Arkadaşlar umarım hoşunuza gider. İlk bölümümüz vatana millete hayırlı uğurlu olsun
Masada tek başıma oturmuş bir taraftan portakal suyumu içerken diğer yandan da Kenan'a küfür ediyordum. "Götünü pireler yesin emi Kenan. İnşallah çöllere düşerde mahsur kalırsın sonrada kafana kuşlar sıçar" ya ama haksız sayılmam gerizekalı beni burada bıraktı bıraz bekle dedi sonrada siktir olup gitti.Ne yani bu böyle iki saattir sap sap oturuyorum. Şeytan diyo ki kalk git ama işte kıyamıyorum ki...hem nasıl kıyarım ya ben ona canım o benim. Tabi bu bi piç olduğu gerçeğini değiştirmez nolursa olsun bunu burnundan getircem onun veee içimdeki savaş kızı yüzüne savaş boyalarını çekerr. Ve en sonunda Kenan geldi ve karşıma oturdu. Heleşükür.."ya kusura bakma çok önemli bir işim çıktı da o yüzden beklettim " tabi tabi sen beklet beklet sonra da yok önemli bir işim çıktıydı, ayy şöyleydi pis mendebur. "Yok canım altı üstü yirmi dakkacık hiç önemli değil sen işlerini halledebildin mi ?" neee karşımda böyle karizmatik karizmatik bana bakarken başka ne diyebilirdim ki. "Ya biliyorum ben sen kızmışsındır şimdi bana. Ama ben İzmir deyken alırım senin gönlünü" ya bu adam gülünce sanki farklı bir evrendenmiş gibi oluyo yaaa ayy ben senin o yeşil gözlerini yeri...o sırada dank etti ki " Ne İzmiri ? ". Gülüşü yüzünde iyice yayıldı.Ve bu haliyle bana bakarken dudaklarına yapışmamak için kendimi zor tutuyorum."İzmirdeki yazlığa gidiyoruz". Bana doğru eğildi ve " hemde bu gün ". Ya evet zaten patronumda şu kız sıkılmıştır gitsin bi sevgilisiyle gezsin tozsun falan diyodu. "Aşkım ya benim bi işim var hani unuttuysan falan bi hatırlatıyım dedim." gülümseyerek yapcak bişiy yok bakışımı attım. O ise arkasına yaslandı ve yerine iyice yayılıp kendine güvenen bi ses tonuyla " Ben o işi çoktan hallettim bir hafta izinlisin ". Allah'ım ben nasıl bir iyilik yaptım ki bu adamı bana verdin. "Canım istersen seni eve bırakıyım ve eşyalarını hazırla". "Peki" ayağa kalktık ve tam çantama uzanırken dudaklarıma minik bir buse kondurup dudaklarını kulağıma yaklaştırıp fısıldadı. "Seni seviyorum". Sesi içimi ısıtırken nefesi üpermeme neden olmuştu. Bir eliyle belimi kavrarken diğer eliyle saçlarımı okşuyordu. Bakışlarımı ona (yani yukarıya) çevirip gülümsedim e tabi kızaran yanaklarıma da küfretmeyi ihmal etmiyordum. " bende. Bende seni seviyorum."
