-Love Me Please?-
Çeviri: Betriss
''Lütfen Baekhyun'dan ayrıl. ''
''Dün fazla kan kaybından baygın bulduk. ''
''Yalvarıyorum Chanyeol, yeniden sev Sehun'u. ''
''Seni seviyor! Kore'den ayrıldıktan 2 ay sonra farkına vardı. ''
Chanyeol hırladı ve gri-yeşilimtrak saçlarını çekiştirdi. Dün Luhan'ın söylediği cümleleri hatırlayınca yeniden hırladı. Tembelce 'L' koltuğunda uzanıyordu, yanaklarına vurdu. Yeniden yeniden vurdu, avuç içleri ve yüzü kıpkırmızı oldu.
''Şimdi ne yapmalıyım ? Sehun'u kontrol etmeli miyim , yoksa sadece bırakmalı mıyım ? O kadar çevresinde arkadaşı var bana neden ihtiyaç duyuyor ? '' Söylediği sözler ardından yine kendini tokatladı.
''Tanrı aşkına neden şimdi ? Baek'le mutluyum şuan.Baek demişti ki --''
''Eğer onu unutamazsan ilişkimizi sonlandırabiliriz ve bana söz ver bunu sonlandırdığımızda onu sevgilin yapana kadar takip et, tamam mı?''
''---Cidden Baekhyun ciddi miydi ? '' Chanyeol duyguları içinde boğulurken, karnında hissettiği kiloyla kaşlarını çattı. Parmakları gezinirken, hayatının aşkını gördü.Gülümsedi ve minyon bedene kollarını sardı.
''Merhaba ,güzellik'' Chanyeol selamlarken, Baekhyun puppy gülümsemesini verdi.
''Sanada merhaba, yakışıklı. '' Baekhyun ona eğildi ve dudaklarını yemeye başladı. 1,2 ve 3 kez öptü sonra çocuğun göğüs kafesine bindi ve gülümsedi.
''Senin yanaklarınla sorunun ne ? '' Baekhyun sordu ve Chanyeol'ün kızarmış yanağına dikkatini verdi. Baekhyun'un uzun parmaklarına dayadı Chanyeol yanaklarını.
''Bir şey değil, sadece çok ödevim var. '' Chanyeol sorusunu cevapladı ve kollarını Baekhyun'un bedenine daha da sıkı sardı. Baekhyun kafasını salladı fakat Chanyeol'ün neden böyle uzandığını biliyordu.
''İstediğin kadar yalan söyle, fakat o kalbini çalan çocuk hakkında olduğunu biliyorum.'' Baekhyun inledi ve yüzünü Chanyeol'ün göğsüne gömdü ve onun üstüne uzandı.
~~~~
Luhan'ın attığı mesajda Sehun'un evini ararken, Sehun'un oturduğu apartmanın önünde duruyordu, Chanyeol.
''Burası.Bir.Cehennem. '' Chanyeol teker teker söylerken kendisine bakan insanlara beceriksizce gülümsedi ve hemen Sehun'un olduğu 4. katın düğmesine bastı. Sehun'un olduğu dairenin önünde dururken deli gibi terliyordu, son kez derin bir nefes aldı. Ve 3 kez zili çaldı, ve kilidin açıldığı sesi duydu. Önünde gördüğü kişiyle gözleri normalinden daha da büyüdü.
Sehun mahvolmuş bir biçimde pijamaları, ve heryeri dağılmış saçıyla ( yağlı olduğunu gördüğünde banyo yapmadığını anladı ) karşısında duruyordu. Yüzü daha solgun ve gözleri ağlamaktan kızarmıştı.
''Sehun. '' Chanyeol fısıldadı ve solgun yanağı kavradı.
''Ne oldu sana ? Perişan görünüyorsun. '' Bayılacak gibi olan çocuğu nazikçe salladı. Sehun Chanyeol'ün kollarına bayılmadan önce yarı açık gözleriyle ona baktı.
Sehun yavaşça gözlerini açtı, gözlerini ışığa alıştırmaya çalıştı. Gözlerini kırpıştırdı ve yatağında olduğunu farketti ayrıca üzerinde dün geceki pijamaları yerine bir yenisi vardı. Gözlerini tekrar kapayıp ne olduğunu hatırlamaya çalıştığı sırada yatak odasının kapısının sesini duydu, dünyada en çok görmek istediği kişi karşısındaydı.
''Chanyeol! '' Sehun fısıldadı ve gözleri tekrar dolmaya başladı.
''Evet, Sehun. '' Chanyeol yatağa yanına oturdu ve tavuk çorbasını yanına koydu, ve taze gözyaşlarını parmaklarıyla sildi.
''Buradayım, yemek yemen gerek. '' Chanyeol çorbayı içirmeye çalışırken, Sehun itti.
''Sehun-ah birşeyler yemen gerekiyor.Daha fazla istemiyorsun ama 3 kaşık alsan bile yeter. '' Chanyeol sakince söyledi ve en sıcak gülümsemesini verdi. Sehun bunun üzerine yemeye başladı fakat öksürük krizine tutuldu, Chanyeol kahkahasını kesemedi.
''Sakin ol Sehun , yavaşca. '' Yanındaki peçeteyi aldı ve Sehun'un dudaklarına bulaşan çorbayı sildi. Sehun yavaşça dudaklarını silen Chanyeol'e bakınca kızardı.
''Teşekkürler bu çok lezzetli. '' Sehun gülümsedi, Chanyeol ilk defa onun bu kadar içten güldüğünü gördü.
''Sen daha fazla böyle gülmelisin, olduğundan daha güzel görünüyorsun. '' Chanyeol söyledi ve sarı perçemleri nazikçe eliyle arkaya attı. Sehun suratını astı ve kollarını bağladı.
''Ne yani gülmediğim zaman çirkin miyim ? '' Elleriyle çırparak gülerken Sehun daha fazla suratını astı.
''Bana göre güzelsin fakat gülünce poker face halinden daha güzel oluyorsun. ''Chanyeol'ün yanakları söylediğiyle kızardı ve atmosferin durumu onu daha da gerginleştirdi.
''Ben en iyisi artık gideyim, yarın okulda görüşürüz, Sehun-ah.'' Chanyeol ayağa kalktığında Sehun sıkıca onun elbisesine asıldı ve kendine çekti.
''Hayır, benimle kal Yeol. '' Sehun Chanyeol'ün tşörtünü yumruklarıyla tuttu ve gözleri yeniden dolmaya başladı.
''Yapma böyle, Sehun. '' Chanyeol ondan kendini çekmeye ve kalkmaya çalışırken Sehun serçe kendine çekti ve büyük yastığa düşmesini sağladı.
''Sehun---Mmmffhh!'' Chanyeol konuşamadan önce Sehun dudaklarıyla diğerinin dudaklarını ezmeye başladı.Chanyeol elleriyle diğerinin kafasını tuttu.
''Sehun...Oh.!'' Sehun'un yeniden yarım şekilde dudaklarını öğütmesiyle inledi.
''Sehun, lütfen hayır. '' Sehun hassas boynuna öpücükleri sıralarken Chanyeol hırladı.
''Sen benimsin. Chanyeol! Benim!!'' Sehun hickey bırakana kadar daha sert emdi.Chanyeol sertçe dudaklarını ısırdı biliyordu ki bunun hesabını soracaktı, Baekhyun.
''Ding!''
Chanyeol telefonuna gelen mesajla rahat bir nefes aldı, hızla Sehun'un sıkı tutuşundan sıyrıldı ve mesaj butonuna bastı.
''Neredesin? Kyungsoo'yu aradım, onlarla değilmişsin. Sakın bana onunla olduğunu söyleme. '' -Baekhyun.
''Oh, ona evde olmadığımı söylemedim. '' Chanyeol kendi kendine lanet etti ve hoşnut olan Sehun'un apartmanından hızla ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love me, Please ?
Teen FictionYaoi'dir hikaye rahatsız olan, lütfen burayı sessizce terketsin.