Karakter Yorumlarım

982 48 82
                                    

Selam, uzun bir süredir şu yapmakta olduğum şeyleri (adını ben bile bilmiyorum. lanet olsun.) yapmıyorum, eh çünkü başka şeylere kafa yormaya başladım ve arada bir de gidip Poseidon Amcamızın yüce denizlerini ziyaret ediyordum. Amaaa.. Sonunda yapacak başka bir iş bulamadım ve gelip buraya yine yazımı yazıyorum, eh bu sefer öyle süper analizlerden yapamayacağım belki ama... herneyse yahu. 

Bu seferki, öncekiler gibi nesnel değil. Yani herkes kabul edecek diye bir şey yok, tamamen kendi görüşüm. İşte bizim yedili hakkında görüşlerim; (+ Nico Ekstrası!)

1- Percy (Öncelikle ana karakter tabisi.)

Percy kitabı okumaya başladığınızdan beri zaten size en yakın karakterdi, her şeyi onla yaşadınız, her acıyı, üzüntüyü, mutluluğu, sevinci... Her şeyi. Bu yüzden tabii ki bana göre de en cana yakın gelen, en alışık olduğum ve en hayran olasıca karakterlerden biri Percy'dir. Çünkü onun ayrı bir tarzı var, melez olmayı en başından beri kendi istememişti, ama sonra olimposun kahramanı oldu resmen. Hani "Elimizde büyüdü" derler ya, ondan işte. Her anında onun yanında olduğumuzdan, ben de percy gibi bir bir yaşadım olayları. Percy garip bir karakter, yeri gelince çok iyi bir savaşçı, yeri gelince tembel bir mavili çocuk, yeri gelince de... uzar gider. Percy işte bu yüzden herkesin favorisi olabilecek bir karakter. Onu sevmeyen var mı be? :D 

2- Annabeth (Ana karakterden sonra başka kim gelebilir?)

Annabeth, Percy'den sonra en sevilen karakterler listesinin 2. sırasında. Annabeth zaten çok ayrı bir şey, kitabın ana karakteri Percy iken yardımcı karakter olarak (ki nasıl bir yardımcı karakterse) bir kızın gelmesi tabii ki okurları arttırdı. Annabeth hem zeki hem de tatlı birisi, tam Percy'lik hah? Hayır, sadece tatlı olmasından bahsediyorum, Percy ve zekilik.. bir daha düşünün. Annabeth'in her şeyde bir üstünlüğü olması ve Percy'nin de yanında olması, Percy'e çok şey kazandırdı. Eğer Annabeth olmasaydı, Olimpos batarken Percy annesinin mavi kekini yiyor bile olabilirdi. Yani kısaca, Annabeth'siz bir Percy demek, buzdolabını açıp ne alacağını unutmak demek. 

3- Leo (Bunun üsttekilerle alakası yok xD)

Leo, yediliye katıldığından beri zaten sempatik bir karakterdi, yedilinin en komiği ve kimine göre en havalısıydı. Dışarıya güler yüzlüydü, tüm acıları içindeydi. Bu onun sevilmesinin nedenlerinden bir tanesi. Leo çok fazla acı çekmesine ve hata üstüne hata yapmasına rağmen, hiç bir zaman bunu dışarıya vurmadı. Çünkü başkalarını da üzmek istemiyordu, başkaları kendi gibi olsa onu teselli edecek kimse olmazdı. İşte Leo'yu Leo yapan buydu. O Leo'ydu. O Argo'nun havalı çocuğu, Festus'un sahibi ve Calipso'nun biricik aşkıydı. İşte bu yüzden, TEAM LEO! 

4- Nico (Artık şu parantezlerden koymayacağım...)

Nico, yedilideki sessiz tiptendi. Kimseyle çok yakın bağı yoktu. (Percy dışında... oraları karıştırmayalım.) Ve her daim yalnızdı. Bunu kendisi mi istiyordu, yoksa öyle mi oluyordu bilinmez ama her daim yalnızdı kitaplarda. Meyvelerin arasında sebzeymiş gibi dışlanmış hissi veriyordu. Ama sonradan Nico'nun neden böyle olduğunu öğrenince, okurların hepsi "WHOAAT?" diye bağırmış ya da benim gibi sadece sandalyeden düşmüş olabilirler. Ama bu ona ayrı bir sempati kazandırdı, sanılanın aksine bu onun dışlanmasını değil, tersine okurlar tarafından sahiplenilmesine yol açtı. O bölümlerde eminim ki sizde gidip çocuğa sarılmak teselli etmek isterdiniz... Em.. tabii yanında Mrs. O'leary yoksa.. Hav. Neyse, Nico bunlar bir yana gerçek hayattaki asosyal olan kişiler ile de benzeşiyordu. Bu da onu ayrı bir kefene koyuyordu. Böylece Nico, okurların kalbinde, en azından benim kalbimde yer kazanmayı hak etti. 

5- Frank

Frank en başından garip bir güce sahipti. Hayvanlara dönüşebilmek ne kadar fantastik bir güç düşünsenize? Bir gün anneniz sizi okul için kaldırmaya geliyor ve yatağınızda bir fok balığı buluyor? Ne yapacağını düşünmesek daha iyi bence... Her neyse. Frank bu karakterler arasında bence en tatlı erkek ödülünü almaya hak kazanırdı. Çünkü tombuldu, bildiğiniz patatesti. Ama bu öyle yürürken her tarafı sallanan, hiç çekilmeyen patateslerden değil, bu bildiğiniz şirin mi şirin bir patatesti. Tabii küçükken. Daha sonra bunun babasının Ares çıkması... O an baya bi şaşırmıştım, "Yay kullanan Ares çocuğu hah? Apollon görmesin.." demiştim içimden. Ama sonradan bunun hikayesi öğrenildiğinde ve şu odun olayı olduğunda, benim bile içimde bir sempati doğdu. Bu odunu ise ateşe çevirme gücü olan Leo'ya vermek... Cesur çocuk. Bir de bu savaş anında kaslı, uzun boylu birine dönüşüyor yaa.. Hazel için cennetti o sahneler. 

6- Piper

Neden bu sırada olduğu bence çok belli. Çünkü güzel. Yani, kısa ve net. Afrodit'in kızından ne bekliyordunuz ki? Zeki olmasını mı, hayır. Savaşçı olmasını mı, yine hayır. Afrodit'in kızları böyle değil çünkü. Afrodit'in kızlarından güzel olmasından başka ne beklenir ki? Sonuçta Afrodit yahu! Ama bu güzelliği onu sempatik ve ya çekici yapmıyordu. En azından okurlar açısından... (Jason kafama yıldırım çakacak diye korkuyorum) Onun özelliği, büyük konuş çok mükemmel bir yetenek, düşünsenize okula gidiyorsunuz ve öğretmeninize "Bana sınav cevaplarını verir misin lütfen?" diyorsunuz ve o da size direk veriyor... Ben yapsam disiplin.. Lanet olsun Piper. Piper'ın hikayesi o kadar acıklı bir hikaye değil, babası bir superstar. Yani. Onu cana yakın yapan şey, Jason ve Leo. İkisi arasında tek kız olarak iki kişiyi de paşa paşa idare eden biri. (Yani, sadece Jason'u diyelim.) Yine de onu bize çeken şey, Reyna. Reyna ile bunun Jason kavgasında Jason'un kaygısız bir şekilde Piper'ı seçmesi... Reyna'ya az acımadık değil. Ama ne yaparsın? Afrodit'in kızı olunca, aşkta 1-0 öndesin demektir. 

7- Jason

Bana en itici gelen karakter Jason. Neden bilmiyorum ama hiç yakın değilim Jason'a. Jupiter'in çocuğu ve romalı. Önceden Roma Kampı'nda Kohort yönetirken Reyna ile flört ediyordu, sonra hafızası silinip kendini Piper'ların yanında bulunca Piper ile flört etmeye başladı... Taa ki Reyna'yı tekrar görene kadar, ama benim anlamadığım şey, bu çocuğun neden böyle olduğu. Zeus'un çocuğu biraz daha eğlenceli olur en azından be? Bi Percy olamadın gözümüzde... Çok ciddi ve soğuk bir karakter bana göre, Jason'u bana az da olsa yaklaştıran bir şey varsa, Percy ile kanka oldukları o şakalaştıkları zamandır. İşte oradaki Jason gerçek Jason'dır bana göre. Yani Ceysın, bizimle değilsin.

8- Hazel

Bunun bu sırada olmasının sebebi itici olmasından değil, sadece hiç kendime yakın hissetmememden. Çünkü eğer bir Nico fanıysanız, Bianca'yı kolay kolay unutmazsınız. Yani en azından ben unutmadım. Çünkü Bianca öyle bitti tamamdır dencek bir abla değildi. Onun ölümü, Nico'nun hayatını değiştirdi. Daha sonra Plüton'un başka bir çocuğu olan Hazel'in Nico'ya ablalık yapması... Hayır. İstemez. Ama Nico benim gibi düşünmedi, tabii benim ablam ölse ben de başka birinin bana ablalık yapmasını isterdim, haklı. Nico olayları belki biraz yaklaştırır ancak bunun Frank ile olan ilişkisi bana AŞIRI soğuk geliyor. Ya kızım insan hiç mi Percy ile Annabeth'i izlemez? Birazcık ya, küçücük de olsa ya.. Lütfen. 


Evet bunlar bana göre karakterlerin kendimce yorumlarıydı. Ben açıkcası böyle düşünüyorum, siz de yorumlara görüşlerinizi belirtebilirsiniz, hepsini okuyorum! 

Ha bu arada, gösterdiğiniz ilgiden dolayı size ÇOOOOOK teşekkürler! 1.6K okuma hiç düşünmezdim, ama siz bana bunun da imkanlı olduğunu gösterdiğinize göre... teşekkürler yani :D Diyecek söz bulamadım. Mavi çatal bıçak seti istemezsiniz heralde..? (Aşırı Percy fanı biri çıkıp isteriz derse yandık...)

Neyse, Hoşçakalın! 

Sadece PJO Okuyanların Anlayabileceği Şeyler!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin