Hanımeli Gibimsi

2.6K 114 12
                                    

Artık resmen herkes bizim çıktığımızı zannediyor. Hatta okulun en popüler çiftlerinden biriyiz. Ama acı olan şu ki dostlarım, gerçekten çıkmıyoruz. İnsanların önünde elimi tutuyor yanımda duruyor gülüyoruz eğleniyoruz. Herkes uzaktan bakıp bakıp imreniyor. Ama çıkmıyoruz. Anlatabiliyor muyum? Baş başa hiçbir anımız yok mesela. Tek kaldığımız zaman ikimiz de ne yapacağımızı bilemiyoruz. Ama tabi topluluk içindeki yakınlığımız da hoşuma gitmiyor değil. Ona o kadar yakın olmak, sıcaklığını hissetmek, bu kadar yakınımda gülmesi, hararetli hararetli konuştuğunda yüzündeki o aşırı tatlı yenilesi ifade. Hepsi çok güzel. Ah bunu bir de Nazlı'nın gözüne soka soka yapmak çok çok güzel. O bakışları görseniz. Allah'ım nasıl kıskanç nasıl kıskanç. Bugünkü provada görseydiniz onu bir de. Zaten tahmin ediyorsunuzdur surat bir karış. Bir de herkesin gözünün önünde rolünü yapamadı diye Fügen Hoca'dan azar işitince... Ohh bal kaymak.

Tiyatro provası çıkışında okulda kimse yoktu. Tiyatro ekibi de yavaş yavaş dağılırken panoya asılan afişleri fark ettim. Kamp. Bu hafta sonu için 2 günlük kamp. Bayıldım buna. Köydeyken de hep yapardık. Çocukken evlerimizin bahçesinde, biraz büyüdükçe de daha uzaklarda çadır kurar ateş yakar o geceyi orda geçirirdik.Çok keyifli bir şeydi bizim için. Bu kampa kesin gitmeliydim. Acaba Agah'da gelir miydi? Sever mi böyle şeyleri?

"Çok mu heveslendin tatlı kız? Ama niye heveslenesin ki? Senin geldiğin yerde her günün kamp gibi geçmedi mi zaten? Geldiğin evi tahmin etmekte zorlanmıyorum. Çadırlara alışkınsındır. Nerden geldiğini bilmediğimi mi sanıyorsun yoksa? Sen gelmeden önce namın geldi tatlım. Tabi bu okul senin gibi köylü kızına alışık değil. Umarım bunun bir Sindirella hikayesi olacağını düşünmüyorsundur."

Yılan.

"Ah konumuza gelelim kamp. Bilgi veriyim istersen canım. Okulumuzda her sene düzenlenen etkinliklerden biridir. Tabiki ben de her sene giderim. Çok eğlenirim. Tabi aramın pek iyi olmadığı kişilerle de bayağı samimi olurum orda. Kaynaşmak için çok idealdir. Ne biliyim bi uyanırsın çadırını başka bir yerde bulursun. Ormanın derinliklerinde belki. Arkandan bir ayı çıkar, işlemediğin bir suç yüzünden ceza alırsın kamp sana cehenneme döner. Belki de bir..."

Sırtı duvara değene kadar üstüne yürüdüm.

"Nazlı'cım ya. Çok çok çok üzgünüm ama hayatın boyunca hayal kırıklığı yaşamaya mahkumsun. Ne o? Agah'ı yıllardır elde edemedin ama köylü kızının teki gelip 2 günde ona sahip mi oldu yoksa? Ne yani? Bana köylü kızı diyip büyüdüğüm yeri küçümseyince ezileceğimi mi sandın? İzlediğin filmler bende işe yaramaz. Canııım seni de anlıyorum. Böyle şeylerle beni korkutacağını zannediyorsun. Al sana bir hayal kırıklığı daha. Burda durup ağlayacağımı ve korkudan gelmeyeceğimi mi sandın? Ben senin tuvalet kenarlarında korkuttuğun kızlara benzemem. Patilerini üzerimizden çek artık tamam mı kuçu kuçu? Hadi öptüm seni."

Böyle köşeye sineceksen ne diye gider yapıyorsun ki? Evet, o kamp gitmek farz oldu. Hem de Agah'la birlikte.

***

"Merhaba ev, merhaba Hafiş, merhaba çiçekler, merhaba iğrenç vazo. Ve tabiî ki merhaba Hafişin mükemmel ötesi ultra yemekleri. Merhaba tapılası limonlu kek. Ah seni ne kadar sevdiğimi söylemiş miydim?"

"Ay kızım az nefes al. Yorulmadın mı bütün gün okulda. Hem provan yok muydu senin?"

"Vardı Hafi'cim."

"O zaman senin yorgun olman gerekmez mi kızım? Yorgun olur musun lütfen?"

"Yeterki sen iste sultanım. Bak nasıl yorgunluk çöktü anlatamam."

Ağzıma kocaman bi parça kek attım.

"Bo orodo Sogoh nordo?"

"Odosondoo."

Başıma Bela mısın?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin