KABUS

119 9 13
                                    

Donup kalmıştım. Adını bilmiyormusun diye sordum şaşkın bir halde. Yaklaşık bir dakika hiç konuşmadan bekledikten sonra sessizliğini bozdu. "Hayır hiç bir şey hatırlamıyorum" dedi ve "ardından başım çok ağrıyor" diye ekledi.

Başının ağrıyacağını tahmin ettiğim için ağrı kesici almıştım. Mutfağa gidip bir bardak su ve ilacı alıp geldim. Ama önce biraz yemek yemeliydi. Açmısın diye sordum. Bir şey söylemedi. Neden susuyorduki. Karnı acıktıysa açım diyebilirdi. Utanıyormuydu acaba yada benden korkuyormuydu.

Sonuç olarak bir yabancıydım onun gözünde. Yemek yapmadım sadece güzel bir kahvaltı hazırladım. Sonra onu davet ettim tahmin ettiğim gibi açtı.

Karnını doyurduktan sonra ilacı içirdim ve acıtmayacak bir şekilde yavaşça kolunu kavrayıp salona götürdüm. Kanepeye oturtup konuşmaya çalıştım. Başına ne geldiğini bile hatırlamıyormusun diye sordum.

Bilmiyorum dedi öncelerden hatırladığım tek şey sensin gözlerimi açtığımda karşımda seni gördüm öncesi yok.

O konuşurken hayretle ona bakıyordum açıkçası çoğu zaman ona baktığımda bir süre öylece kalıyordum. Diyecekleri bitince ona pür dikkat baktığımı fark etti ve neden öyle bakıyorsun diye söylendi. Hiç dedim ilk defa hafızasını kaybeden birini görüyorumda. Sustu hiç bir şey demedi.

O kadar sakindiki şaşırıyordum. Saat geç olduğunda "uykum geldi" diye mırıldandı. Ona kendi odamı gösterip burda uyuyabilirsin dedim ve tekrar salona döndüm. Uykum yoktu. Bir film açıp izlemeye başladım yarım saat sonra odamdan bir çığlık sesi gelmeye başladı. Telaşla hemen odama koştum terler içinde kalmış ve korkmuş bir vaziyetteydi.

Ne oldu demeye kalmadan koşup bana sarılınca çok şaşırdım. Kabus gördüm dedi. Kalbinin küt küt attığını fark ettim. Ne görmüştüki bu kadar korkucak. Sormak için sabahı beklemek istedim. Daha fazla üstüne gitmek istemiyordum.

Bir sürece bana sarılı vaziyette durduktan sonra yalnız uyuyabilirsin değil mi diye sordum Adeta küçük çocuklar gibi masumdu ve sığınıp güven duyacağı birini istiyordu. Artık tek başına uyumayacağını anlamıştım.

Konuşmayacak diye bekliyordum ama bembeyaz yumuşak elleriyle bana sarılıyken "çekinme" dedi ve "sorun olmaz" diye ekledi sonra yatağa geçti. Araya yastık koymak istedim. Çünkü böyle bir kabustan sonra benden korkacak olsaydı çok üzülürdüm.

Ama o izin vermedi yastığı kaldırıp yanıma sokularak sarıldı hiç birşey yapmadım öylece durdum. Birkaç dakika sonra mışıl mışıl uyumaya başlamıştı. Tabi bir süre sonra bende uyuya kalmıştım. Sabah uyandığımda hala uyuyordu. Başı çenemin altında ve bir kolu üzerimdeydi.

Kolunu yavaşça üstümden kaldırıp uyandırmadan yataktan çıktım. Kahvaltı yapmalıydım ve marifetlerimi yine ortaya koydum. Çok güzel bir kahvaltı hazırladım. Odaya onu uyandırmaya gittiğimde uyanmıştı.

Eve getirdiğimde ona kendi pijamamı giydirmiştim ve hala o pijamalarlaydı. Doğrusu pijamalarım içinde komik ve bir o kadar tatlı görünüyordu. O incecikti. Oysaki ben pijamalarımı hep aldığımda rahat olsun diye geniş alırdım. Bu yüzden içinde kayboluvermişti. "Kahvaltı hazır" dedim. Kalkıp masaya yönelecektiki onu engelledim.

"Ellerini yıkamayacakmısın ?" Yüzüme annem bana ellerini yıka derken attığım bakışın aynısını attı. Allahım bi gün annemin taklidini yapacağım hiç aklıma gelmezdi. Elini yüzünü yıkayıp masaya oturdu. Kahvaltı yaptıktan sonra salona geçtik.

İlk işim ona gördüğü kabusu sormak olacaktı tabiki. İçimdeki büyük merakı gidermek için hemen sormuştum bile sorumu.

         "Rüyanda ne gördün ?"

Kayıp ŞehirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin