En Acı Gün

113 21 23
                                    

Anne anne!Hayır anne atlama.Sakın atlama anne!!Annee!Ha rüyaymış.

Annemin rüyada olsa bile o uçurumun kenarında görmek istemiyordum.Acı veriyordu,onu o halde çaresiz görmek beni yiyip bitiyordu.Annem doktordu hemde beyin cerrahı ancak kendisininde beynine tümör bulmuşlardı.Küçük olduğunu söylediler ama sonuçta beyninde bir tümör vardı.Bunun riski çok büyüktü.Beynimde bu cümleler dans ederken kapı çalındı ve içeriye tekerlekli sandalyeyle abim girdi.
-Abi
-Hazal
-Nasılsın abi?
-İyiyim meleğim sadece bacağım alçıda kalacak o kadar.
-Abi
Abime bakarak ağlamaya başlamıştım belkide onu bu halde gördüğüm için değil de yaşadıklarımın sonunda duygu birintisi yaşamıştım ve ilk gördüğüm aile ferdine bunu göstermiştim.
-Şşş tamam canım tamam ağlama.Geçicek hepsi geçecek sakın üzülme.Babam annem kardeşlerimiz hepimiz yine eskisi gibi bir arada olacağız
-Olacağız de mi abi annem annem iyi olacak değil mi o yaşayacak değil mi?
-Şşş sakın Hazal sakın bir daha ağzından o kelimeyi duymayayım tamam mı miniğim?
-Abi ben annemi çok seviyorum onun yokluğu beni bitirir ben ben yaşayamam.
-Hazal hayır tatlım hayır hiç birimize bi şey olmadı bak hepimiz iyiyiz ufak tefek aksaklıklar olsa bile anneme de bi şey olmayacak.Kendini böyle harap etme,bak kendin üzülüyorsun ve benide üzüyorsun.
Şimdi bana söz vermeni istiyorum,üzülmek yok tamam mı?
-Tamam abi söz veriyorum üzülmeyeceğim.Şimdi Nur'un yanına gidelim mi?
-Tamam canım hadi gidelim hem zaten o da seni görmek istiyordu.
Ayağı kalktım biraz canım yansada ayağa kalkmayı başarabildim.Sadece Nur ve ben şans eseri hiç bir ciddi yara almadan kurtulmuştuk.Vücudumuzda hafif sıyrıklar vardı ama bu bize engel değildi.
-Hazal yavaş diğer bacağımıda sen kıracaksın sakin ol biraz.
-Özür dilerim abi dalmışım.
-Tamam hadi burdan sağa dönücez koridorun sonunda Nur'un odası var.
-Abi Nur'a annemin durumunu söyledin mi?
-Evet Hazal bunu bilmek onunda hakkı sonuçta oda bizim kardeşimiz.
-Evet abi haklısın ama o daha küçük bunları kaldıracak gücü yok.
-Yüzleşmek zorunda Hazal,öğrenmeli. Hayat sadece gülmez insanın yüzüne, acıyla da yüzleşmek zorunda.
Abim haklıydı sonuçta benim annem olduğu gibi onunda annesiydi ve yaşadıklarımızı bilmek onun da hakkıydı.
-Hazal kapıyı açarsan eğer Nur'u görücez.
-Tamam abi hemen açıyorum.
Yine dalıp gitmiştim.Abimin uyarısıyla kendime gelebilmiştim.
-Abla,ben ben çok korktum.Yani bize bir şey olacak diye.
- Tamam Nur'um sakin ol bak hiçbirimize bir şey olmadı,hepimiz iyiyiz annem de en kısa zamanda yeniden iyileşecek.Sakın üzülme tatlım sakın tamam mı?
Her ne kadar moralim bozuk olsa bile Nur'a karşı üzgün gözükmek istemiyordum ve ona bunu yansıtmayacaktım.
-Abla annem iyi de mi?Ona bi şey olmasın abla.
Tam ağzımı açıp Nur'u teselli edecektim ki abim araya girdi.
-Kızlar yeter felaket celladı gibi bu ne böyle? Ben size ne demiştim annemize bişey olmayacak,daha kaç kez söyleyeceğim size.Hadi şu aciz abinize yardım edinde kantine inelim kurt gibi açım doğrusu.Beraber gidelim de bir tost yiyelim hadi bakalım.
-Tamam abi hadi bakalım inelim.Zaten hastane yemeklerini sevmiyorum.Tatları iğrenç.
Abim ortamı yumuşak için bizle bu şekilde konuşuyordu.Onu tanıyordum,abim sonuçta.Duygularını asla ama asla belli etmezdi.Hep güçlü olmaya çalışırdı.Bize karşı üzüntüsünü belli etmezdi ve yine bu durumda böyle yapıyordu.
Asansöre 1.kat düğmesine Nur basarken abimde yanımızdaki sağlık görevlisiyle konuşuyordu.Asansörün kapısını Nur açınca kendime geldim.Asansöre bindik.Kantinin katına geldiğimizde asansörden indikten sonra kazanında etkisiyle başım döndü ve midem bulandı.Abimin arabasını sürdüğüm için onun arkasındaydım ve o beni görmüyordu.Ama Nur benim durumumu fark etmiş olacak ki:
-Abla,sen iyi misin?
Naz'ın bu sorusunun üzerine abim bana döndü.Abim ve Nur'un korkunç bakışları üzerimdeyken bir cevap vermem gerektiğinin farkına vardım
-Hayır,yani benim lavaboya gitmem gerek siz kantine gidin ben geleceğim.
-Tamam,dikkat et kendine Hazal..
Abimle Nur'u arkamda bırakarak lavobayoya doğru yöneldim.Ağır gelmişti yaşadıklarım.Her şey kavga ettiğim kız yüzündendi.Eğer o kavgaya teşvik etmeseydi beni,şu an bu kaza olmayacaktı.Ben okuluma devam ederken annemle babamda işlerinin başında olmuş olacaklardı.Ve yine o mutlu hayatımızı sürdürüyor olacaktık.Hastane lavobosunun kusursuz parlak taşlarında neredeyse kendimi görebiliyordum.Siyah ve beyazın müthiş bir birleşimi söz konusuydu.Bu hastanenin mimarı kim ise cidden iyi bir başarmıştı.Parlak taşlardan kafamı çevirdim.Musluğu açıp yüzümü yıkadım.Midemin bulantısı biraz olsun geçmişti ama başım hala dönüyordu.Lavobonun kenarına tutundum ve başımın dönmesinin geçmesini beklemeye koyuldum.Biraz olsun hafiflemişti.Ve omzumda bir el hissettiğimde korkuyla irkildim.Hemen arkamı döndüm ve omzuma dokunan elin sahibine baktım.Muhtemelen annem yaşlarında bir kadındı ama yaşını hiç göstermiyordu.Bakımlı bir kadındı.Üzerinde siyah bir elbise ve topuklularıyla mankenlere taş çıkartırdı.Aslında annemin bu kadından eksiği yoktu hatta fazlası bile vardı ama sonuçta annem doktordu ve kendine zaman ayıramıyordu.Vakit ayırabildiği kadar kendine özen gösteriyordu.Aslında o kadar kısa bir zaman diliminde annemin kendine yaptığı bakım çok fazla mükemmeldi.
-İyi misin kızım?Doktor çağırmamı ister misin?
-Teşekkürler hanımefendi ama şimdi gayet iyiyim.Bir kaza atlattım.Onun etkisiyle oldu sanırım asansörden inmiştim de.
Güçlükle kadına açıklama yapıyordum.Ama bu iyi niyeti hoşuma gitmişti.
-Çok geçmiş olsun canım.
-Teşekkür ederim,şimdi müsadenizle beni kardeşlerim kantinde bekliyorlar.
-Tabi,dikkat et kendine.
- İlginiz için tekrardan teşekkür ederim.
Saygıyla kafasını salladığında bende lavobadan çıkmış,kantine doğru ilerliyordum.Kantine geldiğimde etrafıma bakındım Nur'u ve abimi görmem uzun sürmedi,sağ taraftaki masaya oturmuşlardı.Hemen yanlarına gittim.Sandalyeyi çekip oturdum.Tabi ki oturmamla bir abimle Nur soru yağmuruna tuttular beni.
-İyi misin Hazal?
-Abla doktorunu çağırayım mı?
-Cevap versene Hazal iyi misin?
-Tamam sakin olun ben iyiyim.Sadece
asansörde başım döndü biraz o kadar şimdi iyiyim.Lavobayoya gittiğimde bi hanımefendi de yardımcı oldu.Ama şimdi iyiyim.Endişelenicek bir durum yok.
-"Tamam o zaman öyle diyorsan öyle olsun." Dedi abim.
-"Abi artık siparişleri verelim yoksa ablamı yiyecem."diye araya giren Nur oldu.
-"Tamam ya verelim bana öyle yiyecek gibi bakmayı kesin, ikinizde"
İkiside bir kahkaha patlattılar.Benim halime gülüyorlardı.
-Bakar mısınız üç tane karışık tost üç kola alabilir miyiz?
-Tabi efendim başka bir arzunuz?
-Yok teşekkürler.
-Hemen getiriyorum.
Abim siparişleri verdikten sonra muhabbet etmeye başladı.Havadan sudan konuşurken konu dönüp dolaşıp yine anneme gelmişti.Annem iyi olacak dediğinde Nur'la ikimizde abime döndük.
-Tabi ki iyi olacak abi.Aksini düşünmüyorum bile.
-Güzel,aferin size.
-Buyrun efendim.
Garsonun tostlarımızı ve kolalarımızı getirdiğinde hemen yemeklerimizi yemeğe koyulduk.Kaza sonrası odalarımızdan dışarı çıkmamıştık ve hastane yemeklerini de yemiyorduk-daha doğrusu ben yemiyorduk- bu yüzden çok acıkmıştım ve hemen tostumu bitirdim.
Ben tostumu bitirdiğimde abim daha tostun yarısına bile gelmemişti.Kafamı kaldırıp abime baktığımda:
-Abi,daha yarısında bile değilsin.
-Tabi obur sen hemen bitirdin ben daha yiyemedim bile baksana.
Aslında zayıftım ama abim bana çok hızlı yemek yediğim için obur derdi.Bunun için aslında abime kızmıyordum aksine onun bu konuşması bana iltifat olarak görüyordum.
-Abicim ben obur muyum ama?
-Tamam kız tamam şaka yapıyorum bilmiyorsun sanki.Şuna bak Nur bir de bilmemezlikten geliyor.
Hep beraber bir kahkaha patlattık.Kazadan sonra neredeyse ilk defa gülümsüyorduk.Eskiden ne güzeldi.Ailecek hep beraber eğlenirdik.Kaza olana kadar tabi.Kaza tüm neşemizi alıp götürmüştü.Belki kaderimiz böyleymiş diyerek olanlara sabredecektik.Başka yapacak bir şey yoktu çünkü.Abimle Nur da yedikten sonra bahçeye çıkıp temiz hava almaya karar verdik.Nur'a hesabı ödeyip gelmesini söylerken bende abimi dışarı çıkarmak için yola koyulmuştum.5 dakika sonra Nur yanımıza geldi ve hep beraber bahçeye çıkarak çardağa oturduk.
-Annemin doktoruyla konuştun mu abi?
-Hayır konuşamadım ama babam ilgilenecekti.
-İstersen bir soralım öğrenelim kazadan sonra hiç görmedik.Ayrıca durumunun da sadece beynindeki bir tümörden başka birşey olup olmadığını bilmiyoruz.Öyle değil mi abi?
-Haklısın Hazal.En yakın zamanda öğrenmeliyiz.Ne gerekiliyorsa zaten yapılıyor ama olsun.Annemizin iyileşme sürecinde ona destek olmalıyız.
-Tabiki elimizden ne geliyorsa yapmalıyız.
Biz koyu muhabbete dalmışken hastanenin bahçesindeki gürültünün daha yeni farkına varmıştık.Bahçedeki insanlar ve doktorlar bir adamın başına toplanmışlardı.Hemen Nur'a abimi getirmesini söyleyip koşarak kalabalığın içine daldım ve gördüğüm manzarayla adeta beynimden vurulmuşa döndüm.Babam yerde bayılmış bir şekilde yatıyordu.
-Baba,babaaaa!!
Hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım etraftakiler beni ne kadar sakinleştirmeye çalışsada olduğum yerde dizlerimin üzerine düştüm ve hâla ağlamaya başladım.Bir yandan ağlıyordum,bir yandan da ne yaptığımı bilmiyorumdum.İki yanımdan tutan hemşireleri iterek sedyenin üzerindeki babama gitmek istiyordum.Ama hemşireler sımsıkı tutmuştu beni.O an ben bile kendimden emin olmayan bir sesle bağırarak tüm kuvvetimle hemşireleri ittirdim ve babama doğru koşmaya başladım.Secdenin üzerinde ki yatan babamın yanına sonunda vardım ve nefes nefese kalmıştım.Secdenin üzerinde yatan babama görevlilerle birlikte eşlik ettim.Doktoru beni odaya almadı.Kapının önünde duvara yaslanarak ağlamaya başladım.Annem gibi babam da benim için çok değerliydi ve ona bir şey olmasına dayanamazdım.Ben ellerimi yüzüme kapatıp ağlıyordum ki birinin elini omzumda hissettim.Korkmuştum.Hemen ayağa kalktım ve elin sahibine baktım.Bu babamın doktoruydu.Hemen kendimi toparladım ve babamı sordum.
-Babam nasıl,o iyi mi?
-Sakin ol Hazal baban iyi,sadece hava almak için dışarı çıkmıştı.Tansiyonu düşmüş olacak ki bayılmış.Şimdi bir serum taktık.Uyuyor.Endişelenicek bir durum yok.Şimdi müsadenizle diğer hastalarıma bakayım.
Doktor gitmeye hazırlanmıştı ki onu durdurdum.
-Ne zaman görebilirim?
-Biraz dinlensin zaten uyandığı zaman hemşiresi size haber verecektir.
-Peki,teşekkür ederim.
Doktor uzaklaşırken bende odasının kenarındaki sandalyeye oturmuştum.Camdan onu görebiliyordum.Yine uyurkenki masumiyetiyle yatıyordu babam yatakta.Onu böyle görmek acı veriyordu.Tamam sadece bayılmıştı ama kazanında etkisiyle duygusallığım daha da artmıştı.Bu yüzden babamı bu durumda böyle görünce gözyaşlarımı tutamamıştım.Ben başımı koltuğun baş kısmına koyarken babama bakmaya devam ediyordum.Ve kısa sürede gözlerim kapanmaya başladı, uykusuzdum ve uyumaya ihtiyacım vardı.Kısa sürede yaşadıklarımın etkisiyle uykuya daldım.
Hani söz vermiştin bize, bizi hiç bırakmayacaktın.Hep beraber mutlu mesut bir hayat sürecektik.Neden baba neden?
-Hazaall!!!
-Babaaaa!!!!
-Rüya görüyorsun kızım kalk hadi.
-Abi babam nasıl?
-Uyanmış hemşire haber verdi,hadi kalk gidelim görelim artık.
-Tamam da siz ne zaman geldiniz?
-5 dakika önce geldik.Hemşireyle konuşurken seni gördük.Yine uyumuş kalmışsın.Rüya görüyordun.Seni uyandırıp babamın yanına gidecektik.Hadi yahu seni mi bekleyeceğiz iki saat?
-Tamam hadi girelim içeri.Ama bir dakika siz girin ben bi lavobayoya gideyim.Bir kendime geleyim.
-Tamam hadi çabuk ol babamı bekletme.
-Tamam abi.
Abimleri arkamda bırakarak lavobayoya doğru yöneldim.İçeri girdim.Yüzümü yıkadım bir peçeteyle kurakladıktan sonra üstüme başıma baktım.Resmen dağılmıştım.Özellikle saçlarım dağınık topuz yapmıştım en son ama çok fazla açılmışlardı.Biraz saçıma ve üstüme çeki düzen verdikten sonra dışarı çıktım ve babamın odasına doğru yöneldim.Kapıyı açtım ve içeri girdim.Babam uyanmıştı.
-Hazal?
-Baba?
-Kuzum gel yanıma bakayım.
Babamın yanına gittim ve başucuna oturdum.Onu öptüm doyasıya.
-İyi misin baba?
-İyiyim bitanem sadece başım döndü galiba bayıldım endişelenme.
-Nasıl endişelenme baba? Ne kadar korktuk bi fikrin var mı? Sana bir şey olacak korkusu anneme bir şey olacak korkusu...
Ağlamaya başlamıştım duygu patlaması yaşıyordum resmen.Babam,abim ve Nur beni teselli etmek için çabalıyorlardı ki başarılıda oldular bir süre sonra söyledikleri şeyler beynime idrak edince ağlamayı kesmiştim.Babamla bir süre daha konuştuktan sonra onu dinlenmesi için yanlız bıraktık.Daha sonra abimi odasına bıraktım.Nur zaten kendi gitmişti.Bende hemen kendim odama gittim.Üzerimi değiştirdikten sonra doktorumun yanına gittim.
-Hazal seni iyi görüyorum.
-Evet,ben iyiyim bunun için sizinle konuşmaya geldim.Eğer izin verirseniz taburcu olmak istiyorum.
-Tabi zaten Check-up da yaptık.Sağlığın gayet yerinde.Benim için bir sıkıntı yok.İşlemleri yaptıktan sonra taburcu olabilirsin.
-Teşekkür ederim, peki bir şey sorabilir miyim size?
-Tabi buyrun.
-Ailemi ne zaman taburcu edeceksiniz yani hepimizi.
-Bakın açık konuşacağım sizinle.Ailenizde en az hasar görerek kurtulan yalnızca Nur ve siz varsınız.Bu konuyu Nur ile konuşamayacağıma göre sizinle konuşmalıyım.Abinizin bacağı kırık bu yüzden 3 ay alçıda kalmak zorunda ama taburcu olabilir bundada bir sıkıntımız yok.Nur zaten bir yara almadan kurtuldu.Babanızın koluda alçıda ama abinizin kadar büyük bir kırık değil 1 ay sonra çıkaracağız.
Doktor derin bir nefes aldı,şu ana kadar çok hızlı konuşmuştu ve ara vermemişti.Şimdi hem hızlı konuşmasının etkisiyle hem de annemi söyleyeceğinden biraz duraksadı.Tekrardan derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
-Annenizin durumu kritik yani kesin bir şey söylemek için çok erken yani ameliyat olması gerekiyor ve bu ameliyat oldukça riskli.Karar vermek zorundayız.
Doktorun sözleri beynimde dans ederken kendimi toparlamaya çalıştım.Annemin durumu kritik idi ve bizim elimizden gelen bir şeyin olup olmadığını bilmiyorduk.Annem benim gözümde dünyanın en şirin,tatlı,anlayışlı,mütevazı ve en iyi doktoruydu.Onu kaybetmek demek hayatımdan bir parçanın eksilmesi,küçük bir çocuğun en sevdiği oyuncağı kaybetmesi kadar üzücüydü.
-Peki ameliyat olmazsa nolucak?
-Ameliyat olmazsa beynindeki tümör daha da büyüyecek ve malesef kaybedeceğiz.Yani ameliyat bir şans.Neyin nasıl olacağını hepimize zaman gösterecek.
-Tamam.
Zorlukla ağzımdan tamam kelimesi çıkmıştı.Annemsiz hiç bir şeyin tadı çıkmıyordu.Onsuz bir hayat düşünemiyordum.Güçlükle kendime moral vererek odama gittim.Bir yandan eşyalarımı topluyor bir yandan da annemin bu haline üzüldüğüm için ağlıyordum.Acaba babam annemin durumunu biliyor muydu.Tabiiki Doktor ona da söylemiştir sonuçta bir karara varılması gerekiyordu ve babam bunu bilmek zorundaydı.
Eşyalarımın hepsini topladığımda çantamı karıştırıp Nur'u aradım.Eşyalarını toplamasını ve bahçede beni beklemesini söyledim.Valizimi alıp odamdan çıktım.İşlemleri halletmem gerekiyordu ama önce valizimi ve Nur'u eve göndermeliydim.Önce Hakan amcayı aradım.Hakan amca özel şoförümüzdü.
-Hakan amca,Nur ve valizlerimiz eve gidicek gelebilir misin hastaneye?
-Tamam Hazal Hanım hemen geliyorum.
-Görüşürüz.
Bahçeye indim ve Nur'u buldum.
-Abla,nerde kaldın seni bekliyorum.
-Geldim,Nur.Şimdi Hakan amca gelicek,eşyaları da götürecek.Sende gideceksin.
-Sen gelmeyecek misin abla?
-Hayır benim işlemleri halletmem gerekiyor ancak yarın abimle geliriz.
-Tamam o zaman,bana annemin durumunu mutlaka haber et.
-Tamam merak etme sen haber veririm.
Biz Nur'la konuşurken Hakan amca yanımıza geldi.
-Küçük hanımlar hazır mısınız?
-Nur hazır Hakan amca valizlerde şurada benim işim var gitmem gerek görüşürüz.
Nur'u öptükten sonra hastaneye doğru ilerledim.Önce taburcu işlemlerini hallettim daha sonra abimin yanına gittim.
-Hazal sen eve gitmedin mi
-Hayır abi işlemleri hallettim bu yüzden gitmedim.Hakan amca eşyalala Nur'u götürdü ama.
-Tamam canım sen napıcaksın peki?
-Annemin yanında olmalıyım.Biliyosun Nur kalamaz burda.Seninde bacağın bu durumdayken sende kalamazsın en iyisi babamla biz burda kalalım.Senin zaten yarın çıkış işlemlerin yapılacak.Doktorun çıkmana izin verdi.Sende gidersin.Ben size annemin durumu hakkında bilgi veririm.Tamam mı abi?
-Tamam Hazal,itiraz edecek durumda değilim zaten,bende çok kalmak isterdim ama yapacak bir şey yok malesef.Sen şimdi bu gece burada mı kalacaksın.
-Evet,yani daha babamla konuşmadım.Belki eve gider bir duş alır gelirim.
-Bencede kaç günden beri buradayız bir duşa hepimizin ihtiyacı var.
-Evet,neyse abi ben babamın yanına gideyim.Onunla da konuşamadık daha doğru düzgün.
- Tamam canım hadi git sen.
Abimin yanağını küçük bir öpücük kondurdum ve hafif bir gülümsemeyle odasının kapısını kapatıp dışarı çıktım.Babamın odasına doğru yöneldim.Kapıyı açtım ve içeri girdim.Babam koltuğun üzerinde oturmuş başını ellerinin arasına almış ve kara kara düşünüyordu,doktoru babamla annemin durumunu konuşmuş olacaktı ki babamın bu düşünceli hali bu yüzdendi
-Baba?
-Hazal?
-İyi misin baba?
-Gel otur yanıma.
Babamı ilk kez bu kadar çaresiz görüyordum.Yaşadığımız kaza,annemin durumu sadece bizi değil babamı da çok yıpratmıştı.Ben tam ağzımı açıp babama bir şey soracaktım ki babam bana sarıldı.Omzumda bir ıslaklık fark ettiğimde babamın ağladığını anladım.Babam çok katı bir adamdı görüntüsünün aksine.Onu annem manken takma adı takmıştı.Evet babam çok yakışıklıydı.Uzun boyu fit vücudu ve kaslı görüntüsüyle mankenlere bile taş çıkartırdı.Hazal dediğinde babamın sert ama bir o kadarda yumuşak sesiyle irkildim.
-Hazal?
-Efendim baba.
Yavaşça benden ayrıldığında gözlerini silmek için yere doğru başını eğdi.Kendini toparladıktan sonra bana döndü.
-Karar vermek zorundayız,annenin durumu hiçte iyi değil.
-Biliyorum baba ama anneme bir şey olursa yaşayamayız biliyorsun değil mi?
-Sadece sen değil Hazal hiç birimiz yaşayamayız.
-Baba ne olucak şimdi?
-Ya ameliyat olmadan ölmesine seyirci olacağız ki bunu asla kabul etmem yada ameliyatın olmasına izin vericez.
-Ameliyat çok riskliymiş baba.
-Biliyorum ama başka çaremiz yok.
-Peki ya ameliyat iyi geçmezse o zaman nolucak?
-Doktoru felç kalabileceğini ama bunun fizik tedavi ile geçebileceğini söyledi.
Buna üzülsem mi sevinsem mi bilemedim çünkü annem ameliyat olmazsa ölecekti,ameliyat olursa yaşayacak,felç kalacak ama fizik tedavi ile iyileşecekti.
-Baba annem o ameliyata girecek en azından ben öyle düşünüyorum.
-Bende kızım bende öyle düşünüyorum.
-Baba,annem iyi olacak sakın bunu unutma olur mu
-Tamam bitanem tamam.
Babamı öpüp dışarı çıktım.Doyasıya ağlamaya ihtiyacım vardı.Hemen lavobayoya doğru yöneldim.İçeri girdim.Yüzümü yıkadım ve ağlamaya başladım.Gözlerim şişene kadar ağladım.Havanın karardığını dışarı çıktığımda anladım.Abimin odasına gittim ve onun uyuduğunu görünce hemen başucuna yatıp ona sarılarak uyudum.Sabah uyandığım da ilk iş abimin taburcu işlerini halletmek oldu.Hakan amca bu seferde abimi almak için hastaneye geldive abimde eve gitti.Tüm bunlar hallolduktan sonra babamla ikimiz annemin doktoruyla kararımızı açıklamaya gittik.Uzun bir konuşmadan sonra annemin bugün ameliyat yapılmasına karar verildi.Annemi hazırlayıp ameliyata almışlardı ve babamla ikimizin kritik dakikaları sayma sürecimiz başlamıştı.Ameliyat tam 5 saat sürdü ve bu süreçte babamla bize en ufak bir açıklama bile yapılmamıştı.Sonunda doktoru ameliyathaneden çıktı ve bize bakarak:
-Üzgünüm Tunç bey,biz elimizden geleni yaptık ancak...
-Hayır olamaz.
-Durun sakin olun eşinizi kaybetmedik ama felç olmasına da engel olamadık.Malesef sol tarafı felç oldu tedavisi mümkün ancak tedavi süreci uzun sürecek.İyileşmesini için zamana ihtiyacım var.
Doktorun söylediği son sözleri duydum ve gözüm karardı yere düştüm.

Karanlıktan AydınlığaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin