15.BÖLÜM - Eighteen Months Later

2.7K 170 69
                                    


Yazar; leecrannie

Çeviri; SeKaism

Ç/N: Eğer çevrilmemiş bir yer görürseniz bildirin lütfen. Bir de yazım yanlışları olabilir klavyem bozuk da TT


C H A N Y E O L

547 gün.

78 hafta.

18 ay.

Bir buçuk yıl geçmişti. Kyungsoo, Jongin, Jongdae, Sehun ve Tao'yla birlikte Baekhyun ve ben son yılımızdayken hyunglar çoktan mezun olmuş ve gitmişti. Oyalanma zamanları geçmişti çünkü üniversite başvuruları ve kariyer seçimleri ciddi düşünülmeliydi. Buna rağmen lisede kalan aylarımızı en iyi şekilde geçireceğimize emindim, bilhassa her şey daha da iyi olmaya başlamışken.

Bir buçuk yılın sorunsuz geçtiğini söyleyemezdim ama sonucunu görmeye değmişti. Baekhyun daha da parlıyordu - tıpkı biz küçükken yüksek sesiyle ya da her zamanki nazik gülümsemesiyle değil de yavaş yavaş arkadaşlarımızla daha rahat konuştuğunu, hatta arada sırada küçük şakalar yaptığını görmek bile yetiyordu. Daha sık gülümsemeyi öğrenmişti, ve tanrım, her zamankinden daha güzel gözüküyordu. Beslenme alışkanlığı da büyük ölçüde gelişmişti, bir deri bir kemik gibi gözükmek yerine daha sağlıklı bir insan gibi gözükmeye başlamışken soluk, hasta cildi daha sağlıklı bir görüntüye kavuşmuştu. Altı haftadır onu yemeye zorlamıyordum çünkü kendi isteğiyle tüm öğünleri yemeye başlamıştı.

Onuncu ay dönüm noktasıydı. Kendi yaptığı kesikleri ve yaraları kontrol etmeyi kesmiştim çünkü ne zaman kontrol etsem tek gördüğüm aynı pembe izler ve kaybolan diğerleriydi. Düzenli vücut kontrolleri ve aşırı ilgi yalnız onun sağlığı için değil aynı zaman da zihin sağlığım içindi de, onların onu rahatsız ettiğini ve nedense hapsolmuş gibi hissettirdiğini söyleyebilirdim. O ay, temiz kalmayı başardığını ve çabaladığı için onunla gurur duyduğumu göstermemiş aynı zaman da kendi için neyin iyi neyin kötü olduğunu yeterince bildiğine dair ve kötüden uzak duracağına da ona güvendiğimi göstermiştim. Bir ilişkide iki kişinin birbirine güven duymanın rahat hissettirdiğini ve bir sonraki adımı atabilmede önemli olduğuna inanıyordum. Bundan sonra hayat bizi ne kadar zorlarsa zorlasın birbirimizin yanında kaldığımız sürece üstesinden geleceğimize emindim.



"Yeol..."

Dünyadaki en sevimli sesle düşüncelerimden sıyrıldım. Yatağın çöktüğünü hissettiğimde ve sevgilimi okul üniformasını düzgünce giyinmiş öylece duran bedenime yaklaştığını gördüğümde bakışlarımı tavandan çekmiştim. Kolunu karnıma atıp göğsüme sokulduğunda sıcaklık gövdemi kuşatmıştı. İçgüdüsel olarak kolum omzuna gitmiş ve onu daha yakına bastırmıştım, şampuanın(mızın) kokusunu almama ve aşina olduğum tatlı kokusununda rahatlamama izin vermişti.

Hala çok erken bir vakitti ama kalbim şimdiden iki kat hızlı atıyordu. Son olanlardan sonra öpüşmekten öteye gidecek herhangi bir şeye girişmesekte mutlulukla karşılık verdiğim sıkı sarılmarında buluyordum kendimi sık sık.

"Günaydın. Biraz daha yatakta kalırsan geç kalacağız," hareketsiz bedenime yastık gibi sarılırken söyledi.

Kıkırdadım, erkenden sıcak bir sarılmayı başlatan ve bana kalkma diyen oyken şimdi bunu demesi komikti. "Birini böyle diyerek kaldıramazsın," dedim ona ve ses tonum o andan eğlendiğim gerçeğini saklayamadı.

You're Worth EverythingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin