Yazar; leecrannie
Çeviri; SeKaism
Baekhyun'un gözünden;
"Hey, iyi olacağından emin misin?"
"Sadece bir ders, Yeol."
"Neyden bahsettiğimi biliyorsun."
Sınıfımın önünde durmuştuk, ve omzunu kaplayan, taşımak için direttiği çantamı alabilmek için bir inç yakınlaştım.
Neyi kastettiğini tamamen biliyordum. Sıradaki dersimi Jongin ve Kyungsoo ile paylaşıyordum... ve benim küçük 'hata'mdan beri(bileğinin açılması), tek bir kelime etmemiştim. Chanyeol benim yerime her şeyi açıkladıktan sonra bile.
"İyi olacağım."
Chanyeol bana şüpheli bir bakış attı... veya endişeli? Anlamamıştım.
"Emin misin? Çünkü bu sabah huzursuz olduğundan kesinlikle eminim. " dedi bana kaşlarını çatarak.
Onu temin etmeye girişerek ince bir gülümseme verdim ve kırışmış alnını düzeltmek için parmak ucumla alnına bastırdım.
"Sen zaten bana yardım ettin. Şimdi benim sıram ve ben de kendime yardım etmeliyim." dedim.
Bileğimi tuttu ve küçük bir kahkaha atmadan önce elimi yüzünden çekti. "Wow. Bunu senden beklemiyordum."
Omuz silktim ve daha büyük bir gülümsemeyle parladım. "Birden çıktı işte."
"Pekala..." Sırıttı ve kafamın üstünü okşadı. "..iyi şanslar, yetişkin oğlan. Prensin gelecek derste seninle görüşecek."
"...Kıro." (ya cheesy bu, banal anlamında da kullanır ama ben kıro olarak çevirdim, istediğinizle düşünün) diye mırıldandım, gülümseme dudaklarımdan hiç gitmedi.
"Alış~" Beni sınıfın içine itmeden önce cıvıldayarak fırlayıp gitmişti.
Hala etrafta çok fazla öğrenci görünmediğinden, sınıfın en arkasındaki her zamanki sırama oturdum ve zilin çalmasını bekledim. Kyungsoo ve Jongin hala görünmüyordu, erkenden derse girmeyi hedeflemiyorlardı. Kyungsoo ile ders başlamadan önce konuşmayı planlıyordum fakat sanırım sonrayı beklemek zorundayım.
Sıradaki dersin zili sonunda çaldı, ve öğrenciler dolmaya başladı. İkisini gördüm, ama Kyungsoo'nun bana baktığını farkeder etmez bakışlarımı kaçırdım hemen.
Kahretsin, ne yapmam gerekiyordu?
Faydası yoktu, gerçi. Gözlerimin kenarından, Jongin'nin sırama yakınlaştığını gördüm, Kyungsoo da yanından yakınlaşıyordu.
"Hey, Baek." Jongin zaten masamın önünde dikilmişti.
"O-oh. Merhaba."
"Şimdi daha iyi hissediyor musun?"
"Ne."
Avuç içim terlemeye başlamıştı. Bununla ne demek istemişti? Kyungsoo ona söylemiş miydi? Dün Chanyeol'a bunu sormayı unutmuştum.
Yoksa--
"Kyungsoo önceki gün iyi hissetmediğini söylemişti bana, bu yüzden evden aceleyle çıkıp gitmişsin. İyi misin?"
Oh.
O halde endişelenmemeliyim.
"E-evet. Önemli değildi." dedim, Kyungsoo'nun mazeretine ayak uydurarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Worth Everything
Fanfiction"Bir şey zaten olduğunda---iyi yada kötü--- zamanı geri almamızın ve bunu değiştirmemizin imkanı yok. Yapmamızın için geriye kalan tek şey...pekala, iki şey var. Birincisi zaten olduğu gerçeğini kabullenmek ve belki de, birinci olmasının sebebi bu...