Onun nefesini hissedebiliyordum. Ve dudaklarımızın arasında çok az bir mesafe vardı. Gözlerimle gözlerine baktığımda gözlerinin koyulaşmış olduğunu gördüm. Bir an önce bu durumdan kurtulmam lazımdı yoksa durumlar hiç iyi olmiycaktı.' Kızım öp işte,hazır dudaklarda yanında. Hadi öp öp öp...' Ulan iç ses bi sen eksiktin o da tam oldu. Git bir daha da gelme. Tekrar Burak'ın gözlerine baktığımda bu sefer gözlerime değil de dudaklarıma bakıyordu. Tüm gücümü toplayıp kendimi geri çektim. O da yavaş yavaş kolumu bıraktı ve gitmeme izin verdi.
Evin kapısına geldiğimde çantamdan anahtarı almaya çalıştım. Çünkü çabtanın en dibinde ne işi varsa en dibe girmiş. Arkama baktığımda Burak'ın beni izlediğini gördüm. Off nerdeydi bu anahtar. Anahtarı bulduğumda kapıyı açtım ve içeri girdim. İçeri girmemle Burak'ın arabasının uzaklaşma sesi geldi. Demek benim içeri girmemi bekliyormuş.'Melisa,bak bu çocuk senden hoşlanıyor' Ya iç ses ben sana git demedim mi? Bi git ya,hem daha yeni tanıştığı birinden kimse hoşlanmaz. Hele onun gibi ukala,dağ ayısı kılıklı manda hiç hoşlanmaz.
İç sesimi sudgturup merdivenlerden yukarı odama çıktım. Odama geldiğimde ilk önce üzerimi değiştirdim sonra da kitaplığımdan bir kitap alıp yanıma da telefon ve kulaklığıda aldığım zaman salona indim. Ve kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye başladım.~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sabah'ın köründe yine alarmımın sesiyle kalktım. İl önce odamda ki lavobaya gittim. Rutin işlerimi hallettiğimde lavobadan çıktım. Dolabimın karşısına geçip okul formalarımı giymeye başladım. Saçımı yapmaya başladığımda bugün yine salık bırakmaya karar verdim. Yüzümede renk verdikten sonra hazırdım. Merdivenlerden aşağı indiğimde mutfakta ya da salonda kimsenin olmadığını fark ettim. Hadi babamı anlarım bazen işe erken gidiyorda annem ve abim nerdeler. Mutfak'gidip buzdolabından karışık meyve suyunu alıp bir bardağa meyve suyunu doldurdum,içtim ve bardağı makinaya koydum.Evden çıkacağım sırada kapı çaldı ve gidip açtım. Gelen postocıydı.
"AYHAN BATUN Burada mı? Ona bir paket var." İlk ömce şaşırdım. Ve kendimi toplayıp;
"AYHAN BATUN babam olur. Kendisi şu anda işte. Onun yerine ben alabilirim." İmza atıp paket'i aldığımda içinde ne var ne yok merak etmedim değil. Ama saat'e baktığımda okul'a gitme saat'imin geldigini gördüm. Spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Okula geldiğimde ukala,dağ ayısı kılıklı manda'yı görmemeyi diledim. Ama malesef bunu dilemekte geç kaldığımı fark ettim. Okuldaki,bahvedeki banklardan birinde oturuyordu. Ben onu görüyordum ama o beni görmüyordu. Etrafında birkaç kişi daha vardı.
"Burak Altın ve çetesi." Bu sesi ilk duyduğumda şaşırdım. Çünkü kız kulağımın dibine kadar girmişti ve bu yüzden sesi beni ürkürtmüştü.
"Korkuttuysam özür dilerim. Ben Damla. Galiba bu okulda yenisin." Damla çok tatlı birine benziyordu. O sarı saçları ve mavi gözleri kendisine ayrı bir güzellik veriyordu.
"Ben de Melisa ve evt bu okula yeni geldim. Burak'ın tehlikeli olduğunu biliyordum ama bir çetesi olduğunu bilmiyordum." Bana gülümsedi ve devam etti:
"Bak şurada Burak'ın solundaki yüzü uzun ve lahverengi saçlı kişi onun sağ kolu Arda ve sol tarafındakı yapılı bir cüsseye sahip olanı ise onun diğer bi sol kolu Alp ve diğerleri ise;Ayhan,Cüneyt,Berk..." Aklım sadece Arda ve Alp'teydi. Vay seni gidi ukala,dağ ayısı kılıklı manda demek okulda çeten var ha. Ben kendi düşüncelerime dalmışken Damla beni dürttü ve yanında kendisi gibi mavi gözlü ve kendisi gibi güzel bir kız ile beni tanıştırmaya başladı.
"Hey Melisa bu İrem,Ve İrem bu da Melisa daha az önce tanıştık." Birbirimizle tanıştıktan sonra tekrar ukala,dağ ayısı kılıklı manda'ya doğru döndüm ve onun da beni izlediğini görünce bakışlarımı kaçırdım.Damla ve İrem'e baktığımda dikkatlice Arda ve Alp'e baktıklarını gördüm. İçimden bir ses bu kızlar bu çocuklara aşık diyor.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Son dersin son 15 dakikasındayız ve Burak yani ukala,dağ ayısı kılıklı manda hiçbir derse girmemişti. Ben ders'ten çok sıkıldığım için önümdeki deftere birşeyler karalıyordum. Sıkıldığımda daima bunu yapardım. Yaptığım karalamaya baktığımda resmen ağzım açık kaldı. Çizim yeteneğim iyiyydi ama bu kadar da değil 0. Resmen Burak'ın resmini çizmişim. O sırada birden sınıfın kapısı açıldı ve tahmin edin kim? Doğru cevap ukala,dağ ayısı kılıklı mandamız. Gev geldiği için hocadan özür bile dilemedi. Onun bana doğrü geldiğini gördüğümde yaptığım resmi yırtıp buruşturdum vd çantama attım.
Zil çalmıştı ve herkez sınıftan çıkıyordu. Ben de çantamı alıp sınıftan çıktım. Koridorda Damla ve İrem ile karşılaştım. Damla o güzel gülümsemesiyle bana baktı ve bir teklif sundu:
"Hey kızlar bugün birşeyler yapalım mı? hem birbirimizi daha iyi tanımış oluruz." Alında bana uyardı. İrem'e bakyığımda o da bana olumlu bakıyordu. İkimiz Damla'ya dönüp:
"Olabilir" dedik. Hemen telefonumu elime alıp anneme mesaj attım
Gömderilen:Annem
Annecim ben arkadaşlarla bugün sinemaya gidiyorum.
Anneme de mesaj attık'tan sonra kızlarla okul'un bahçesine inmeye başladık. Okul'un bahçesine geldiğimizde ise Burak'ı bu sabah gördüğüm bankta aynı şekilde otururken gördüm. Ben ona baktığımda bana baktığını gördüm. Sanki bir suç işlemiş çocuklar gibi başını öne eğdi.
Damla'nın beni dürtmesiyle ona döndüm."Melisa noldu daldın gittin birden? Yoksa Burak'tan mı hoşlandın?"
'Hayır ne alakası vat,siz beni boşverin de siz ikiniz Alp be Arda'dan hoşlanıyorsunuz dimi?" Bu soruyu sorduğumda Damla yaramazlık yaparken basılmış çocuklara benzemişti. İrem'e baktığımda sen bunu nasıl anladın ifadesi vardı yüzünde. İrem bana şaşkınlıkla bakıp:
"Sen bunu nerden çıkardın ki? Yok öyle bi' şey" İrem'e ilk ömce en samimi gülümsememi gösterdim ve devam ettim.
"Ben den saklamayın. Ağızlarınız saklar ama bakışlarınız asla saklamaz. Bana söyleyebilirsiniz. Ben onlara nasıl baktığınızı gördüm." dedim ve galiba onları ikna etmiş olucam ki bana aynı anda dönüp aynı anda konuştular:
"Eğer bunu başka birinden duyarsam senin saçlarını yolarım." Bu söylediklerine onlarda şaşırmışlardı. Çünkü konuşma bittiğinde ilk birbirlerine şaşkınlıkla baktılar ve sonra da aynı anda gülmeye başladılar. Ben de onlara katılmaya başladım. Biz üçümüz okulun bahçesinde kahkaha agarken benim gözüm birden Burak'ın olduğu tarafa kaydı. Ve beni iźlediğini gördüm. Tekrar kızlara bakmaya bakmaya başladığımda onlarfa benim gibi bana bakıyorlardı. Gülmemiz bittiğinde okuldan çıktık ve doğruca okula yakın olan sinema salonu'na gitmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK DALGASI
ChickLitBurak birden bire Okan'ın üzerine atlayıp onu yumruklamaya başladı. "Burak dur ne yapıyorsun?" Sanki beni duymuyordu,bir tür sinir krizine girmiş gibiydi. Çünkü Alp ve Arda onu Okan'dan zor ayırıyorlardı. Tüm gücümü toplayıp,ses tellerimi birazdan y...