Yazar; leecrannie
Çeviri; SeKaism
Chanyeol'un gözünden;
"N'abersiniz?" Jongdae'nin yüksek-perdeli sesi kulağıma ulaştı, tam da öğle yemeği masasında uyuyakalmak üzereyken. Suç partnerim, Byun Baekhyun, çoktan hayaller ülkesine gitmişti ve gerçek dünyada olan uyanık beni tek bırakmıştı.
"Kes sesini... Benimle konuşma." İnledim.
Yanımdaki uyuyan oğlanı taklit ederek, kollarımı bir yastık olarak kullandım ve masaya eğildim, uyumayı dehşet bir şekilde umarak.
Ama tam bilincimin kayıp gittiğini hissettiğim anda, bir başka ses beni yine beni gerçeğe döndürmeye karar vermişti.
"Hey, uyuyor musun?"
Kafamı kaldırdım ve ona gözlerimi kısarak baktım, tekrar uykudan bölünmekten kesinlikle memnun olmayarak.
"Hayır, Jongin, hayır. Duyarsız belli bir aptalın kulağımın tam dibinde ağzını açtığı için uyuyamıyorum." Sesimdeki iğneleme ağır basmıştı, adeta ayakta uyuyacakmış gibi hissediyordum.
"Oooh. Birileri bu sabah ters tarafından kalkmış" Kıs kıs güldü.
"Daha çok, 'Birileri bu sabah yatağından kalkamamış'." Sehun düzeltti.
"Tamam, aptallar. Şimdi sesini kesebilirsiniz. Böylece ben de uyuyabilirim?" dedim sertçe, önce bana homurdandılar ama nazik olmak zorundalar.
Başım tekrar masaya düştü ve gözlerimin ağır ağır kapanmasına izin verdim.
"Oh, Baekhyun niye uyuyor?"
"Kyungsoooo...Cidden." Sızlandım.
"Ne? Sordum sadece." Omzunu silkti ve bir sandalye çekti.
Onu görmezden geldim ve n. defa tekrar uyumaya çalışırken, Yixing hyung bana şans vermedi.
"Chanyeol, Baekhyunla sen neden yemiyorsunuz?"
"Ne biliyorsunuz musunuz, çocuklar? İyi. Uyumama izin vermek istemiyorsunuz mu? Tamam. TAMAM. Vazgeçiyorum." dedim, bıkkınlıkla.
"Yanlış bir şey mi dedim?" Yixing hyung kafasını kaşıdı, anlamazken Sehun ve Jongin kafalarını salladı, açıkça kıvranmamdan keyif alıyorlardı.
Kyungsoo, Baekhyun'un yanına oturandı, aniden hareketlendi ve kaşıkla kafamın kenarına vurdu.
"Kes sızlanmayı, aptal. O kadar yerden, sana burada huzurla uyumayı düşündüren ne? Kantinde, cidden mi?" Gözlerini devirmeden önce söylendi.
"Hey, ne diye bana vuruyorsun, huh?" dedim, hafifçe vurduğu yere ovuşturarak.
"Benim tükürüğüm her yerde, sen merak etme."
"Yemeğinde boğulmanı diliyorum." Bir çocuk gibi tersledim.
"Yah!" Jongin itiraz etti, suçu üstlenerek.
"Seninle mi konuşuyorum?" dedim yüzsüzce, ondan bir bakış kazanarak.
Baekhyun'a baktım ve bu karışıklıkta nasıl uyuyabildiğini merak ettim. Keşke ben de uyuyabilsem...
"Cidden, Baekhyunla ben kütüphaneye gidip uyumalıydık. Neden buraya geldik ki?"
"Uhm. Yani Baekhyun zamanı bizimle geçirecek mi?" dedi Yixing hyung pirincinden bir kaşık yuttuktan sonra.
"Evet, eğer o vurup çıkartmazsa." Jongdae yorumunu yaptı.
"Burada uyuyamayan tek kişi senmişsin gibi görünüyor." Sehun ekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Worth Everything
Fanfiction"Bir şey zaten olduğunda---iyi yada kötü--- zamanı geri almamızın ve bunu değiştirmemizin imkanı yok. Yapmamızın için geriye kalan tek şey...pekala, iki şey var. Birincisi zaten olduğu gerçeğini kabullenmek ve belki de, birinci olmasının sebebi bu...