Doğukan'ın ağzından...

214 9 0
                                    

Gözlerimi açtığımda o lanet olası hastane odasındaydım. Küçüklüğümden beri
Burası zehir bana. Kapıdan ağladığı için gözleri kıpkırmızı olmuş kuzenim Emre girdi. "Doğu! İyi misin kardeşim? O şerefsizlere günlerini göstereceğiz! Sen merak etme!" dedi Emre hırsla. Kendimi konuşmak için zorlayarak "Emre kim olduğunu görmedim! Lanet olası o kurşun girdiğinde hava karanlıktı ve ben görmedim!" Dedim. Emre sinirle bana bakarak "O Berk ve diğer malları!" sinirden kasılan çenemi kontrol altında tutup Emre'ye dönerek "Hadi Anıl ve Akın dingilini sormuyorum da Buğra nerde?" dedim. "Akın ve Anıl dingilleri akşam taburcu olacağını düşünerek gidip bir parti düzenlemesi yaptılar. Buğra piçi ise! Senin bu durumda olmana rağmen o hanım evladı Ada salağı ile uğraşıyor!" dedi. Sonra sinirini biraz tutarak "Ada'nın arkadaşı geldi. Ada bütün takımı saymış kıza. Kız güzel sayılmaz ama kardeşi, wuhuu yani. Kız da hani dün gece gördüğümüz bir dörtlü vardı ya. Şu ibibik Fatih'in grubu. Ada vardı bide onun dışında iki kız vardı. Onlar işte. Neyse galiba kızın adı Serenay. Sana geçmiş olsun deyip gitti. Zaten bakmadım sadece sesini duydum." "Hee hani şu biri abiyenin suyunu çıkaran diğeride spor güzeli olandan mı bahsediyon?" dedim. Sonuç olarak o sportif olan güzeldi. "Hee o!" dedi. "Emre pardonda Serenay güzel kız lan çaktırma ama!" dedikten sonra büyük bir kahkaha patlattık.  İki üç dakika sonra biz Emre ile kakırdamaya devam ederken içeri doktor ve bir hatun geldi. Offf! Sanki 'Doğukan senin için' dermişçesine açmış olduğu göğüs dekoltesi ve  mini mini mini bir etek vardı. Ulan bu ne biçim bir hemşire! Sarı saçları püskül gibiydi. Ve kırmızı ruju dudaklarını daha belirgin kılıyordu. Doktor odadan çıktıktan sonra hemşire serumumu çıkarmak için yanıma geldi. "Naber güzel şey?" dedi Emre arsızca. "Sizinle muhattap olmak istemiyorum bey efendi!" dedi Atarlı kız. "O zaman bu kadar muhattap olmak istiyormuş gibi giyinmeseydin!" dedi Emre sinirle. Kendisine cevap verilmesinden hoşlanmaz. İşi bitmiş olan hemşire Emre'yi takmadan "Geçmiş olsun." deyip odadan çıktı. Kapı kapanmadan içeri giren Buğra ve Büşra içeri girdi. "Oo Buğra hayrola? Ada ile işin ne zaman bitti de sevgilini hatırlayabildin?" dedi Emre. Buğra mahçup bir şekilde "Ya abi laga lugayı bırakta. Ben Ada ile konuşuyordum işte o konu hakkında. Büşra geldi 'naber aşkım?' dedi. Ada'da şaşırıp ağlayarak gitti. Anlamadım ama neyse! Ooo Doğu iyileşmişiz bakıyorum." Dedi Buğra. Sonra tekrar Emre'ye dönerek "Bu arada Emre, Akın ve Anıl Berk'in elemanları bulmuş bi güzel pataklamışlar. Berk de korkmuş gelmemiş zaten kavga yerine. " Dediğinde içim rahatlamıştı. Sonra Buğra tekrar söze başlayarak "Bu arada bizim denyolar Fight Night da yer ayırtmış. Bu gece ordayız." dedi. Biraz daha konuştuktan sonra Buğra Büşra'yıda alıp hazırlanmak için eve gittiler.

"Hazırmısın Emreee!" dedim bağırarak. Gece olmuştu. Ve bara gitmek için hazırşanıyorduk. Üzerime beyaz yarım kollu v yaka tişört altıma ise siyah pantolon giydim. Üzerinde üç tane üçgen olan kolyemi büyük annemin bana hediye ettiği (multideki) takıp ayakkabılarımı giyip çıktım. Arabaya binip Emre'nin gelmesini bekledim. İki üç dakika sonra Emre de gelince Buğralarla buluşmak için Night Fight bara doğru yola çıktık.

Bodrumda 5 taş!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin