Tao sabah uyandığında daha mutluydu. Ağlamak her zaman rahatlatırdı onu. Erkekti evet ama ağlamaktan korkmuyordu. Ağladığını söylemekten utanmıyordu. Hem zaten öyle her şeye ağlamazdı ki o. Ailesi vardı bir ağladığı. Güzeller güzeli biricik annesini özlediğinde ağlardı. Kris'e sarılarak ağlardı. Sonrada dalardı hayaller alemine. Annesinin kucağına. Uyandığında hep daha mutlu olurdu.
Birde sevdiklerine ağlardı, unutamadıklarına. Kris'ine. Yifan'ına. Wufan'ına. Liderine. Ge gesine. Biricik sevgilisine ağlardı. Bırakıp gittikten sonra yaşamından vazgeçmeyi düşündürene ağlardı. Hayatına. Hayatının tekine, biriciğine ağlardı.
Ama o gelmedi.
Çok bekledi Tao. Geri dönecekti. Hayatının aşkı dönecekti bir gün. Hayır hayır aralarında ki ilişki aşk denebilecek kadar basit değildi. Kelimelerle tarif edilebilecek bir şey değildi bu.
O sonsuz bir okyanustu Tao ise ona aşık bir martı. Okyanus sonsuzdu. Ulaşılmazdı. Gelmezdi sonu hiçbir zaman. Martı umursamazdı onun sonsuzluğunu. Severdi. Öperdi şefkatli sularını. İçerdi kana kana. Okyanus bilmezdi martının sevgisini. Görmezdi ki küçüğün gözlerindeki aşkı. Martı bilirdi okyanus sert, okyanus derin, okyanus onu görmez kendi fırtınasında. 'Bir gün derdi kendisine , bir gün o da sevecek beni ve o gün hayatımın son günü olacak. En mutlu olduğum gün bitecek hayatım. En mutlu ve en acılı günümde.'
Bülbül gibi severdi onu. Goncaydı gül. Bülbül de minikti o zamanlar. Goncanın güzelliğine aşık oldu. Gül diye bir şey duymamıştı hiç. Onun için en güzeli goncasıydı. Sonra büyüdü bülbül. Gonca da büyüdü ve gül oldu. Bülbül şaşırdı. Gülün güzelliğine şaşırdı. Goncasının güzelliği dünyada ki her şeyden güzeldi. Gülü gördüğündeyse nutku tutulmuştu. Goncası gül olmuştu. Her gün geldi yanına gülünün. Aşkını şakıdı her gün. Bıkmadan usanmadan. Ağladı güzelliğine. 'Ey güzel gülüm görecek misin sende beni? Seni sakladım kalbimde ben. Sende beni alacak mısın içeri?'
Gül izin vermedi ona. Açmadı kalbini hiçbir zaman. Sustu bülbülde. Konuşamadı. Aşkını fısıldayamadı sevgilisine. Sonra bir gün uyandı. Gülünü. Kalbini görmeye gitti. Yoktu gülü. Kaybolmuştu.
Gitmişti.
Bırakmıştı onu bir başına.
Ağladı bülbül.
İçinden gelerek ağladı.
Susmadı hiç.
Sonra bir gün sustu. Kesildi sesi birden.
Bir daha hiç ağlamadı bülbül. Gülü de görmedi.
Öldü bülbül.
Gülüyle birlikte öldü.
Gülünden fazla öldü ama..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I wish . We had stayed like that all the time
RandomKris gitti. İşte o gün Tao'nun bittiği gündü.