BÖLÜM 70

1.6K 102 26
                                    

Herkese merhaba :)

Umarım tatiliniz iyi geçiyordur :) Benimki berbat geçiyor da...

Bölümü bu saatte yayınladığım için özür dilerim sizden ama ancak fırsat bulabildim. Sizi seviyorum.... Çok çok öptüm.

İyi okumalar :)

Uyandığımda evde birinin çok yüksek bir sesle müzik dinlediğini duydum. Açıkçası çok sinir olmuştum.

Yatağımdan sinirle kalkıp mini şortumu ve askılı bluzumu giyindim. Ayakkabılarımı giyinmeye gerek görmedim.

Aşağı indiğimde Lucas tekli koltukta kucağındaki kızla konuşuyordu sessizce. Katy ve siyahi biri ise çiftli koltukta yanyana oturuyordu. Milly ise sarışın bir erkeğin dibindeydi üçlü koltukta. Hepsinin elinde içki vardı.

Sinirle salona gelip müziği kapattım. Lucas beni fark edince direk kızı kaldırttı kucağından.

Sinirle hepsine baktım tek tek. Lucas hemen yanıma gelip tuttu kolumdan yavaşça. Canımı yakmak için tutmamıştı. Aksine dikkat çekmek için yapmıştı sadece.

Kolumu ondan kurtarıp O kıza dokunduğun ellerinle dokunma bana !! diye kükredim. Lucas kolumu bırakıp geri çekildi bir adım.

Cornelia ? dedi abim şaşkınca.

Beni uyandırdınız lanet müzik yüzünden diye sinirle soludum.

Daha sessiz olucaz merak etme sen dedi abim gülümseyip. Hepsi içkiliydi ve sarhoştu. Anca abim işte biraz kafası yerinde gibiydi.

Hiçbirşey demeden direk yukarı çıktım. Hemen üstüme siyah straplez bluzumu giyindim. Altına da siyah kot pantalonumu geçirdim. Aynaya bakınca gülümsedim ve siyah botlarımı giyindim. Üstüne siyah deri ceketimi giyindim. Hemen aynanın karşısına geçip siyah eyeliner çektim gözlerime. Siyah rujumu sürdüm ve siyah telefon kılıfımı aldım.

Telefonunu elime aldığımda birkaç numaradan mesaj vardı. Birini açtım hemen

Yenge ben Junior :) diye yazmıştı. Gülümseyip hemen kaydettim numarayı Jr. diye.

Hepsini kaydedince hemen telefonumu kılıfa yerleştirdim. Hemen arka cebime koydum telefonı ve aynaya baktım son kez. Siyah kafatası olan bandanamı alıp boynuma bağladım. İşte şimdi olmuştu.

Hızlı adımlarla salona indim ve kapıyı çarpıp çıktım.

Abimin arkamdan seslendiğini duymuştum ama çok da umursamayıp yürümeye devam ettim. Büyük kapıyı itip açtım ve hemen arkamdan kapattım.

Buraları bilmiyordum. Tek bildiğim yer okuldu... Ona da gidicek halim yok bu saatte. Barlara girmem zaten kolay kolay ...

Sahile gitmek en iyisiydi....

Küçük bir dükkanın içine girdim bakmadan. Burası küçük bir kitapçıydı. Çok güzeldi içerisi. Burda kalmaya karar verdim....

Kasadaki adama gidince önce biraz geriledi ama kitabı gösterip gülümsedim.

Merhaba. Satın almasam ama okusam olur mu acaba ? dedim en sakin ve duygulu sesimle.

Tabi ki. En köşeye gidin orda koltuklar var. Daha rahat okursunuz.

Çok teşekkür ederim diyip arkaya geçtim. Felsefik kitaplar burdaydı. Ben de koltuğa geçtim ve eski mısır tarihi hakkında yazılmış olan ansiklopedinin ilk kitabını açıp okumaya başladım.

Birkaç dakika sonra genç gülümseyerek yanıma geldi ve bana kahve uzattı. Gülümseyip aldım hemen elinden.

O da ön tarafa doğru gidip kitaplar arasında kayboldu...

KÖTÜ ÇOCUK VE KÖTÜ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin