BÖLÜM 85

1.2K 74 0
                                    

yardımı olur mu ama sadece belirtmek istedim ki bu bölümü Lady Gaga dan Alejandro ve Judas şarkılarını dinleyerek yazdım...)

Ölümün bu kadar güzel olması...

Annemin ve babamın elimi tutması...
Ama babam yaşıyor ki...
Acaba onun elini bırakmalı mıyım ?
Anneme bakınca onun da yaşadığını hatırladım...
Kendimi oyuncaklarımdan koparılmış gibi hissettim. İkisi beni başka bir yere götürüyordu. Ama ben oyuncaklarımı seviyorum. O yüzden olabildiğince oyuncaklarıma doğru koşmaya başladım...

...5 Ay Sonra...

...Z DEN...

Uyandı mı ? dedim umutsuzca. Doktor başıyla itiraz etti her gün yaptığı gibi. Bu sefer nedense hergün yaptığı konuşmasını yapmaktan vazgeçti ve gitti. Normalde elini omzuma koyar ve Umudunu kaybetme derdi. Demek ki artık o da umudunu kaybetmişti...

Hastanede geçirilen onca zaman... Acaba acı çekiyor mu diye düşünüp beynimi yiyordum her gece. Aylardır düzgün düşünemiyordum. Hepsi benim suçumdu...

Şuanda gerçekten çok kötü bir haldeydi. Yaşayıp yaşamaması sadece şanstı. Fişini çekebilirlerdi ama anca benim rızamla. Ben ise istemiyordum. O yaşamalıydı...

O gördüğüm hiçbir kadına benzemiyordu. Çok güçlüydü...

Orpheus bana doğru yaklaştı ve yanımdaki sandalyeye oturdu.

Uyanmadı mı hala ? dedi. Ben de doktor gibi başımla itiraz etmekle yetindim.

Biliyorum uyanıcaktı. O çok güçlü.

Şuanda aklımda tek soru vardı. Bunu Bay N. ye nasıl söyliyicektim ? Daha doğrusu söyliyicek miydim ?

Bana son sözleri Dedeme söyleme olmuştu. Napıcam bilemiyorum...

Artık bırakmanın zamanı geldi dedi başımda ne kadar zamandır dikildiğini bilmediğim doktor. Hemen itiraz ettim başımla.

O yaşıyor. Sonuçta nefes alıyor. Bekliyicez dedim kararlılıkla. Ölmesine izin veremem...

Ama o öldü. Beyin ölümü gerçekleşmiş olmalı. Sonrasında uyansa bile beyninde büyük bir hasar oluşmuş. Bu hasarla yaşayamayabilir.

Ama yaşıyacak ! diye kükredim.

O sırada hemşireler hızla odaya girmeye başladı. Doktor da şaşkınlıkla içeri daldı ama ben giremedim. Zorla beni dışarıda tuttular...

Ölüyor musun meleğim ? dedim. Sesim düşündüğümden daha aciz çıkmıştı. İlk defa kalbimi hissettim. Ciddi bir ağrı vardı resmen...

Hoşçakal deme fırsatım olmadı meleğim... Gelecek dünyada görüşürüz... Şimdilik hoşçakal dedim ve ayağa kalktım. Onu bıraktım orda...

Yavaş adımlarla uzaklaştım ordan. Sanki duygusuz biriymişim gibi arkamda bırakmak istedim ama duyduğum tek söz beni olduğum yere çiviledi.

Gitme...

Korkarak arkamı döndüm. Gördüğüm şey...

Bu Cornelia mıydı gerçekten ?..

Simsiyah gözleri beni bulunca gülümsedi. Saçları simsiyahtı. Vücudu ise bembeyaz...

Ne olursa olsun umudunu kaybetme Victor dedi. Victor da kim ?

Yine mi yanlış ya... diyip gülümsedi.O kadar güzel güldü ki anlatamam.

KÖTÜ ÇOCUK VE KÖTÜ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin