Rüzgâr...

10 1 0
                                    

İçeri girdiğimizde Baran'ın tedirgin olduğunu farkettim.Sanki kimseye görünmek istemiyormuş gibiydi.Kapıyı tam 3 kere kontrol ettikten sonra sertçe kapatarak söze başladı.''Başardım!!''.Sonradan çok yükses sesle söylediğini farketmiş olmalı ki hemen eliyle ağzını kapattı ve kısık sesle bir kez daha tekrarladı,"Başardım".Neyi başardığını söylemesini bekledim ancak hiç bir hareket görmeyince sormak zorunda kaldım."Neyi başardın?".Bu soruyu duyduğu anda öyle bir döndü ki az da olsa korkmuş olduğumu kabul edebilirim."Neyi olacak tabiki zaman makinasını".Az önce yaptığı hatayı bir daha yapmamak için kısık sesle konuşuyordu."Ancak bir sorunumuz var,yaptığım makine yenilenebilir bir enerji kaynağına ihtiyaç duyuyor,malum burda ne güneş nede rüzgar olmadığı için yeni bir kaynak bulmalıyız vede bu bizi biraz zorlayabilir".Aklımda birden binlerce soru belirdi.Aralarından birini seçip konuşmaya başladım."Diyelim ki bu enerji kaynağını bulduk,peki bu makina benim ne işime yarıyacak?".Baran bu sorumu duyunca hayatında ilk defa bir şey söylemeden önce düşündu ve azındaki baklayı çıkardı."Hiç bir işine".Bu kadar açık sözlülük beklemiyordum kabul ama duyduğum yanıt nedense hoşuma gitmişti.Galiba uzun süredir bana kimse bu denli açık olmamıştı.Bu yüzden Baran'dan şu yenilenebilir kaynakları bana biraz daha açıklamasını rica ettim.Heyecanını bastıramayan Baran yine anadilinden uzaklaşarak latince terimleri birbiri ardına sıralıyordu.Bende arasından türkçe kelimeler çıkarıp anlamaya çalışıyordum.Bir süre sonrada dinlememeye başladım.Aklıma birden Demir gelmişti.O da Rüzgar'ı aramaya çıkan bir grup ismost üyesine katılmıştı.Sonradan öğrendim ki ismost Demir'i daha önce bir çok kez ismosta almaya çalışmış ancak Demir her seferinde reddetmiş.Ancak Rüzgar kaçırılınca işin başa düştüğünü anlayarak onların ekiplerine katılmış.İşte o gün bu gündür görüşmedik.Hatta benim özelliğimi ve yeni adımı dahi bilmiyor.Ben bunları düşünürken Baran'ın yüzüme baktığını farkettim.Konuşmasını bitirmiş olacak ki benden bir tepki bekliyordu.Onu geçiştirmek için kafamla anladım işareti yaptım ve bir bahane uydurarak kendimi dışarı attım.Tabiki o enerji kaynağını bulacaktım ancak şu anda daha önemli bir işim vardı.Hemen malikâne yi turlayarak Alev'i buldum.Ona Demir le görüşmek istediğimi söyleyince ayarlamaya çalışacağını söyleyerek benden uzaklaştı.Toplantıya gidiyordu.Bende hiç zaman kaybetmeden kardeşinin yanına gittim.Ona biraz yorgun olduğumu bu konuşmayı daha sonra yapmak istediğimi söyliyerek odama geçtim.Bu kadar zamandır Rüzgarı bulamamıştılar.Bende şu anda bana yardım edebilecek tek kişi olduğuna inandığım anneme ulaşmaya karar verdim.Bütün ışıkları söndürdüm yatağıma uzanarak bütün konsantremi topladım ve gözümu kapatıp annemi ve ölüler dünyasını düşündüm.Biraz daha uzandıktan sonra kendimi çok hafiflemiş hissettim.Ayağa kalktığımda kendimi uzaktan seyrediyordum.Hiç zaman kaybetmeden annemi aramaya koyuldum.Etrafta bir sürü ruhun yanı sıra kanlı canlı insanlar da vardı.Onlar beni görmüyordu.Bu kendimi garip hisetmeme neden olsada hiç çaktırmadan yürümeye-uçmaya da diyebiliriz gerçi-devam ediyordum.Annem söz arasında benim ölü olmadığımı çaktırmamamı yoksa ölü ruhların beni bırakmayacağını söylemişti.Annemi kardeşimi izlerken buldum.Ona öyle derin bakıyordu ki geldiğimi belli etmek için öksürmek zorunda kaldım.Bana döndüğünde yüzünde biraz şaşırmış biraz memnun olmuş bir ifade vardı.Zaman kaybetmek istemiyordum o yüzden direk olarak konuya girdim."Anne yardımına ihtiyacım var,Rüzgar kaçırıldı ve benim onu bulmam lazım ve bunu nasıl yapabileceğim hakkında hiçbirr fikrim yok.Lütfen bana bunu öğret"dedim.Annemin bana gülümsemesi içime her zamanki gibi bir rahatlama hissi yarattı.Konuşmaya başladığında hala gülümsemesine bakıyordum.Öncelikle çakranı açmamız lazım ondan sonrası kolay.Hadi hemen egzersizlere başlıyalım,diyerek heyecanla yerinden fırladı.Beni daha önce hiç görmediğim bir yere götürdü. Orda ise egzersizlere başladı."Öncelikle kafanı dağıtmanı istiyorum,hiç bir şey düşünme,kafanı rahat bırak ve yukarı doğru uçtuğunu hayal et".Talimatlarına uyarak bütün zihnimi boşalttım.Tabiki bu düşündüğüm kadar kolay olmadı ancak en sonunda başardım. Yavaşça yükselmeye başladım.Kendimi o kadar rahat hissediyordum ki ordan inmeyebilirdim.Ancak annem uyarıcı bir sesle "Vücudunu bir kez daha görmek istiyorsan kendini kaptirma!" dediğinde kendime bunu sadece Rüzgarı bulmak için yaptığımı hatırlattım.Aradan daha birkaç dakika geçmedi ki,annem aşağı inmemi istedi.Annemin talimatını ikiletmedim.Aşağı indiğimde bana bir bıçak uzattı.Önce şaşırdım ancak planını anlatınca o bıçak çok mantıklı gelmeye başladı.Ancak hemen gerçek dünyaya dönmem lazımdı.Koşarak bedenime döndüm.Uyandığımda yine koşturarak Alev'in toplantısına çatkapı girdim.Birkaç koruma beni engellemeye çalışsada beceremediler.İkisinide geriye doğru fırlattım.Bütün yetkililer bana ne yapıyorsun diye bağırırken dünya haritasını önüme çektim ve Rüzgara odaklanarak annemin verdiği bıçakla derimi kestim ve birkaç damla kan damlattım.Bilekliğimi kana uzattım ve kanların yavaşça hareket etmesini izledim.Etrafımdakilerin de seslerin kesilmesinden ful dikkat izlediklerinden emindim.Kanlar Arjantinde toplanmıştı.Kanların tamamen bittiğine emin olduklarında hepsi birden bana soru soran gözlerle bakmaya başladı.Benimse verdiğim cevap açık ve netti:

"Rüzgar orada!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mostlar:BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin