Kris sabah kapının sesiyle uyandı. Aklına Tao geldi. Her sabah yurtta onu uyandırma görevi Tao'nun olurdu. Sevimli çocuk her sabah gelir ve tatlı sesiyle Kris'i uyandırırdı. Kris'te ona nazlanırdı. Kapı bir kere daha çalınca söverek salondaki koltuktan kalktı ve çöplerin arasından koşarak kapıyı açtı.Karşısında duran postacıya şaşkınca baktı. 'Hala postacı diye bir şey mi var ya hu ?' Adam elindeki zarfı uzatacak iken durdu "Wu YiFan ? Kimliğinizi görmem lazım paketi teslim eden kişi bizzat kendisine vermemiz gerektiğini söyledi." Kris homurdanarak az önce geldiği yoldan geri döndü ve kimliğini buldu.Adam zarfı bırakıp giderken Kris'te kapıyı kapatıp odasına gitti. Zarfın üzerindeki adresi görünce durdu.Gönderen Suho muydu? Gittiğinden beri onlarca mektup göndermişti.Bu da onlardan biri miydi? Üyelerin neler yaptığını anlatır sonra da onu sorardı her zaman aynı cümlelerle : "Sen ne yaptın Kris ? İyi gidiyor mu ? Mutlu musun ? " 3 küçücük cümle her zaman yıkardı onu pişman olurdu . Kafasını sağa sola sallayıp bu düşüncelerden kurtuldu. Mektubu komodinin -doğrumu bu gdskjgls- üstüne koydu. Sonrada kalkıp banyoya gitti.Bugün boştu önce banyo yapacak sonrada, sonrada .. aman neyse sonrasını sonra düşünürdü önce şu iğrenç terden kurtulması lazımdı.
FLASHBACK
" Ge Ge benle banyoya gelmek ister misin? lütfennnnnnnnn buing buing."
Kris içinden lanet okudu 'Evet Tao seninle banyoya gelmek isterim ama benim istediğim şeyler için yaşın çok küçük.
" Tabi gelirim Tao ama bir daha yok kocaman adam oldun artık."
Tao bu söylediğine dudak büküp mızmızlandığında sırıttı
"Tamam tamam geleceğim, yarında geleceğim, öbür günde, yaşlanıp buruşuk dedeler olduğumuzda da sırtını keselerim"
Tao Kris'in gözlerinin içine baktı en derine. En sevdiği gözlere sevgiyle baktı. Kimseye bakmadığı gibi.
"Beni sakın bırakma ge ge. Yarında, öbür günde ,yaşlandığımızda hatta öldüğümüzde bile beni bırakamazsın."
Kris Tao'ya samimi, aşk dolu gözleriyle baktı.
"Seni asla bırakmayacağım Tao sen beni bıraksan bile, birine aşık olup gitsen bile, yaşlı bir dede olduğunda yanında başka biri olsa bile hep yanında olacağım. Öldüğümüzde mezarlarımız yan yana olacak, sonra cennette tekrar buluşacağız Tao ben seni orada da takip edeceğim."
Kris gülümseyip Tao'yu alnından öptü. Küçük meleğini seviyordu. -ne biçim şi yapıyonuz ya-
FLASHBACK END
Kris kendine geldiğinde ağladığını farketti. Hiç gelmemeliydi. Tao'yu yalnız bırakmamalıydı. Lanet olsun burda olmak istemiyordu. Tek bir hücresi bile burda olmak istemiyordu. Tao'yla olmak istiyordu. Nerede olursa olsun sadece Tao yanında olmalıydı. Özlüyordu. Hiç bir şey yapmıyor onu aramıyor sormuyordu sadece özlüyordu. Yere çöktü artık dayanamıyordu. Ağladı, hayatında ilk defa içinden gelerek hıçkırarak ağladı. -susarmısınız önemli bi olay bu-
Ayağa kalktığında rahatladığını düşündü. Unutacaktı başka yolu yoktu. Artık hayatında Tao yoktu. Bunu o istemişti. Bu acıyla baş etmesi lazımdı. Hayalleri vardı, oyuncu olacaktı. Basketi bıraktığından beri tek hayali buydu. Ama o zaman Tao yoktu. Hayır düşünme, düşünme, düşünme.
Bu sefer gerçekten silkelendi ve kendine geldi. Artık cidden banyo yapması gerekiyordu. Banyoya girdi. Pandalı banyo lifinede sövüp köşeye fırlattı. Sonra tekrar koşarak yerden aldı ve attığı için bir kerede kendine sövdü - gadskjl - Banyo yapıp çıktığında telefonunun çaldığınız duydu. Yetişememeden sekretere bağlandığı.
"Kris bugün boş günündü biliyorum ama gelmen lazım ani bir röportaj- o ne gı?- çıktı."
Cadı karının sesini duyunca bir kez daha sövdü. - Cadı karı şu SWOWN 'daki kadın düşün o zamandan beri şu bölümü yazmaya çalışıyorum - Bugün ne kadar çok küfür ettiğini düşünerek odasına gitti. Belindeki havluyu artistik -B|- bir hareketle çıkarıp boxer-baksır?/ beyaz paçalı don-ını giydi kıyafetlerinin yanına geldiğinde bayağı bir süre düşündü eskiden onun kıyafetlerini Tao ayarlardı ama Çine geldiğinden beri ne bulsa giyiyordu.
- Evet arkadaşlar cidden bu sonuca vardım çünkü TaoRisin tarz benzerliğini bilmeyen yoktura ama Kris Çine gittiğinden beri tarzı o kadar bozuldu ki bende bi acaba? oldum. Çünkümsü beyaz gömlek ve göbeğine kadar çekilmiş pantolondan başka bir şey giymiyor çocuk :')-
Gene aynısını yaptı ve dolapta ne bulduysa giyip evden çıktı.
Komodin'in üstünde üzgünce ona bakan mektubu unutarak.
Hiçte bakmadım yav inşallah olmuştur :'(
![](https://img.wattpad.com/cover/24739607-288-k92656.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I wish . We had stayed like that all the time
RandomKris gitti. İşte o gün Tao'nun bittiği gündü.