"Kırık bir kalbi en çok ne incitir biliyor musun ?Daha önce nasıl hissettiğini hatırlayamamak..."
###
Genç kız usul usul saçlarını okşayan bir yağmurla annesinin mezarının baş ucunda bekliyordu.Annesiyle bir yandan konuşuyor anlayabilmek için hislerini kaybetme sebebini belkide geri alabilmek için gülüşlerini ağlamak istiyordu lakin biliyordu yapamayacağını.Mezara bir adım daha yaklaştı.Sesi kulaklarında uğuldayan rüzgara karışıyordu.
-"Anlatsana Annem susma konuş benimle.Her şeyi hatırlıyorum beni nasıl sevdiğini,gülüşlerimi,babamı,bahçedeki erik ağacını, kokunu.Bir tek nasıl hissettiğimi bilmiyorum Annem anlat bana.Mutluluğu unutması gözlerinin ve sevememesi kalbinin çok zor be annem.Duyguların yok denecek kadar silikken nefese umut bulaştıramadan yaşamak zor annem.Her gün ruhuna batarken can kırıkları kabuk tutmuyor ki yaran.Acıya bile muhtaçım artık anne.Hissetmek her geçen gün dahada zorlaşıyor ve kalbim taşlaştı şimdiden.Ben hissizliği öğrenmek istemiyorum Annem."
İnsan ,acılarına bile muhtaç bir varlıktı.Hissetmeden yaşamak bir nevi lanetti atan kalbinde.Hissizlik aslında en büyük acıydı,gün geçtikçe ölürdü yaşamak istedikçe daha çok gömülürdü.Bu öyle bir çukurduki;kızda biliyordu ruhun emilirdi.Bu daha başlangıçtı aslında öyle bir yere gelecekti ki kalbi çürüyecekti...
Genç kız ağlamak istiyor bunun tek çare olduğunu biliyordu.İçindekileri atmalıydı yoksa asla yaşayamayacaktı.Sırtındaki kamburlar artıyordu,ağlayamadıkça bir yenisi ekleniyordu sırtına.Genç kıza öyle geliyordu ki bir damla yanağıyla buluşunca lanet bozulacaktı.Sadece bir yaş.İşte bu hayatının anahtarıydı.Genç kız hissizlik denen acıyla daha fazla baş edemeyeceğini hissediyor,ne olursa olsun insani bir duyguyu tatmadan ölürse yaşadığı acılara değmeyeceğini düşünüyordu...
Lakin bir ihtimal daha mevcuttu Kızın ömründe sevecekti ve hissedecekti.Hayat bu ya kıza daha en başından eletmişti bu seçeneği.Haksızda sayılmazdı doğrusu ona bu işgenceleri eden,içini kurutan insanoğlu değil miydi?Nefretine bile lâyık göremezken onları,nasıl sevsindi?Nasıl güvensindi?
Annesine durmadan sordu sevmenin ne demek olduğunu,yumruklarını sıktı avuçlarını kanattı, acısını unutmak için her yolu denedi ama en sonunda pes etti ağlayamamıştı yine uyuyabildiği tek yere-annesiyle babasının mezarlarının ortasına-geçti ve günler sonra uykuya dalabildi...
###
Genç kız derin bir nefes daha alarak müdür odasına girdi.Koltukta oturan orta yaşlı adama bakarken adamın konuşmaya başlamasını bekliyordu.Müdür Kızın sabırsızlığını hissedince lafa girdi :
-"Rengin bu kolejin tek burslu öğrencisisin.Arkadaşların zengin olmalarına rağmen seni kabul ettiler"
Müdür kibirle gülümserken kız söze girdi :
-"Haklısınız ama bunların hepsini ben sağladım.Nedense konuşmanızdan bir şey isteyeceğiniz kanısına vardım."Kız böyle konuşunca adam kızdan bir kez daha nefret etti.Kız fazla akıllıydı.Hoş öyle olmasa bu okulun önünden dahi geçemezdi.
Kız adamın mort olmuş yüzüne bakarken konuşmanın bittiğini belirtircesine derin bir nefes aldı ve konuştu,
-"Bakın Müdür Bey o yarışmaya girmeyeceğim ve ödüller umrumda bile değil."
Rengin arkasında sinirden kızarmış bir müdür bıraktığının bilinciyle tuvalete doğru ilerledi.
Aynanın karşısında durup yüzünü inceledi.Kumral dalgalı saçları hırçınca yüzünü çevrelemiş koyu mavi gözleri sinirden laciverte bürünmüştü.Hemen yüzünü yıkayıp sınıfına doğru ilerledi .Okulda tanınan biriydi ve yetimhanede kalmasına rağmen oldukça seviliyordu.Bunun nedeni hem cana yakın davranışları hem de zeka ve güzellik ikilisiydi.-Söylenenlere göre öyleydi çünkü Rengin bunun aksini düşünüyordu.Tamam zekiydi ama güzelliği yoktu sıradandı ona göre.-Tabii bunları düşünürken yanından geçtiği erkeklerin hatta bazı öğretmenlerin hayallerini süslediğinin farkında olmadan gülücüklerini bahşetti kıskançlık ve arzuyla parlayan gözlere.Her ne kadar neşeli gibi görünerek etrafına duvarlar örsede kimse bunun farkına varmıyor onu en şanslı kişi ilan etmekten çekinmiyordu.12/F kapısına gelene kadar en az yirmi kişiye selam verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RENG-U ŞİN
General FictionHer gri maviyle örter kimsesizliğini.Ve hiç bir mavi mutlu değildir göründüğü gibi.Bu mavi sanılan gri ruhların hikayesi...