BÖLÜM 6

8 0 0
                                    

Multimedya Sare ve Alper .. Keyifli okumalar..

Etrafımdaki Herşeyin sesini duyabiliyordum. Ama Gözlerimi açıpta iyiyim diyemiyordum. Yaptığım hataya üzülmüyordum sadece karşı Sürücünün küçük olduğu aklıma geldikçe kahroluyordum. Çok yorgun hisseder gibiydim. Burnumdaki kan kokusu eksik olmuyordu. Bir kaç ses duydum bir kadının sesi kulağımda çan gibi öterken dediklerini seçmeye çalışır gibiydi zihnim.
( kadın ) - birileri acil ambulansı arasın kızın telefonu buralarda mı ? Haber verelim.
Demesiyle üzerine çökmüş olduğum kapı yavaşça açıldı. Dengem yerinde olmadığı için düşüyordum ki tutuldum. Yavaşça bir kaç el beni oradan çıkardı. Yerin asfalt kokusu yeni döküldüğünü belli ediyordu. Telefonumu bulmuşlardı demekki şuan bununla ilgilenmeyecek kadar uykum vardı. Uyumamam gerektiğini biliyordum çünkü pes edersem bu Gözlerimi birdaha açamayacağımıda biliyordum. Ama daha fazla tâkatim kalmamıştı. Usulca kendimi derinliklere bıraktım.
Kızım diye bir ses duydum döndüm ve baktım ilerledim ve ilerledim sesin tanıdıklığı bir yana görünürde kimse yoktu. Giydiğim beyaz yerlere sürünen elbisenin altlarıda zift olmuştu. Buradayım dedi biri döndüm ve baktım bu beni küçükken bırakan annemdi siması hiç değişmemiş aksine güzelleşmişti. Anne dedim neden, neden bıraktın beni oysa ben suçsuz değilmiydim ? Sen bana öğretmemişmiydin suçsuz insanlara acı çektirme diye şimdi ben gitsem durmasam yanında bende suçsuz olan seni üzmüş olacağım. Senin merhametin tükenmiş. Ben Bendeki merhamet duygusunu bana acıyanlara gösteririm sen bana acımadın. Unutma merhamet etmeyene merhamet olunmaz! Gözyaşlarım elmacık kemiklerimden aşağı süzülüyordu. Koştum ciğerlerim yanana kadar, beyaz elbise kararana dek, ve bittim bacaklarımdaki güç tükenene dek!

Gözlerimi büyük ve boş bir odada açtım. Boncuk boncuk terlemiştim. Sonra en son olan olaylar aklıma geldi ve bedenime baktım. Şükürler olsunki hiç bir şeyim yoktu. Yoktu ama birilerinde olabilirdi evet o sürücü çocuğa ne olmuştu. Ani bir doğrulma ile vücudumdaki tüm kaslar acımıştı. Koluma bağlı olan serumu çekerek çıkardım. Yerde duran terliklere ayaklarımı sokarak hızlı adımlarla odadan çıktım. Tabiki kapının önünde başını dizlerine koyan bir Alper beklemiyordum. Kapıdan çıkmamla herkes üstüme gelmeye başlayınca içim çok değişik oldu sevenlerimin olduğunu görmek yüzümde ufak bir tebessüm oluşturdu. Yalnız ilk işim o çocuğu bulmaktı onu bulmam biraz zor olacağından her nekadar Alperle gelmeden kavga etmiş olsamda ona sormak zorundaydım.

Şişşt Alper bi baksana bana dedim kapının arasından. Ee tabi çocukda şaşırdı yüzündeki ifade anlayıpla anlamamazlık arasındaydı. Bir kaşını kaldırarak efendim dedi. Elimle gel işareti yaptım taki odaya sallana sallana geldiğinden büyük bir güçle odaya çektim.
- Alper şu kaza anındaki çocuk ne oldu? Odası nerede biliyomusun dedim.
- Sare yeni kalktın bekle bi kendine gel. Gerçi çokda dinamik duruyorsun ama neyse.. Kendinden başka herkesi düşünüyorsun.
Tamam Alper senden bir hayır gelmeyecek. Ben göremeyeceğim o günleri.
- 453 Numaralı oda. Dinlenmede ve yeni kendine geldi çok yorma bu arada elindeki Kartı uzattı. Bu neder gibi bakarken mimiklerimden anlamış olacakki; bu ziyaretçi Kartı öyle gidersen seni almazlar güzel kardeşim dedi.
Böyle demesiyle içimde oluşan heyecan şu kitaplarda anlatılan kelebeklerden olsa gerekti ki bi anda oda bir toz bulutu gibi yok oldu. Neden öyle dediğide belli oldu. Babam odaya girmiş o müthiş görüntüye bakıyordu. Birimizden açıklama beklerken ben boğazımda Oluşan bir yumruyla konuşmaya başladım.
- Baba b-bak Şş-imdi ben bu Hayırsız abiden birşey istedim oda yapmıyodu ben de oyüzden şey ettim.
Açıklamamın berbat olduğunu gören Alper. Kaza yaptığı çocuğu görmek istedi bende yatmasını Güzelce dinlenmesini istiyordumki sen geldin ozaman kaçayım ben. Elimdeki kartıda çekip gitti olsun oda numarasını biliyordum bir şekilde girerdim ama babama bir açıklamada bulunmak. Onunla konuşmakda istiyordu bir yanım. Ben kelime kıtlığı yaşayan beynimde birşeyler ararken beni o durumdan kurtardı.

Nasılsın bakalım şimdi?

Gayet iyiyim fakat o çocuk hakkında hiçbir fikrim yok?

Kendinden başka herkesi düşünen bir kızım var. Ancak umuyorum ki ileride birşeylere sahip olmak için sadece kendini düşünmen gerek diyip. Anlıma dudaklarını değdirdi. Yavaş adımlarda odadan çıkacağı sıra ağzımdan istem dışı bir kaç kelime döküdü..

Aslında haklı olabilirsin. Sizi seviyorum.

Evet ne ben nede babam böyle bir tepki bekliyordu. Yüzünde ufak da olsa bi tebessüm oluşmuştu. Ardından tam yatağa yönelecekken bu sefer hemşire taburcu işlemleri hakkında görüşmeler yaptı. Hazırlanmam için birilerine ihtiyaç vardı ama çağırmayada aksine hiç niyetim yoktu. Beyaz bir atlet ve limon sarısında ispanyol paça pantolonu üzerime aceleyle geçirmiştim. Acaba bunları kim aldı tam benim zevkim diyecektim ki odaya Alper öküzü daldı. 

Heyy amacın ne senin giyiniyordum.

Yardıma ihtiyaç olur diye düşünmüştüm diyip sinsice sırıttı. 

Bu çocuktan harbi korkuyordum bazen. Beyaz converslerimin bağcıklarını bağlamam için eğilmem gerekiyordu fakat bir türlü fiiliyata dökemiyordum. Alper sıkılmışcasına bir ses çıkarak "gel başımın belası gel" diyerek söyleniyordu. İşimiz bitince eve bizi Alper götürdü. Gerçekten yorgundum aç değildim ve fazlasıyla uyku istiyordum, rahatsızlık edilmek istedemediğimi belli eder bir şekilde ben odamdayım dinlenicem dedim. Babam oturduğu koltukta gazete inceliyordu başını kaldırmadan " hıhı" diye bir ses çıkardı. Merdivenlerden ikişer ikişer çıkarak odama daldım. 

Dolabıma hızla göz gezdirip krem şort ve kahverengi bir askılı giyindim saçlarımı güzelce topuz yapıp kendimi yatağa attım. Pikemin altına girip hiç bir şey düşünmeden uyumaya koyuldum.

Alperin ağzından;

eve gelir gelmez odasına koştu sanki kaçıyor. Yorgun olduğunu biliyordum ama sanki hep birşeylerden kaçıyor hala bize alışamadı gibime geliyordu. Her neyse yapmam gereken bir parti listesi vardı ee bu aralar çok aksatmıştım bir silkelenip kendimize gelmemiz gerekiyordu. Kağıt kalemi aldım ve yazmaya başladım bir iki derken tek başına çok sıkıcı olduğunu anladım ve kendimi merdivenlerde buldum. İstem dışı ayaklarım sarenin odasına gidiyordu belki onla hazırlamak hem kafa dagıtıcı hemde zevkli olabilirdi... Taki uyumasaydı. Adımlarımı geri geri atarak kendi odama ilerledim. Sarenin odasındaki mavilikten çok asker yeşili ve lacivert rengiydi. Yatağımda gece saat üçe kadar dönmekten uyuyamadım. Oysa sare saat 19.00 dan beri mışıl mışıl uyuyordu. Bu hiçte adil değildi. Dayanamayıp salona indim. Mutfaktada takur tukur sesler geliyordu. Karanlıkta ilerledim ilerledim taki bi cesete çarpana kadar. Işıkların yanmasıyla sareyle burun buruna olduğumu fark etmemle aynı anda geriye adım attık. Bedenı görüş açıma girmişti. Tatlı şortu ve üstü heleki dağılmış topuzu ile acayip şekerdi. İkimizde konuşacak bir kaç kelime arıyorduk ama ne yazikki ne o ne ben konuşuyordum. Artık onu incelemeyi kesmek zorundaydım yoksa yanlış anlayacaktı. Şahsen bana öyle baksa derdim bişi mi var biyerimimi gördün diye.. Ağzını bir kaç kez açıp kapadı ve en sonunda pes edip hafif titrek sesi ile konuşmaya başladı..

Ben sadece.. Şşt tamam biliyorum hadi yatağına diyerek sözünü kestim. Yavaş yavaş tırmandığı merdivenlerdeyken sessizce ' iyi geceler şeker kız' dedim. Artık uyuma sırası bende idi..


İlgi yok bölüm de yok :((

İyi uyukular. Olan kitle seviliyorsunuz..

Lalra Hilal Akgül


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 03, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YENİ ŞEHİR #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin