Multimedya; Şermin
Kapı zili çalınca kıyafetlerimi yerleştirmeyi yarıda kesip kapıya koştum. Kapıyı açtığımda Okan, Semih ve Aslı salakça bir gülümseme takınmış bana bakıyorlardı.
"Börek kokusu alıyorum." diyerek yanımdan geçip mutfağa ilerleyen Okan'ın arkasına Semih ve Aslı da takıldı. En son dün görüştüğümüz için "Ay çok özlemişim!" ağıtlarıyla onlara sarılmayacaktım.
Üst kattaki odama çıkıp kıyafetlerimi dolaba yerleştirdim. Balkona çıkıp siteyi izledim.
Evet burası tatil köyünde müstakil evlerden oluşan bir siteydi. Müstakil diyince insanın aklına lüks evler geliyor ama evler fazla lüks değildi. Burayı herkes yazlık olarak kullanırdı ve kendimi bildim bileli her yaz buraya gelir tüm yazı burada aile dostlarımızla geçirirdik. Okan, Aslı ve Semih ile ailelerimiz sayesinde çocukluğumuzdan beri beraberdik. Öz kardeşim yoktu fakat onlar benim kardeşim olmuştu her zaman. Çocukluğumuzu düşününce yüzüme bir tebessüm yayıldı. Mutfağa onların yanına indim. Gidip üçüne de sıkıca sarılma isteğim onları hunharca börek yerken görünce tamamen yok oldu. Üçü de annemin böreğini çok seviyordu tamam ama insan gibi yiyebilirlerdi değil mi? Tezgaha yaslanıp ellerimi göğsümde birleştirip onları izlemeye başladım.
Zavallı börek.
Okan koca dilimden büyük bir ısırık alıp "Leyla teyzenin böreği bana çikolatadan daha fazla mutluluk veriyor." dedi ağzındakini keyifle çiğnerken.
"Yağ çekiyorsun." Annem haklıydı. Okan bir poşet çikolata için geçen yaz Winx baskılı tişörtle jenerik müziğini söyleyerek sitede 2 tur atan bir çocuktu. Biraz zorlamıştık ama sonuçta çikolata için yapmıştı.
"O kadar belli oluyor mu?"
Annem terliğini eline alınca hızla kalkıp mutfaktan koşarak çıktı. Dış kapıdan çıkarken "Sahile gelin." diyip kapıyı kapattı. Biz onun bu haline gülerken kapı tekrar çaldı. Gidip kapıyı açar açmaz Okan "Gelirken börek getirir misin en güzel kankam."
"Ah canım tabiki de getiremem çünkü zaten yarısını sen yedin."
"Diğer yarısını getir o zaman kızım."
Baygın bir bakış attıktan sonra kapıyı suratına kapattım. Diğer yarısı bana aitti. Semih ve Aslı mutfaktan çıkıp yanıma geldi. Semih oturma odasına geçip televizyonun karşısındaki koltuğa oturup kanalları gezmeye başladı.
"Kızım ne bakıyorsunuz gidin mayonuzu falan giyin."
Nasıl cevap versem diye düşünürken Aslı kolumdan tutup beni odama çıkardı. Kapıyı kapatıp yatağıma uzandı. Bende vakit kaybetmeden üzerimdekileri çıkarıp mayomu giydim. Üstüne beyaz, ip askılı ve dizlerimin üstüne gelen elbisemi giyip saçlarımı topuz yaptım. Sarıya çalan kahverengi saçlarımdan anlıma birkaç tel döküldü. Boy aynamda kendimi süzdüm. Fena görünmüyordum ama çirkin olsam da bizimkilerin yanına gideceğim için önemi yoktu aslında.
"Alışverişe çıkmamız gerek tüm kıyafetlerim küçülmüş."
"Üstündeki tişört de dar gibi. Rahat birşeyler istersen benden al aşağıda bekliyorum seni." dediğimde el çırpıp boynuma sarıldı.
"Seni bu yüzden sevmiyorum tabiki saçmalama." dediğinde yavaşça ittirip dil çıkardım. O kıkırdarken odadan çıktım.
Aşağıya indiğimde mutfaktan gelen seslerle mutfağa girdim. Annem hunharca börek yiyen arkadaşlarımın tabağını falan yıkıyordu. Mutfağa girip sarı bezi aldım.