9. Bölüm ❎ ( Sonunu Lütfen Okuyun)

25 1 1
                                    

Dikkat! Okumaya başlamadan önce telefonlarınızı sessize alın, sigaranızı söndürün. Ve dikkatli okuyun.
Karşımda gördüğüm çocuk Candemir idi. Hani şu ukala olanından.

-Sen burda mı çalışıyorsun?

-Evet. Ne var bunda bu kadar şaşılacak?

-Yaniii... Ne bileyim... Böyle bir şey beklemiyordum.

-Beni görmek için buralara kadar gelmene gerek yoktu.

-Seni görmek isteseydim anaokuluna giderdim canım.
Dediğim şey karşısında sırıtması yüzünden silinirken onun dediği şey karşısında bende sinirlenmiştim.

-Canım yaa beni görmek için anaokuluna gelirsen kendini kaybedip oyuncaklarla oynamayasın? Ne de olsa senin yaşına bunlar gider.

Durum 1-1. Berabere. Bu çocuğun dili de fazla uzadı ama.

-Sen öyle dikilceğine bana dondurma koysana! Bak, müdürüne söylediğim gibi seni işten kovar. Müşteri daima haklıdır bi kere tamam mı?!
Tek nefeste bunları söylediğimde derin bir nefes aldım ve şirince gülümsedim.

- Şimdi lütfen bana karamel, çikolata, çilek koyar mısın?

-Aferin bak böyle uslu kız ol.

-Ha bide üstüne çikolata sosu sıksana.

-Peki al. Eee.... Bi de şey...

-Ney?

-İmm... Ya şey işte. Hani şimdi buraya geldin ya.

-Eee ne olmuş yani geldiysem?

-Hani normalde yarın gelecektin ya işte hani şimdi otursak olur mu?

-İyi peki geç oturalım.
Kafenin sandalyelerine doğru ilerlerken etrafa göz gezdirdim. Duvarlar mavi iken masalar ve sandalyeler açık kahve rengiydi. Normalde düşününce çok güzel gelmese de bu mavinin tonu daha bir başkaydı. Dışarıdaki masalara geçtiğimde Kafenin adının Candemirin bana bahsettiği Sahil Kafe olduğunu gördüm. Ben sandalyeye otururken o da karşıma geçti. Dondurmamı da cam kaseye koymasını istemiştim nede olsa birisi karşındayken külahta dondurma yiyemedim.

-Candemir bi şey sorcam?
Kaşlarını evet anlamında çattıktan sonra ona neden çalıştığını biraz utanarak sordum.

-ben tam burs olmasamda %60 bursluyum. Ailem geri kalanını karşılıyor fakat ben yine de kendi geçimini sağlayan bir birey olmak istiyorum. Saçma gelebilir çünkü ailemde zengin ama gerçekten, insan kendi harçlığını çıkarmak için çalıştığında daha eğlenceli oluyor.
Onun söylediklerini şaşkınlıkla dinlerken söylediği şeyler banada mantıklı gelmişti.

-Peki. Bi şey daha sorucam . Bu burs şeysine ne zaman giriliyor? Yani, sen böyle anlatınca, işte benim de içimden burslu olmak geldi. Yani biliyorum bu içinden gelen bi şeyle ilgili değil ama bende bu sınava girip en azından şansımı denemek istiyorum.

-Peki Eylül. O zaman senin önce adını yazdırmamız lazım ama istersen önce bir ailene sor ha? Ne dersin.?

-Olur. Bi de sen kaça gidiyorsun ya?

-11-B sen?

-10-C. Bi de sana Can diyim mi yaa nolur bak?
Önce bi düşündü. Ben tam vazgeçmişken gülüp
-İyi de bakalım dedi.

Daha sonra sevinip boynuna sarıldım.

-Bi tanesin sen Can'ım benim.
Diyip yanağına sulu öpücük kondurdum.

-Ya bi şey diycem, cumartesi Sky Cafe ye gelsene diğerleriyle tanıştırayım seni. Ha ne dersin?

-İyi gelirim güzellik.

-Güzellik sen niye ağlıyodun ?

-Ağlamıyodum yaaa. Nerden çıkardın bunu? Allah allah yaaa abimsin falan ama yani aaa.

-Tamam canım kızma.

-Hah şöyle yola gel.

-Yola gelemem araba çarpar.
Ona hayattan soğumuş bakışlarımı atarken o da bana komik değil miydi ama bakışlarını attı. Bende ondan sonra ona hayır değildi bakışımı attım. Oda bana gözlerini devirdi salon bana göz kırptı. Sjsjsjs nasıldı ama. Komikti değil mi? Değil miydi? Pki. Öyle olsun.

İşte ben dondurmamı kaşıkladım, konuştuk. Sonra bize kahve söyledi can'ım. Yine konuştuk. İşte konuşa konuşa saate bi baktım.

-Oha! Saat 7 olmuş lan!
Bi de 21 cevapsız çağrı. 54 mesaj. Aynı şey gibi. Hani bi keresinde gazetede bir haber çıkmıştı sevgilisini bir haftada bilmem kaç kere aramış. Lan 1 gün geç kaldık diye 54 mesaj atılır mı ya?

-can abim ben gidiyim ya bizimkiler yeri göğü inletmişler. (fesat düşünmeyin yakarım sksms) Hesabı ödeyecekken Can bileğimden tuttu.

-Bir erkek varken kızın cebinden para çıkarması saygısızlıktır. Dedi.

-Allah allah kim demiş onu?

-Imm... Yakışıklı, seksi, zeki, zengin, başarılı, kızların gözdesi, ce-

-Kısa kes. Dedim gözlerimi devirip.

-Ben.

Bende hesabı ona kakalayıp giderken tekrar kolumu tuttu.

-Bu saatte böyle bir kız tek başına eve gitmemeli. Beraber gideriz dedi ve yürümeye başladık. Yürürken tekrar burs hakkında konuştuk. Evin önüne geldiğimizde annemlerle burs işini konuştuktan sonra ona haber vermek üzere anlaştık.

-Ya sende gelsene hem bir çayımızı içmiş olursun hadi.
Kendimi böyle diyince kızının arkadaşını eve davet etmeye çalışan anne gibi hissettim.

- İyi geliyim bakalım.
Kapıyı tekrar ayağımla tekmeleyince Melis kızgınlıkla kapıyı açtı ama yanımda canı da görünce en şirin halini takıldı.
- Eylül, bebeğim, aşkım. Sen niye mesajlarımıza cevap vermiyorsun gülüm? Hayır, insan bir merak eder ne yapıyoruz?

- Nasılsın Melis, iyi misin? Ne yaptınız? Ne oldu? Yemek yedin mi? Bulaşıkları yıkadın mı? Koltuğa oturdun mu? Televizyon izledin mi? Sıkıldın mı? Tuva- yok bu olmaz. Saçını başını topladın mı? Ha gülüm? Oldu mu?
Cümlem bittikten sonra derin bir nefes aldım. Tek nefeste bunları söylediğime herkes şaşırmıştı. Ben saldırırken gelen Beren bizi içeri davet etti. Ben hemen gidip çay suyunu koyarken benim sadık dostlarım Candemir i sorguya çekmişlerdi. Kurabiyeleri ve cipsleri tabağa koyduktan sonra belimi tezgaha yasladım. Bizim ev amerikan mutfak olduğu için onları burdan izliyordum.
Bilmeyenler için: Amerikan mutfak salon ile mutfağın aynı yerde bulunmasına denir. Yani mutfak ayrı bir odada değildir. Kısacası mutfaktan bir şey alırken izlediğin şeyi kaçırmamak için hızlı hızlı gidip tekrar tam dönüş yapmıyorsunuz smsödlödmfnfkd
Bu sefer de kendilerini konuya kaptırmış arada kahkaha atıp arada durgunlaşıyor, bazen de bir birlerine hayattan soğumuş bakışlar atıyorlardı. Konuya fazla daldıklarında telefonu video çekimine ayarladım. Yerde sürüne sürüne gidip koltuğun arkasına geçtim. Bir anda ' Böööö' diye bağırınca ödleri bir yerlerine karıştı. Niye bir yerlerine diyorsam.... Anladınız siz zaten onu.
Onlar biraz sakinleştikten sonra videoyu izledik. Video Canın Bismillahirrahmanirrahim diye bağırdığı ana gelince tekrar güldük. Daha doğrusu anırdık. Videoyu bir kaç kere daha izleyip sakinleşmeye çalıştık. Sonra ben tekrar mutfağa gidip çayı demledim. Tekrar içeri geçtiğimde Candemir lavaboya gitmek için izin istedi. Ben onu lavaboya götürdüm. Geri döndüğümde ise Melis ile Beren'i sırıtırken buldum. Biraz neye sırıttıklarını düşününce anlayıp bende sırıtmaya başladım.
>-< » - « *-* "-" =-= (oha kediye benzedi!)

Selam! Bir yeni bölüm ile daha karşınızdayım. Aslında daha önce yayınlayacaktım fakat internetsiz bir ortamda olduğum için sanırım wattpad yazdıklarımı kaydetmemiş. Onun için bana değil wattpad e sövün smsmkdlf.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 24, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Zincirli AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin