0.2

9.2K 101 10
                                    



Harry o gün olanlardan sonra günlerce Draco'dan kaçmıştı.Büyük salonda yemek esnasında sırtını dönerek oturmuş bakışlarına maruz kalmamıştı.Ortak derslerde ise Hermonie'nin yanından hiç ayrılmamış ders bitiminde sınıftan ilk çıkan kişi olmuştu.

Draco ise bu kaçışın farkındaydı.Biraz hoşuna gidiyordu ama gün geçtikçe canını sıkmaya başlamıştı.Seçilmiş çocuğu görmemek ve uğraşmamak moralini bozuyordu.Neden böyle hissettiğini bilmiyordu fakat bilmekte istemiyordu.O bir Malfoy'du.Potter'a düşman olmak zorundaydı.Babası böyle emretmişti karşı gelemezdi.Böyle olmasını istemese de Lucius Malfoy'un lanetlerini yemektense boyun eğmeyi tercih ediyordu.Annesinin onun canı yanıyor diye üzülmesini de istemiyordu. Harry Potter'a düşman olmaktan başka seçeneği yoktu.

Draco Malfoy'a asla seçim hakkı verilmemişti.

Tüm dersler bittiğinde odasına çekilip yatağına uzandı ve düşünmeye başladı.Harry'i,yaklaşan savaşı,ölüm yiyen olup olmayacağını..
O kadar çok kötü hissetmiştiki Astronomi kulesine gidip gecenin sessizliğinin tadını çıkartmak istedi.Babasının onun için ayarladığı özel odada tek başına kalıyordu ve bu çok sıkılmasına sebep oluyordu.Ne olurdu ki Zabini veya Goyle'la kalsaydı?

Yavaşta ortak salona ilerledi ve dışarı çıktı.Gryffindor ve Slytherin kulelerinin arasında oldukça uzun bir yol vardı.Astronomi kulesine Draco daha yakındı.Ama bir anlığına yolu uzatmak istedi.Bu gece profesör Snape nöbetçi olduğu için rahattı.Yakalansa bile görmemezlikten geleceğini biliyordu.O adamı cidden seviyordu.Ne kadar belli etmese de Draco gibi iyi bir insandı.İkili oynadığının farkındaydı başından beri biliyordu ama kimseye hiçbir şey söylememişti.Şimdiden ailesine ihanet ettiğini hissedebiliyordu.

Umrunda değildi.

Asasını çıkartıp sessizce 'lumos' diyerek devam etti.Tablolar ona sinirlenip laf etsede önemsemedi.Arkasından gelen Dumbledore'un sesini duyduğunda korkudan ne yapacağını bilemedi.Ceza alırsa babası ona eziyet ederdi ve bundan nefret ediyordu.Hemen kendini gösterişli büyük sütunların arkasındaki duvara yasladı.Gelen çıtırtı sesiyle birden geriye doğru savruldu.Beklenmedik bir anda beliren bu kapıyı,odayı ilk kez görüyordu.

Seslerin git gide uzaklaştığını farkettiğinde büyüyü mırıldanarak asasında sönen ışığın tekrardan yanmasını sağladı.Ayağı kalkıp siyah pijamalarını düzeltti ve etrafa göz gezdirdi.Bomboştu.Ama odanın ortasında kocaman iştihamlı bir ayna duruyordu.

Bunun ne olduğunu biliyordu.Kütüphanede yaptığı araştırmalarda rastlamıştı.Kelid aynası en gizli arzuları belli ediyordu.Draco daha önce hiç karşısına geçmemişti.

Korkarak ilerledi.İstemediği bir şey görürse ne olacaktı? O bir Slytherin'di.Korkak gözükse bile cesaretliydi.Aynanın karşısına geçtiğinde biraz bekledi.Arkasında oluşan bir gölge gördü.Halbuki o annesiyle mutlu ve rahat hayatının yansımalarını görmeyi beklerken gölge daha çok yaklaştı.Kırmızı olmaya başladı.Bir dakika bu Gryffindor kırmızısıydı?

Nerde görse tanırdı.

Birden dağınık saçlarının kapatamadığı şimşek izini ve zümrüt yeşili gözleri gördü.Korkuyla arkasına döndü ama Harry Potter arkasında değil yansımasındaydı.Çocuk yüzündeki gülümsemeyle biraz daha yaklaştı ve kollarını arkasından Draco Malfoy'a doladı.

Draco gördüğü görüntü ile şoka girerken en gizli arzusunun 6 yıldır düşmanım dediği Harry Potter olmasını sindirmeye çalışıyordu.Ne düşüneceğini ne hissedeceğini bilmezken arkasından gelen ayak sesleriyle irkildi.Gözlerini çok mutlu gözüktüğü yansımasından çekip arkasına döndürdü.Hangi profesöre yakalanıp ceza alıcağını düşünürken elindeki görünmezlik pelerini ile ona şaşkınlıkla bakan zümrüt yeşili gözlerle karşılaştı.

"Malfoy?"

"Potter?"

Geçiş bölümü gibi düşünün.

Scared Pottah? - Drarry Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin