-Burada Başladık-(Düzenlendi)

356 36 11
                                    

Yarınsız/1.Bölüm-Burada Başladık

Havadaki kasvet ve sisin oluşturduğu ölümden duvara toslamışçasına duraksadı genç kız...

Mezarlığın geniş kapısından mezar mermerlerini ve mermerlerin başucundaki mezar taşlarını görebiliyordu. Ürkütücüydü taşların ve ölülerin oluşturduğu bu koca yapıt. Korkmuştu genç kız...

İlk defa bu denli ağır duygularla gelmişti bu kapının önüne. Oysaki yaşadığı evin yalnızca iki üç ev ilerisindeki bir mezarlıktı burası. Okula, alışveriş merkezlerine... Her yere giderken geçmesi gereken mecburi yol. Peki, önceleri neden bu denli ağır gelmemişti bu asfaltın önünde dikilip mezar taşlarını seyretmek?

Bir gün öleceğini zaten biliyordu. Bir gün öleceğini bilmek değil de, bu gün öleceğini bilmek mi ağır gelmişti?

Sağ ayağını sanki ayağındaki botu kaldıramıyormuş gibi ağır hareketlerle kaldırıp zor da olsa bir adım attı. Ayağı yere değil de, gözyaşlarına baskı yapmıştı sanki o an. Ağlama hissi ile doldu. Yavaş adımlarla ilerlerken geçen gece gördüğü rüyasında gördüklerinden çekindiği belliydi kızın. Kendi mezar taşını görmüştü genç kız, üzerine düşmüştü Mina Tekin yazan mermerin. Rüyasındaki gibi hızlı yürüyemiyordu, çekimserdi adımları. Minik bir mezarın yanından geçmişti şimdi. Yeşil gözlerindeki içli bakış bu minik mezar taşına değdiğinde yüreği mümkünmüş gibi daha da ezildi. Bir bebek mezarıymış meğer...

Adımları rota tanımazcasına ilerliyordu, genç kız bile bu adımların nereye gittiğini ya da kendisinin nereye gitmek istediğini bilmiyordu. Evde bıraktığı sonuç kâğıdından kaçıyordu sanki...

Ondan uzaklaşmak için ilerliyordu mezarlığın derinlerine. Yorulduğunu anladığında bir mezarlığın mermerine yaklaştı. Kapının önünde hissettiği duyguları hissetmiyordu şimdi. Alışmış gibiydi daha çok. Mezarlık boştu...

Kış olmasından dolayıydı sanırım...

Zira kışın yağan kar ve yağmurdan dolayı çamurlaşırdı mezarlık ve insanlar bu havaları tercih etmezdi. Yalnızca cenaze törenlerinde kalabalık görürdü odasının penceresinden görünen bu mezarlığı. Mermerin üzerine oturduğunda mezarlığı kaplayan ve toprağın üzerine kapanmış karın ezilme sesini duyarak irkildi. Ardına döndü hemen...

Döndüğü an gördüğü ilk şey siyah bir bot oldu ve hızla kaldırdı bakışlarını, genç bir erkekti. Ellerini cebine sokmuş, şapkasının üç dört santim altındaki koyu kahve gözleriyle genç kıza bakıyordu. Başka zaman belki de bu durumu umursamayacak olan kız mezarlıkta bir erkekle baş başa kalmanın korkusuyla "Ne işin var burada?" dedi. Sesi soğuktan dolayı farklı çıkmıştı ve akan burnunu çekiyordu ara ara. Kızın korkması karşısında gülümsemek istedi genç adam lakin öylesine soğuktu ki hava, dudakları kasılmıştı. Kızın yaklaşık olarak bir metre uzağında olan bedenini hareket ettirerek genç kızın oturduğu mermere o da yaklaştı ve mermer ıslak olmasına rağmen kızın yanına oturdu. Genç kız merak ve korkunun oluşturduğu tabakayı gözlerine yerleştirmiş adama bakıyordu. Kızın meraklı bakışına istinaden "Senin ne işin varsa benim de o işim var!" dedi.

Adamın cevabıyla birlikte 'Benim burada ne işim var?' diye kendisine sordu kız. Lakin kendisini tatmin edecek bir cevap alamadı. İşi yoktu ki onun...

İlerisini görmek için gelmişti buraya. Ölümün ne olduğunu, neyin onu beklediğini görmek için.

"İşsizsin o zaman" dedi umursamayarak ve tekrar önüne döndü. Mezarlıkta karşılaştığı için pek hoşlanmamıştı bu adamdan, belki de korkmuştu. Sahi ne iş vardı ki bu adamın burada?

YarınsızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin