Beni bırakmanı istemiyorum

802 37 22
                                    

"Sevgili eski EXO lideri.

Duizhang , bu mektubu sana yazıyorum. Ama hiç bir zaman göremeyeceksin. Seni özledim hepimiz seni özledik. Lu-ge'de gitti. Ne yapmalıyım gege? Ben de gelmeli miyim? Gelemem arkadaşlarımı yüz üstü bırakamam. Bitene kadar, artık devam edemez ayrılmamız lazım diyene kadar burada kalmaya devam edeceğim. Ama sana kızmıyorum, hayır kızgın değilim sadece beni terk ettiğin için üzgünüm. Bana aşık olmadığını biliyorum ama beni seviyordun değil mi ? kardeş olarak yani ." Durdu sağına soluna baktı ama göz yaşları çoktan düşmeye başlamıştı.

Gerçekleri yazmaya başladı. Sonuçta mektubu kendinden başka hiç kimse görmeyecekti. "Gege aslında sana kızdım, kızgınım hala kırgınım , çünkü daha sana seni sevdiğimi söylemeden gittin. Kendime de kızıyorum neden bu kadar bekledim ki neden beni bırakıp gidebileceğin aklıma gelmedi. İnsanlar böyledir değil mi gege sen söylemiştin zaten , hiç kimseye güvenmemelisin Tao kendi başının çaresine bakmalısın insanlar sadece kendilerini önemser karşılarındaki ne düşünür umurlarında olmaz , hatırladın değil mi? Aslında bu konuşmandan anlamalıydım belki de bana anlatmaya çalışıyordun gideceğini. Üzgünüm duizhang anlamadım, özür dilerim."

Göz yaşlarıyla devam etti artık hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı."Neden gittin gege gitmesen olmaz mıydı? Geri dön gege lütfen artık dayanamıyorum Lay ge sabretmemi söylüyor tekrar beni arayacağını, unutmadığını. Beni unuttun mu? Gege lütfen gel söz veriyorum bir daha benimle banyoya gelmeni istemeyeceğim , yeni kıyafetlerde istemiyorum asla asla hem istersen seni arabamla da gezdiririm. Araba mı gördün mü gege ? Gerçekten bizim fanımız olmaya devam ediyor musun yoksa sadece .. Neyse gege lütfen geri dön sadece dön. Seni seviyorum duizhang."

Kağıdı katladı ve çekmecesine koydu. Yavaş adımlarla gidip yatağına yattı ve kurumuş gözyaşlarıyla birlikte uyuya kaldı. Suho Tao'nun uyuduğuna emin olduktan sonra aralık olan kapıdan içeri yavaşça girdi. Kağıdı aldı ve cebine attı. Tao'nun üstünü örtüp alnına bir öpücük kondurdu sonrada yavaşça kapıyı kapatıp çıktı.Odasına doğru giderken salonda Lay mırıldandı "Ne yapıyorsun hyung?" Suho Lay'e gülerek baktı ve konuştu "Uyumaya gidiyorum , sabah erkenden Çin'e postalamam gereken bi mektup var ."


I wish . We had stayed like that all the timeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin