İçeri yavaş yavaş girdi. kızıl saçları her adımıda savruluyordu. odadaki parlak ışık yüzünden de. gözleri parlıyordu yanıma geldi elini uzattı ve "merhaba yeni, eski ortağım" dedi elini sıktım "ama ben senin ortağın değildim" dedim sadece bana gülümsedi ardından ajan hill konuşmaya başladı.
-Bundan sonra takım arkadaşısınız bu nedenle antremanları beraber yapacak ve görevlere beraber gideceksiniz.
Sorusu olan?-Ben tek başıma iyiyim
Nat:bende
Hill:tamam ilk antrenman iki saat sonra
Odadan çıktı ben sadece natashaya bakıyordum. oda silah alıyordu bütün bunların planlanmış bir şey olduğunu düşünmeye başladım. çünkü bunlar üst üste gelmesi imkansız şeyler. widow bana döndü ve silahını ateşledi hemen kendimi yere attım. "bu idare eder" dedi
-Çıldırdınmı sen
+hayır, sadece test ediyorum.
-Benimi? silahımı?
+aslında ikinizide.
-Sen manyaksın
+hayır ben karadulum.
Tamam onunla daha önce çalıştım gayet yetenekli, güzel, alımlı, sexy tamam ondan hoşlanıyorda olabilirim ama onla asla ortak olamam. yanında bir bomba ile gezmekten farksız bu. yinede ne desem beni dinlemiyecekler gibi hissediyorum. aklıma birden bu sabah karşılaştığım adam geldi belki onunla konuşabilirim ismi neydi? Hah coulson kapıyı açtım arkamdan widowun sesi geldi "nereye gidiyorsun" "sadece birini görmem gerek" dedim ve çıktım bay coulsonu arıyordum yukarıya baktım kendime görüş alanı arıyordum ve buldum. yaklaşık 20 santim kalınlığında, yerden dört metre yukarıda demir çubuklar vardı ve koridor boyunca uzanıyordu oraya tırmanmanın bir yolu olmalı
Etrafa bakındım ama bulamadım sonra aklıma bana verilen oklar geldi. içlerinde teknolojik olanlarda vardı. sadağımı aldım. evet! içinde istediğim gibi bir ok vardı bu oktan uzun bir halat çıkıyordu hemen oku aldım ve demir çubuğa fırlattım ardından tırmanmaya başladım çubuğa geldiğimde ayağa kalktım. etraf gerçekren çok net görünüyordu. yürümeye başladım artık buralar benim yeni yollarım olacak. bay coulsonu hala bulamadım derken bir kapıdan dışarı çıktı "bay coulson" diye seslendim etrafına bakındı sonra yürümeye devam etti. tekrar seslendim ve önüne atladım önce bana sonra yukarı baktı. sanırım şaşırmıştı.-Korkuttuysam kusura bakmayın lütfen
+seninde önüne yukarıdan bir adam düşşe sende şaşırırsın
-Evet. Şeyy aslında bir sorunum var
+yeni ortağınmı? beni takip et
Yürümeye başladı arkadan onun peşine takıldım. birazda şaşkın bir şekikde odadan içeri gidim. elindeki dosyaları iki karıştırdıktan sonra masaya fırlattı sonra oturmamı istedi
-Evet sorun yeni ortağınla anlaşamayacağını sanman değilmi
+sanmam mı?
-Evet çünkü ikinizin ortak olmasını ben istedim
+harika o zaman geride alabilrsin
-Siz ikiniz birlikte mükemmelsiniz bunu görmen için zaman lazım sadece
+o kız bir saatli bomba
-o bombaysa sen kumandasın ne zaman patlatacağın sana kalmış. sadece sabret clint
+peki. ama bu ortaklık uzun sürmez
Sesim biraz öfkeli biraz kırılmış bir şekilde çıkmıştı. hemen odadan çıktım. o bombaysa ben kumandayım. yani onu ben kontrol edebilirim. sadece bekle. antrenman salonuna geri döndüm. nat -bundan sonra ona nat diyeceğim- yakın dövüş yapıyordu karşısına çıkan son hologramıda hallettikten sonra bana döndü. kapının kenarına yaslanmış onu izliyordum çünkü. bana gel işareti yaptı. "hayır kalsın" dedim ve yayımı masaya bıraktım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şahinin Öyküsü // Hawkeye
AdventureClint için bütün herşey sirkten kaçmasıyla başladı. ard arda gelen olaylar sonunda kendini bir kızılın yanında suçlu şekilde savaşırken buldu. neden mi? ona aşık olmuştu belki... bu kızılla birde SHİELDa katılarak ortak oldu ortak oldu onun yanın...