Kankamın sevgilisinin kankası sevgilimdir

3.3K 137 20
                                    

"Özür dilerim Gupse. Nolur affet beni! Sen büyüksün. Agah'da sana aşık zaten. Bence ben sizin aranızdan çıkmalıyım. Bana ne istersen yapabilirsin. Sonuna kadar haklısın. İstersen eşek taklidi yapayım mı ha? Yalvarırım affet beni. Agah zaten bana bakmaz ki. Ben tam bir pisliğim. Ama sen prenses gibisin. Hatta ben bokum. Sen benden daha güzelsin. Hatta agah'da seni..."

Dur ya. Bu Nazlı neden sustu. Hadi yalvarsana! Dizlerime kapanmış ağlıyordun daha demin. Tekrar konuşmaya devam etti ama sesi erkek sesine dönüştü. Tanıdık bir erkek sesine.

"Gece yatmadan önce prensestin şimdi cadıya dönmüşsün. Bu saçlar ne kızım? Filmlerde böyle olmuyordu. Allah'ım benim evlendiğim kadın da mı böyle olacak?"

Orda dur bakalım. Evlenirsin eyvallah da gelin ben olmazdam büyük sıkıntı. Her sabah bu cadıyı görmeye mahkum olacaksın. Sende tam da kankalarımın eniştesi olacak tip var yakışıklı. Bununla yaşamayı öğrenmelisin. Ayrıca...

"Sensin cadı be. Ayrıca beni çok güzel bir rüyadan uyandırdın. Tabii cadı olacağım. Normalde prensesim tabii ki."

"Ne görüyordun rüyanda bakalım prenses?"

"Nazlı dizlerime kapanmış ağlayıp bana yalvarıyordu. Nasıl güzeldi bir bilsen."

"Valla gerçekte öyle olacağını hiç sanmıyorum. Kızı gül gibi yerinden ettin. Üstüne bir de herkesin içinde saçlarından çeke çeke sürkükledin. Hiç sanmıyorum."

"Gül gibi yerinden ettim öyle mi? Sen çok memnundun sanırım. Bi dahakine birlikte yatarsınız o zaman. Çok ararsın beni!"

"Valla ben 'gel de Nazlı'yı herkesin içinde saçlarından sürükleye sürükleye çöp gibi dışarı at, kızcağızı rezil et sonra da gel yanıma yat' demedim."

Öfkeden ağzım açıldı ve gözüm seğirmeye başladı.

"Bak bak nasıl gözüm seğiriyor görüyor musun? Hem... bi o kıza bak bir de bana bak ya. Allah affetsin, suratına köpek işemiş Arizona kertenkelesi gibi. bir de bana bak. Anneciğim beni doğururken peri tozu yemiş olmalı. Peri gibiyim. Ama dur sen. Bir ejderham olsun sabah akşam onun suratına ateş tükürmeyi öğreteceğim."

"Ejderha mı?"

"Evet ejderha. Adı da Muhiddin. Ne yani millet iguana besliyor ben ejderha besleyemez miyim?"

"Ejderha Muhiddin? Beslersin beslersin de, sen beni kıskandın mı ne yaptın?"

"Pardon!? Kıskandım mı? Ben? Bir kere ben hiiç kıskanç biri değilimdir. Sen yanlış görmüşsündür. Gözüne soğan falan kaçmıştır."

"iyi o zaman Nazlı'yla beraber yatmama kızmazsın heralde. Yazık kız çok uğraştı üstüne bir de dayak yedi."

Gözüm tekrar seğirmeye başladı.

"İyi. Tamam. Güzel. Ohh mis. Beraber yatın o zaman siz. Mm çok güzel."

Bir hışımla çadırdan çıkıp Segah'ın çadırına yürümeye başladım. Aptal. Ben göstericem ama ona gününü. Segah demişken bu hıyar Bora kankama bir şey yapmış olmasın. Sonuçta bana kankanı söyle ki sana kaç derece mal olduğunu söyleyeyim.

Tam çadıra giderken sinirli sinirli yanıma gelen Segah'ı gördüm.


Agah'dan...

Ben bu kızları anlamıyorum arkadaş. Alt tarafı şaka yapıp bi eğlenelim dedik. Bütün kızlar mı böyle yoksa bu Gupse'ye bahşedilmiş bir yetenek falan mı acaba?

Çadırdan çıktım ve karşıdaki kütükte oturup çatık kaşlarıyla beni delip geçen ikiliyi gördüm. Ya bu kızlar ne ara bu kadar çabuk ittifak yapıyorlar ki? Gupse'yi anladım da Segah'a ne oluyor? Örgüt müsünüz lan? Bakışları benden başka tarafa kaydı. Baktıkları yere döndüğümde bana doğru gelen Bora'yı gördüm. Sanki mümkünmüş gibi Segah kaşlarını daha da çattı. Gupse'nin bakışları hala üstümdeydi.

Başıma Bela mısın?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin