BÖLÜM 2

223 18 7
                                    

İşte ikinci bölüm de tekrar yayında. Keyifli okumalar.

Medya: Lucas


"................................

O gün hepimiz kayıplar verdi. Hepimizin canı yandı. Kimimizin güzel kız kardeşine, kimimizin biricik evladına, kimimiz için de evlerimize gazete getiren sevimli çocuğa aitti yitirdiğimiz kalpler... Bunun ne önemi var ki? Onlar bizim çocuklarımızdı. Yani... Şey... Eee... Bizim arkadaşlarımızdı demek istedim. Neyse... Nerede kalmıştım? Hah!

Şu an içimize çektiğimiz havayı solumak onların da hakkıydı. Burada olmak onların da hakkıydı!

Yaşamayı hak ediyorlardı. Hepimizden daha çok belki de...

Ama bu hak, onların elinden zorla hatta kanla alındı! Dr. Sandez ve ekibi..."

Sıcak temmuz gününde üzerinde ölüm karası takımıyla sıcağı hiç umursamadan hararetli bir şekilde konuşmasına devam eden bu kişi, Broundlack halkının en başa oturttuğu kişi değildi ne yazık ki... Hayır, hayır yakışıklı yüzüne hüzünlü bir ifade oturtmayı bir türlü beceremeyen bu adam onun oğluydu. O bir Genç'ti ve kesinlikle o sahnede bulunmaması gereken biriydi. O başkanın kıymetli oğluydu; kaybetmekten ne anlardı ki... Ne burada bulunanlarla ne de ölenlerle bir ilgisi vardı onun. Çünkü başkanın aksine o hep kapalı kapılarının ardındaydı. Yani her zamanki gibi konuşmayı yapan kişi başkan olmalıydı. Onun henüz 20 yaşındaki çelimsiz oğlu Lucas değil...

Tören alanını hınca hınç doldurmuş kalabalık, bu konuşmanın ilk beş dakikası sessizliğini korumuş olsa da artık buna devam edecekmiş gibi görünmüyordu. Öfkeliydiler. Hem de çok fazla... Kendilerini kandırılmış hissediyorlardı. Aldatılmış... Acıların paylaşıldığı ve geçmişin geçmişte bırakılmadığının göstergesi olan bu tören yılın en önemli olayıydı. Başkan bu törene saygı göstermeli; halkına bir daha asla asla ve asla böyle bir olayın yaşanmasına izin vermeyeceğini söylemeliydi. Kısacası konuşmayı ondan başka kimse yapmamalıydı. Bu onun oğlu bile olsa...

"Dr. Sandez ve ekibinin cezalarını çektiğini bilmek her şeyden önemli... Evet, yaşanılan acı düşünüldüğünde bu yeterli değil lakin... "

"Sen ne anlarsın ki acıdan!

"İn o sahneden ufaklık. Sen bir genç bile sayılmazsın."

"Hadi ama ölen çocuklardan birinin adını bile biliyor musun ki sen?"

Kalabalığın huzursuzlandığını fark eden Serrih apar topar Lucas'ı sahneden indirdi. Birkaç dakikada üretilen bu çözümün işe yaramayacağını tahmin etmeliydi.

Yaklaşık yarım saat önce Broundlack Meclisinin 8 üyesi bir araya gelmiş ve oy birliğiyle başkanın bugün o sahneye çıkmaması gerektiğine karar vermişti. O dakika Serrih 'in sesi işitilmişti, toplantının gerçekleştiği küçük çadırda.

"Peki, konuşma ne olacak? O iptal edilemez biliyorsunuz."

Meclis üyesi Andre ona nefret dolu bir bakış yollamıştı.

"Bu ne cüret! Senin burada olmaya bile yetkin yok. Bir de bize hesap sormaya mı kalkıyorsun?"

Serrih adamın tek tük beyaz tüylerle kaplı çirkin yüzüne bir yumruk geçirmemek için kendini zor zapt edebilmişti. Tabi bunda farkında olmadan yumruk yaptığı elini kavrayan Nadege'in de payı vardı. Nadege meclis üyelerinden biriydi, hatta içlerinde insana en yakın olan kişi oydu. Diğer kadın üyelerin aksine çiçekli elbiselerle katılırdı toplantılara mesela. Ya da –Serrih'in bunu asla kendisine söylemeye cesaret edemediği ipek gibi görünen muhteşem- sarı saçlarını rengârenk fularlarla toplardı. 35 yaşındaydı ve yaklaşık beş yıldır meclis üyeliği yapıyordu.

NINA- #Wattys2020 DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin