Kutay'ın aptal bakışlarını üzerimde hissettiğimde bakışları gittikçe sertleşiyordu. Evet, bu yüzündeki çiziklerin acısını yeni hissettiğinden de olabilir, müdürün soru sorar gözlerine verecek cevabı aradığından da olabilir.
Evet. Doğru duydunuz. Tam yarım saattir müdürün odasındaydık. Ve yarım saattir bana öfkeyle bakan Kutay'ın yüzündeki ifade hiç değişmedi. En son sessizlikten sıkıldım ve başladım konuşmaya.
"Hocam, gerçekten çok üzgünüm yani bana o konuşmayı yapınca ben de o sandım nereden bilebilirdim müzik odasındaki gitarın akorduyla sizin çocuğunuzun oynadığını." diye savunmaya geçtiğinde Kutay yerinden aniden kalktı ve yanıma kadar geldi. Yüzündeki ifade değişmese de bana bakarak konuşmaya başladı. Eyvah! Tehlike çanları acı acı çalıyor!
"Müdür bey, merak etmeyin ben şikayetçi değilim. "
Müdür şaşkınlıkla ağzını açarken Kutay susması için elini kaldırdı ve bana muzip bir şekilde gülerek devam etti.
"Sadece bir daha aslını bilmediği bir olayın ceremesini başkalarından çıkarmaması adına sizden ufak bir şey isteyeceğim."####
Aptal! Pis mahluk! Eşek kafalı! Senden ölümüne nefret ediyorum oğlum. Seni sürüm sürüm süründüreceğim. Bir elim hep iki yakanda olacak it herif!
Tek nefeste aklıma gelen bütün hakaretleri sıralarken Kutay akordu bozuk olan gitarı sinir bozucu bir ses eşliğinde çalıyordu. Her kelimemden sonra yüzündeki gülümseme büyürken bağırarak çalmaya devam etti.
"Efendiiim! Çalarken duyamıyorum. Dilin yerine elin çalışsa senin için iyi olur."Evet birkaç saat öncesine gidersek... Kutay'ın müdürden istediği şeyi duyunca kulaklarıma inanamadım. Bana ceza olarak pislikten geçilmeyen müzik odasının temizliğini yapmamı istedi. Evet. Şimdiye kadar evin temizliğine bile elini sürmemiş beni ne kadar iyi tanıdığı gerçeğini bir kez daha gözler önüne sürmüştü. Ama ben de Beste'ysem bunu yanına bırakmayacaktım.
Temizlik yapmam yetmezmiş gibi bir de başımda o iğrenç sesi çıkarıyordu. Artık dayanamayacağımı hissettiğimde ayağa kalktım. Burası akşama kadar bitmezdi ki! Acı gerçekle yüzleşmem Kutay'ın bana tehdit dolu bakışıyla birlikte yüzüme çarptı. Lanet müdür başımda beklemesini işimi yapmadığım takdirde sınıfları temizlenmesini söylemişti. Ah kafam! Neden işin aslını öğrenmeden 10 tırnağımın onunu da yüzüne geçirdim ki?!
Kutay bana doğru gelirken ellerini göz hizama kadar kaldırdı ellerini yumruk haline getirdi ve 3 parmağını kaldırdı.
"3 e kadar sayacağım. Eğer hala işinin başına geçmezsen alt sınıflar da dahil olmak üzere baştan aşağı temizletirim." Gözlerini kısarken hareketlerimi izliyordu.
"Bak saymaya başlarım hala yapmazsan eve de tek başına gidersin. Akşam olmak üzere buranın akşamları nasıl bir yere dönüştüğüne gazetelerden sonra bizzat kendin şahit olursun."Kabul edelim, inatlaşmanın hiç sırası değildi. Kutay, 3'ten geriye saymaya başladığında ağır hareketlerle yerleri silmeye başladım.
Neyse ki 3 saat akıl sağlığımı bozacak nitelikte bir temizlik deneyimi yaşadığımda üstüm başım çamaşır suyu, sabun, yüzey temizleyici ve daha niceleri kokuyordu. Kutay'a sinir bozucu tatlılıkla gözlerimi kırpıştırarak baktım ve zafer işareti yaptım. O ise şaşkınlıkla hala bu işin altından nasıl kalktığımı sorar gibi baktı. Neyse ki onunla uğraşacak veya cevap verecek halim olmadığından onun bir şey demesine izin vermeden aşağı kata inip dolabıma uzandım. Her türlü aksilik durumunda üzerim için elbise bulundurduğum için kendimle gurur duydum. Çünkü daha fazla bu kokuya dayanamazdım.
Kaplumbağa hızında herhangi bir sınıfa girerek perdeleri iyice kapattım. Her salı bunu yapmam gerektiği için elbise bulundurmam şart olmuştu. parmaklarım bluzumun uçlarına ulaştığında Kutay'ın yüzündeki çizikler ve yüz ifadesi aklıma geldi. Kendi kendime kıkırdadım. Hala hakettiğini düşünsem de gitarın akordu için ona ihtiyacım olduğu aklıma gelince gülümsemem yüzümden silindi. O aptaldan ve yeteneklerinden kesinlikle nefret ediyordum.
Üzerimi nihayet değiştirdiğimde Kutay da okul kapısına oturmuş sigara içiyordu. Keyfine değecek yoktu. Eh, yorulan bendim sonuçta.
"Hazırım hadi gidelim" diyince istifini bozmadan sigarasını tekrar dudaklarına yerleştirdi. Bu halinden hoşnut olmadığımı gösteren bir iç çekmeyle yanına yerleşirken neden bir anda böyle olduğunu merak ettim. Soru sorar gözlerle baktığımda sigarayı yüzüme üfledi. Bense iğrenerek ona baktığımda gülmeye başladı. Yerinden kalktığında gitme vakti geldiğini anladım. Arabasına doğru yürürken arka profilinden bile hüznü belli oluyordu. Ne olmuştu birden bire!Arabanın ön koltuğuna yerleştiğimde sıkıntıyla iç çektim. O beni böylesine tanırken benim onunla ilgili pek bir şey bilmemem, hem de onca seneye rağmen garipti. Aman banane derken omuz silktim. Ve o an ne kadar yorulduğumu anladım. Göz kapaklarım artık rest çekerken en son hatırladığım şey Kutay'ın omzuna düşen başımdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben buyum
Teen FictionBen ne Pamuk Prenses kadar güzelim, Ne de Rapunzel kadar saçları güzel biriyim, Ya da Külkedisi kadar safım. Evet, bambaşka bir masal yazmak için buradayım. Daha gerçekçiyim daha gerçeğim. Ben içinizdeki prensesim. Uzak diyarlardan gelen, her daim k...