Multimedya: ben her gün seni beklerken ölüyorum (onun gibi bişey)
hiç şaşırmadığım bir yerde uyandım. bir hücrede. SHEİLD hapishanesindeyim. bayılmamdan sonra ne kadar zaman geçti bilmiyorum. başarısız oldum. belkide nathasha kötüleşiyor. belkide canı hiç yanmadığı kadar çok yanıyor. ve ben burada birşey yapamıyorum. Ben burada öylece uzanıyorum.
Kapının açılması ile doğruldum. gelen furydi yüzü hiç olmadığı kadar öfkeliydi. ağzımı açmamla beni boğacak gibiydi.
- Bak mecburdum
+hiç bir şey için mecbur değildin
+nick onu öldürecekler!
-Kimler
Nathashadan bahsettiğimi biliyordu. ama bunu oda kabullenmek istemiyordu "bilmiyorum ama öğrenebilirim" dedim. gözlerimi kaçırıp. oda gözlerini -gözünü- kıstı. zaten çok ciddi olan yüz ifadesi dahada ciddileşti. sonra arkasını döndü kapdan çıkarken "sadece 32 saat barton" dedi. onun bunu söylemesiyle üzerimdeki yorgunluk tamamen kalktı. Hemen furynin açık bıraktığı kapıdan çıktım. benden aldıkları okları ve yayınmıda aldım sonra hemen nathashanın odasına doğru yola çıktım
______________________________________
Kapının önüne geldim ve elimi üzerine dayadım. derin bir nefes verip ittim. nathasha uyuyordu. yanına gittim. uyurken ne kadarda masum görünüyordu. Bütün o yorgunluk üstüne çökmüş ama huzurlu. Yanına oturdum ve eline uzandım. tam elim eline değmiştiki yerinden fırladı ve boğazımı sıkmaya başladı. Gittikçe daha çok kuvvetleniyordu nefesim iyice kesilmişti. Canım yanıyordu ama karşılık veremedim. Nathasha kendine geldiğinde elleri yavaş yavaş gevşedi ve bana şaşkınla bakmaya başladı.
-Clint?
+benim nathasha sakin ol
-Clint ben...
+tamam sadece kabustu
-Neden geldin?
+ben şey... göreve çıkıyordum. gitmeden önce son kez durumuna bakayım dedim.
Söyleyememiştim. Yine ona söylememiştim. Bana öylece bakıyordu. yine şüphelenmişti. sonra gülümsedi ve bana sarıldı. bende ona sarıldım. onu hiç bırakmak istemesemde ayrıldık. Ayrıldıktan sonra bana "dikkatli ol" dedi. bende ona gülümsedim. yatağın kenarından kalktım. ona bir kez daha gülümseyip "sende" dedim ve dışarı çıktım
Dışarıda nick bekliyordu. yüzü biraz yumuşamıştı ama hala o ciddi ifadesi üstündeydi. ona onaylar anlamda başımı salladım ve beraber yürümeye başladık.
-32 saatin var barton
+onların nerede olduğunu biliyormuyuz
-budapeştede bir kaç nokta belirledik bu cihazda kayıtlı. Aynı zamanda bu senin kredin. seni izliyor olacağız
______________________________________
Nathashayı kurtarmak için hiç şüphesiz bu görevi kabul edecektim ama ondan nasıl saklayacaktım?...
Ertesi gün
İlk görev için önüme sadece bir dosya konuldu. dosyayı inceldim. bir kadın vardı. bu kadını tanıyorum
-dosyayı çaldığımız kadın bu. Ama neden?
+Başarısızlığı yüzünden ölmeli
-ben öldüremem
+o zaman arkadaşın ölür
-Ta-tamam lütfen ona dokunmayın!
Dosyayı masadan aldım tek gidecektim ve tabiki izlenecektim. dosyada onun bulunduğu yer yazıyordu. adresi ezberledim ve dosyayı yok ettim. binadan dışarı çıktığımda havanın çoktan karardığını gördüm. gökyüzüne baktım ay oradaydı ve geceyi aydınlatıyordu. aklıma sirkteki anılarım geldi. biraz gülümsedim ama sonra o olaylar gözümde belirdi. yüzümdeki çok az beliren gülümseme yine yok oldu. nathasha için bile olsa öldürmek benim için çok zordu.
Kadının saklandığı binaya geldim. içeri gizlice girip öldürüp çıkıcağım. giriş için uygun bit yer aradım ama binanın etfafında sadece bir kapı vardı. sonra aklıma çatı geldi. belki yukarıda uygun bir yer vardır. nede olsa içeri güneş girmeli. İpli oklardan birini alıp çatıya attım. sağlamlığını biraz kontrol edip, yayı beline taktım ve tırmanmaya başladım.
Çatıya geldiğimde tahmin ettiğim gibi camdan bir tavan vardı. iyice yaklaştım tavandaki bir cam kırıktı. yaklaştım ve içeri baktım güneş doğduğu için biraz aydınlanmıştı. camdan bakarken bir karaltı hissettim. yayımı sırtımdan aldım ve ok yerleştirdim karanlıkta dönüp duran karaltıya bir ok attım. vurduğumu umut ederek aşşağı indim. oda boştu ama çoğu yeri karanlıktı bir iki adım attıktan sonra iri kolların boğazımı sarmasıyla durdum. kollardan kurtulamıyordum en son çabalamayı bırakıp düşündüm. ve sadağımdan bir ok çekip adamın karnına sapladım. kollar gevşedi hemen kurtulup adama bir yumruk attım. yere yığıldı birkaç kez tekmeldim. beni gerçekten çok sinirlendirdi çünkü. Eski binada gezinmeye başladım. "o kadını bulup öldüreceksin tek yapman gereken şey bu clint" diye sürekli içimden geçiriyordum. ışık olan bir oda ile karşılaştığımda durdum. okumu hazırladım ve içeri daldım. kadın oradaydı. "ya şimdi ya hiç" diye mırıldandım. okumu çektiğim gibi bıraktım kadının anlında saplandı ve kadın yere yığıldı. yapmıştım. bir insanı öldürmüştüm....
______________________________________
Biliyorum biliyorum biliyorum... Bölüm hem geç geldi hemde kısa. ama yeni kitaba kaptırdım kendimi. hem bitirmem gereken başka bir kitap daha olunca bu çıktı ortaya. :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şahinin Öyküsü // Hawkeye
PrzygodoweClint için bütün herşey sirkten kaçmasıyla başladı. ard arda gelen olaylar sonunda kendini bir kızılın yanında suçlu şekilde savaşırken buldu. neden mi? ona aşık olmuştu belki... bu kızılla birde SHİELDa katılarak ortak oldu ortak oldu onun yanın...