Multimedia da Esra var
Esra'yla oturuken odanın kapısı tıklatıldı, ardından Burak içeri girdi,
"Selam Ada!"
"Hoşgeldin"
" Aaaa Esra'da burdaymış, Meraba!"
"Evet, Selam"
Esra gerçekten heycanlanmışa benziyordu.
"Ben dayımla yengeme bi hoşgeldiniz demeye gidiyorum bekleyin" dediğimde ikiside onaylarcasına kafasını salladı. Bir kaç dakka sonra odaya girdiğimde sohbet ediyolardı,
kimin kimi sevdiğini anlamak için bi fikir buldum.
"Hadi, doğruluk cesaretlilik oynayalım"
İkiside tamam dediginde dolabımdaki bi şişede kalan azcık suyu içip şişeyi aldım.
"Hadi başlıyoruz"
Esra şişeyi çevirdiğinde, ben geldim
"Doğruluk mu Cesaretlilik mi?"
"Tabiki cesaret"
"Git ve yengene bugün çok çirkin olduğunu söyle"
Burak annesine böyle birşey diyeceğimizi duyduğunda atladı :
"Hey, annem bugün gayet güzel gözüküyo"
Esra Burağın kızması üzerine panikleyerek cevap verdi;
"Bencede harika gözüküyor, ama bu bi oyun Burak sinirlenme, Zeynep Teyze gerçekten çok güzel, gerçekten"
"Tamam gidiyorum" dedikten sonra üçümüz aşağı indik ve söylediğim şeyden sonra, oyun olduğunu söyleyip yukarı çıktık.Bi kaç kere daha önemsiz şeyler olduktan sonra Burak çevirdi ve Esra geldi ;
"Dogruluk mu Cesaretlilik mi?" Esra bunu sorduğunda Burak 'doğruluk' diye cevap verdi.
"Peki, o zaman soruyorum, kimi seviyosun?"
"Şeyy..! Me-melis diye birini."
"Melis mi? O da kim?"
Esrayla beraber aynı anda sorduğumuz sorunun ardından Burak değişikçe bize baktı.
"Okuldan biri, niye şaşırtıdınız ki?"
Sesinde yalan söylüyor gibi bi ifade vardı, Esra'nın ise morali bozulmuş ama belli etmemeye çalışır gibi bi hali vardı. "Hic öylesine" dedi Esra bozuk, ağlamaklı bi ses tonuyla.
O sırada süper bi zamanlamayla annem seslendi .
"Kızım dayınlar gidicekmiş, Burak aşağı insin"
"Tamam anne"
Bu zamanında olmuştu, çünkü bu Melis her kimse konu o kızdan açılırsa Esra'nın morali daha fazla bozulurdu.
"Hadi ben kaçtım" dedi Burak, zoraki bi gülümsemeyle ve ardından hızlıca odadan çıktı. O gittikten sonra Esra birden ağlamaya başladı.
"Esra gerçekten seviyodun da niye bana söylemedin?"
"Kuzenin olduğu için kızarsın diye düşündüm" "Saçmalama, kankanım ben senin niye kızıyım mal?"
Bu konuda ağlamaması gerektiği söylemem, ve teselli etmem gerekiyodu, ama gerçekten beceremiyordum.
"Ne bilim ya? Zaten başkasını seviyomuş"
"Zannetmem ya,Burak bana daha önce hiç öyle bi kızdan bahsetmedi, eğer seviyo olsaydı söylerdi bana cidden"
"Öyleyse niye böyle söyledi?
"Belki seni seviyor?"dediğimde az da olsa gözlerinin içi parladı.O sırada telefonum çalmaya başladı, Esra telefonu bana uzattı, Burak arıyodu
"Ada?"
"Efendim Burak?" Telefonu hopörlere aldım.
"Ben oyunda bi yalan söyledim"
Bunu duyunca benim ve Esra'nın surat ifadesi değişti,ve merakla Burağı dinlemeye başladık,
"Melis diye birisi yok! Ben Esra'yı seviyorum veya hoşlanıyorum diyelim"
Esra benim abartılı bulduğum bi çığlık attıktan sonra konuştu,
"Bende seni seviyorummm Burak"
"Esra? Sen misin? İnanmıyorum!?"
"Evet benim "
Yemin ederim Esra öyle bi mutlu olmuştu ki,
"Gençler, sakin sonra konuşursunuz" diye araya girdim.
"Esra mesaj atsın biraz konuşuruz"
"Oluur" dedi Esra, son derece mutlu bi ses tonu vardı.
"Tamam, kapatıyorum annemler duymasın" diyerek telefonu kapattım tahmin ettigim gibi annem ve babam Esra'nın çığlığını duymuştu.
"Saat geç oldu, kim çığlık attı?" annemin hafif sinirli bi sesle sorduğu sorudan sonra Esra hemen atladı,
"Facebook'a fotoğraf koydum, çok fazla beğeni gelmiş sevind sadece " ardından bi kahkaha attı.
"Bende birşey sandım, neyse ben yatıyorum, Esra sende burda kalıyosan annene haber ver" dedi annem gülümseyerek.
"Tamam iyi geceler"
Esra'da sevdiğine kavuştu sayılırdı artık, mutluydu ve bende mutluydum Esra'yla sohbet ettik, tüm gece boyunca gülümseyip durdu, sonrada Esra'nın açtığı gayet neşeli bi müzikle uyuduk.
Kitabın oylaro şuan çok iyi gayt mutluyuz. Bu kız Barbara mı? Diye soranlar şuan haklı ama okudukça anlıycaksınız, böyle devam eder inşallah kitabımız ❤