BEN MÜSLÜMANIM

103 16 12
                                    

Gözlerimi açtığımda tam karşımdaki duvarda asılı olan saatle göz göze geldim. 20.00... Baya da vakit geçmiş. Bu vakte kadar annemin beni uyandırmamış olmasına şaşırdım. Çünkü; bizim akşam yemeği saatimiz hiçbir zaman 19.30'u geçmezdi. Yatağımdan doğruldum ve yere bakmadan ayaklarımla terliklerimi aradım birkaç saniye. Yüzümdeki uykulu ifademe aynada baktım şöyle bir. Anneme bakmak için mutfağa geldiğimde annemi göremedim.

"Annee, anne nerdesin?"

Birkaç defa böyle seslendikten sonra evde olmadığına karar verdim ve hemen telefonuma sarıldım.

"Alo, anne nerdesin?"

"Hemen geliyorum oğlum, ekmek almaya gitmiştim de."

Neyse ki aklıma bir an gelen olumsuz düşünceler yerini sıcacık ekmekle güzel bir akşam yemeği düşüncelerine bıraktı.

Nasıl olsa biraz sonra yatacağız düşüncesiyle pijamalarımı değiştirmeden elimi yüzümü yıkayıp oturdum sofra başına. Annem de geldi zaten. Her şeyi hazırlamış sultanımız.

"Ellerine sağlık annem, çok güzel olmuş" diyerek aklımdaki soruların yanıtlarını aramak üzere odama geçtim. Hemen bilgisayarı açıp Canan'ın bana söylediklerini geçirdim aklımdan. Okuduklarım kafamı karıştırmıştı. Ama kısaca bunların cevabı şöyle sanırım:

" İslâm dini prensip olarak kötülükleri yasak ettiği gibi, ayrıca ön tedbir olarak kötülüğe vesile olan ve onu tahrik eden durum ve davranışları da yasaklamış ve böylece insanla kötülük arasına bir mesafe koyarak kötülük yollarını tıkamıştır."

Bu yazıyı defterime kaydettikten sonra saate baktığımda 22.38 olduğunu gördüm. Yarın mutlaka bu defteri okula götürüp bu yazının açıklamasını isteyeceğim Canan'dan. Bunun için defteri

gözümün önünde bir yere koydum. İşte burası, kapının hemen yanındaki koltuğun üstü... Ardından biraz sosyal hesaplarımda gezinmeye başladım. Herkes ilk günüyle ilgili bir şeyler yazmış. Onları okudum biraz. Sonra göz kapaklarımın yavaş yavaş kapandığını hissettim ve uyumak için yatağıma doğru hareket ettim.

"Bir an önce okula gitmek istiyorum."

"Hayırdır, çok mu sevdin okulu?"

"Yok be oğlum, nesini sevicem. Ben başka bir şey için söyledim onu."

"Hımm, neymiş o?"

"Fatih, ya sence bir kızla karşılıklı oturup çay içmenin, iki muhabbet etmenin nesi yanlış?"

"Yanlış değil ki, yani ne biliyim değildir heralde."

"Ama yanlışmış işte. Yani Canan öyle dedi."

Canan, dedi şaşırmış bir ifadeyle.

"Hee, dünkü kız. Sınıftaki hani. He senin yüzün ondan mı düşüktü dün. İlk günden aşık mı oldun oğlum?" yaptı sırıtarak.

"Yok be oğlum ya, ne aşığı. Sadece ilk defa bir kız tarafından reddedildim. Tuhafıma gidense bunun benim dış görünüşümden değil de faklı bir sebepten kaynaklanması."

"Allah Allah, neymiş o sebep?"

"Ya tam olarak bilmiyorum aslında. Bu doğru değil falan dedi ve hiç uzatmadan gitti. Fatih, biliyor musun? İlk defa bir kızla göz göze bakışmadan konuştum. Hiç alışık olmadığım bu durum beni epey şaşırttı."

"Kız kapalı oğlum, ne beklersin ki..."

"Kapalılık nasıl bir şey ki böyle dedin sen ya. Benim annem de kapalı ona bakarsan."

HELÂLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin