılan kapılar vardı. Kapılardan rastgele birinden içeri girdiğimde buranın bir oyun salonu olduğunu anladım.
Rüya'da orayı fark etmiş olacak ki bana doğru koşarken kendini langırt masasının önünde bulması bir oldu. ben Rüya'nın masumluğunda kaybolmuşken aniden yükselen bir ses ile irkildim. Doğaçlama konusunda ciddiydim de ne demek ya sen bizimle dalga mı geçiyorsun?! Bu ses Kayra'nın sesiydi ve sanırım Berkay'a fazlasıyla sinirlenmişti.
- Ya sakin olsana biraz şu ana kadar bir sorun çıkmadı bundan sonra da çıkmaz. Fazla endişeleniyorsun!
- Sakin mi olayım? Bu adam eğer bir şeyler anlarsa hepimiz biteriz!
Kayra'nın sesi odada dağıldıktan sonra odayı koyu bir sessizlik kapladı. Elindeki telefonla uğraşırken aynı zamanda merdivenlerden inen Caner yanımıza gelince bir numara tuşlayıp telefonu kulağına götürdü.
Beni iyi dinle! Eminim şu an kızının nerede olduğunu merak ediyosunudur. Merak etme güvende. Ama bu uzun sürmeyebilir. Tabi sen buraya gelip kızın için kendini feda etmezsen... Adresi mesaj olarak atıcam, ayrıca.. Eğer polise haber verirsen kızının canı yanar, yazık olur ona.
Caner bir solukta konuşup telefonu adamın suratına kapattı. Şaşkınlığımızın yüzümüzden okunabildiğine emindim.
Nee. Bakmayın öyle mal mal. Daha iyi bir fikriniz var mıydı? Kayra gibi sadece bağırmak yerine en azından birşey yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopatlar Okulu
HorrorCezalı oldukları için okulda kalan gençler eski dostlarıyla karşılaşırlar ve işler içinden çıkılmaz bir hale gelir. Bir anda hepsi birer KATİL olmuşlardır...