HER ŞEY YENİ BAŞLIYOR

126 8 2
                                    

'Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim', dedin
'bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.'

Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.

Her şeyin yeni başlaması umuduyla bir anda herşeyden vazgeçmiştim. Risk almayı seviyordum zaten hayatta risk almadan olmuyor. Perşembe günüydü kafamı sıranın üstüne koymuş tüm yaptıklarımı düşünüyordum. Ben bu okulu kazanmak için geceleri sabaha kadar test kitaplarıyla geçirmiştim. Ve kazanmıştım şuan boğaziçi üniversitesi tıp bölümü 2. Sınıftaydım. Herşeyden vaz geçtim artık gelmeyecektim beni bu şehirde tutacak ne bir aile nebir aşk nede birşey. Ailem yalan dolan kim bilmiyorum küçüklüğümden beri bana onlar bakmışlar ve hiç birşey çaktırmamışlar resmen beni kandırmışlar. Onlara belli etmeyecektim bi süre. Haklarında araştırma yapmam lazım. Sevdiğim çocuk elimde öldü diye düşünürken telefonuma bir bildirim geldi. Çantanın ön gözünden çıkararak mesajlara baktım ahh üvey annemden mesaj beni her ne kadar kendi çocuğu olarak görsede değildim. Onlar benim için iki yabancılardı. Artık onlarda rahatlardı.
"ANNEM"
Birtanem akşam sana bir süprizim var erken gelmeye çalış.
Gönderilen ANNEM
Erken gelmeye çalışacağım.
O sıra zil çaldı ve herkez sırasına geçti. Yanımda oturan Doğukan ise geçmek için benden müsade istedi ahh ne kadar kibardı değilmi. Bacaklarımı kenara çekip yol verdiğimde ise Sare senin neyin var sen böyle değildin dedi. Hiçç sadece başım ağrıyor dememle sınıfa hocanın girdiğini andıran bir sessizleğe büründü her yer anlaşılan Suzan hanım gelmişti.Bir anda Sare deyince kafamı kaldırdım ve efendim dedim.
- birşeyinmi var ben seni hiç böyle görmezdim eğer bir rahasızlığın varsa izin kağıdı al ve eve git dinlen dedi.
Teşekkür ederim. Başım çok ağrıyor beni maruz görün dedim ve çantamı alıp kapıdan çıktım. Otobüs durağına ilerlerken bir yandanda kulaklıklarımı kulağıma takarak telefonumu cebime koydum. Otobüsde en arka ve cam kenarına geçerek kafamı cama yasladım. Okadar'da dolu değildi bir çift vardı. El ele göz göze ahh aklıma eski sevgilimin elimde öldüğü an gelmişti. Gözlerimden bir yaş süzüldü. Otobüsün durmasıyla son durak yani evime geldiğini anlamıştım. Yavaş yavaş indim. Peçeteyle yüzümü iyice sildim ve binaya yürümeye başladım. Kapı açıktı birinci katta oturuyorduk. Kapı açıktı içeri girdim ve süprizz dedi annem kolumdan çekip odama götürdü beni yüzümü asık görünce neyin var senin dedi.
-Hiçç birşşşeyy
Baksana ne aldım dedi ve bir kutunun içinden gümüş lale bir kolye çıkardı.
- Ben bunu kabul ed...
Hıı anladım babanın takmasını istiyorsun dedi ve Miraç diye içeri seslendi. Gel bak senin takmanı istiyor Sare deyince hemen geldi saçlarımı hafif öne itti ve çok narin ve tenime deymecek şekilde taktı. Bu eller bu adam yabancıydı. Yıllarca acaba niye beni büyüttü işte bunları birazdan öğrenecektim. Anne helinlere gidebilirmiyim dedim. Sakince kafasını salladı. Bunu almak için çok çalışmış olmalı çünkü hademelik yapıyordu. Dolabıma geçip siyah dar bir pantolon beyaz bir buluz altımda siyah sütyenim vardı hiç çıkaramazdım buluzdan belli olsada çok güzel duruyordu. Saçlarımı belime sarkıttım ve taramaya başladım saçlarım kumral gözlerim ela dı. Eyleyner çekmem yeterliydi. Hafif bir parlatıcı sürdüm çantamı alıp evden çıktım. Helinlerin sayesinde burda kadıköyde oturuyorduk. Maddi yardımda bulunmuşlardı. Evlerine yürüyerek giderdim ama hep birbirine benzeyen iki sokağı karıştırıyordum. Zaten çağatay orda biri çıkmaz olan sokakta bıçaklanmıştı. Hava karardığından hızlandım ve ilk sokağa girdim lanet olsun yanlış sokaktaydım ve arkamda sarhoş olan kimselerin sesi geliyordu.
Korkma yavrum yemicez azıcık tadına bakıcaz dedi.
Ne yani bir değilde dahamı fazlalardı. Arkama dönüp gelmeyin dedim. Lütfen çağatay burda beni korurken ölmüştü. Birazdaha geriledim ve sırtım duvara dayandı.
Artık gözyaşlarımı tutamıyordum ve kurtulursam YENİ BİR ŞEHİRE veya ÜLKEYE gideceğim kesindi.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
Arkadaşlar kaç kere yazdım silindi. Eylencesine yazıyorum destek olursanız sevinirim inanın ilerideki kurgularımı duysanız oturup ağlarsınız. Romantik ve hüzün üzere kurulucaktır. Sizi seviyorum.

YENİ ŞEHİR #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin